Serkan Taycan'dan "Agora"
Agora #01, #03, #04, #06, (detay) 2014
Arşivsel pigment baskı, akrilik ve alüminyum kompozit panel arasına marufle edilmiş, 150 x 185 cm (her biri)
PİLOT Galeri, 26 Mayıs - 4 Temmuz tarihleri arasında Serkan Taycan'ın Agora başlıklı solo sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçının geçtiğimiz yıl Venedik Mimarlık Bienali için ürettiği ve İstanbul'da ilk defa gösterilecek olan Agora serisi, İstanbul kentinin meydanları üzerinden kolektif hafızanın kaydını tutuyor.
Agora, Serkan Taycan'ın 2008'den beri üzerinde çalıştığı üçlemenin Habitat ve Kabuk 'tan sonraki son parçasıdır. Taycan bu üçlemede taşradan başlayıp İstanbul kentinin çeperlerinde devam eden ve son olarak da kentin meydanlarına ulaşan bir izleği takip eder ve yaşadığı coğrafyaya dair bir kentleşme anlatısı hedefler.
13. İstanbul Bienali kapsamında desteklenen ve halen devam etmekte olan projesi İki Deniz Arası'nın önerdiği yürüyüş rotası ise Kabuk serisinde fotoğrafladığı kentin çeperlerini ve yanı sıra İstanbul periferisinde yaşanan fiziksel çevrenin dönüşümünü bedensel olarak deneyimleme imkanı yaratır. Serkan Taycan, "Fay Hattı" olarak isimlendirdiği bu birbirine eklemlenen çok parçalı projeyle yaşadığımız coğrafyanın son 10 yıldır geçirdiği sosyo-politik ve toplumsal kırılmayı sorunsallaştırmayı, izini sürmeyi ve kaydetmeyi amaçlıyor.
Habitat ile taşraya, Kabuk ile kent çeperine odaklanan Serkan Taycan, Agora serisi ile kent hafızasını taşıma görevini üstlenen meydanlara ulaşır. Meydanların kent yaşamının küçük ölçekli bir mikrokozmosu olduğu fikrinden yola çıkarak, heterojen kentin farklılıklarını, benzerliklerini, açık ya da örtük olarak süren mücadeleyi irdelediği bir alan araştırmasını aktarmayı amaçlar. Bir nevi karşılaştırmalı meydan etütleri yaptığı da söylenebilir.
Agora serisi, kamusal alanın bu coğrafyada iktidar(lar) tarafından nasıl şekillendirildiğine ve kentliler tarafından nasıl kullanıldığına dair bir zaman çizelgesi önerirken meydanların tarihsel niteliklerine ve barındırdıkları yeni olasılıklara dair sorular yöneltir. Kamusal alan kavramı şehrin en eski meydanı olan Sultanahmet'ten –başlayarak Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinden günümüze nasıl bir değişim geçirmiştir? Günümüzde meydan nasıl tasarlanma(ma)ktadır? Meydanların AVM'leştirilme veya tam tersi AVM'lerin meydanlaştırılması yoluyla kullanım değerlerini kaybederek metalaşmaları ve özelleştirilmeleri kamusal alan kavramını ne derecede muğlaklaştırmıştır?
Sanatçı hakkında:
Serkan Taycan mühendislik eğitiminin ardından Nordens Fotoskola'da belgesel fotoğraf eğitimi gördü. Yüksek lisans eğitimini Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Helsinki Aalto Üniversitesi Fotoğraf bölümlerinde tamamladı. Çalışmalarında kentsel ve kırsal mekânların dönüşümüne, bu dönüşümün etkilerine, gelecek projeksiyonlarına ve bu süreçlerin parçası olan insanlık durumlarına odaklanır. Taycan işlerinde öncelikli olarak fotoğrafı, haritalar ve yürümeyi kullanır. Çalışmaları Venedik Mimarlık Bienali, İstanbul Bienali, Helsinki Fotoğraf Bienali, Sinop Bienali, Selanik Fotoğraf Bienali'nin yanı sıra Saint-Petersburg Rusya Ulusal Fotoğraf Merkezi , Malmö Müzesi ve Seattle Fotoğraf Merkezi gibi kurumlarda sergilenmiştir. Bir sanatçı kolektifi olan RecCollective'in üyesidir. İstanbul'da yaşamakta ve çalışmaktadır.