"Yiyecek tasarımının babası" unvanına sahip Marti Guixé, gastronomi konusundaki gelişmeleri yakından takip etse de "yemek" olgusundan çok, 21. yüzyılın yaşam tarzına hitap edecek "yenilebilir objeler" tasarlama kısmı ile ilgileniyor.
Katalan iç mimar ve ürün tasarımcısı Marti Guixé, 20 yıla yakın süredir dahil olduğu "yiyecek tasarımı" (food design) alanında sıradışı projelere imza atıyor.
Bu alanın öncüsü olarak "yiyecek tasarımının babası" unvanına sahip Guixé, gastronomi konusundaki gelişmeleri yakından takip etse de "yemek" olgusundan çok, 21. yüzyılın yaşam tarzına hitap edecek "yenilebilir objeler" tasarlama kısmı ile ilgileniyor.
"I-cakes" prototipleri, 2001, La Sala Vinçon, Barselona
Gerçek bir pasta olan bu "pasta grafik", yiyeceği hazırlamak için gerekli olan malzemelerin oranlarına işaret ediyor. Böylece dekorasyon, bilgiye dönüşmüş oluyor.
Yeni ürün sistemleri arayışıyla, 1997 yılında yiyecek tasarımı ile uğraşmaya başlayan Marti Guixé, bu doğrultuda ürettiği objeler kadar performansları ile de dünya çapında yankı uyandırdı.
Bir Barselonalı olarak "tapas" kültürü ile beslenen Guixé, ülkenin milli gururu olan bu yiyeceği, bilgisayar başı insanı için fonksiyonelliği ve ergonomisi ile ön plana çıkan teknolojik bir atıştırmalığa dönüştürüyor.
"Techno-Tapas", 1997, Galeria H2O, Barselona
Bilgisayar karşısında çalışırken, parti esnasında, uçak yolculuğunda ya da tasarım kokteyllerinde rahatça atıştırabileciğiniz bir Tapas sistemi.
"Spamt" (és pà amb tomàquet ifadesininin kısaltılmış hali, 1997, Galeria H2O, Barselona
Ezilmiş domates, tuz, yağ, Katalan ekmeği ile...
"Yemek yapma hakkında hiçbir fikri olmadan, gıda ile çalışan kişi"
Tasarladığı yenilebilir ürünleri; ergonomik, işlevsel, iletişimsel, etkileşimli, düşsel olduğu kadar çağdaş ve zamansız olarak niteleyen Marti Guixé; nostaljiyi hükümsüz kılarak, yemek pişirme, gelenek ve gastronomi ile ilgili her türlü referansı inkar eden yaklaşımına, şu sözlerle açıklık getiriyor:
"Yiyecek ile kitlesel bir tüketim ürünü olması nedeniyle ilgileniyorum. Bunun yenildikten sonra ortadan kaybolup enerjiye dönüşmesi ise özellikle ilgilimi çekiyor. Yıllardan beri gıda, ihtiyaç olmaktan çıkıp bir tüketim nesnesine dönüştü. Çoğunu kâr amacı gütmeden gerçekleştirdiğim yiyecek projelerini, bu ürün türüne dair yeni bir algı tanımlamanın yolu olarak görüyorum."
Öte yandan Guixé; Alessi, Calvin Klein, Camper, Chupa-Chups, Desigual, Imaginarium, Moleskine, Roma Film Festivali, Vitra gibi küresel markalar için ürettiği ticari projeler ile de ciddi bir tanınırlık elde etmiş durumda. Yiyecek tasarımı dışında bir konsept olsa da, Taksim İstiklal Caddesi'ndeki kartpostallar ile kaplı Camper mağazasının da bir Guixé tasarımı olduğunu not düşmekte fayda var...
Çektiği karelerle Marti Guixé'nin yenilebilir objelerini ölümsüz kılan fotoğrafçı Inga Knölke ise, çalışma arkadaşının yaptığı iş (yani yiyecek tasarımcılığı) için şu tanımı bulmuş: "Yemek yapma hakkında hiçbir fikri olmadan, gıda ile çalışan kişi".
"Tapas-pasta", 1997, Galeria H2O, Barselona
Makarnayı tapas gibi tüketmenizi sağlayan bir pişirme sistemi. Aynı zamanda farklı sosları denemeyi kolaylaştıran bir tasarım fikri...
Yiyecek tasarımı konusunda birçok kitap da kaleme alan Marti Guixé'nin, 2010 tarihli "Food Designing" adlı eserinin önsözünü yazan Beppe Finesse , yemeğin tasarlanabileceğini diğer herkesten iyi gören Guixé için "Üçüncü Milenyum'un ruhlarını besleyecek ideal şef" ifadesini kullanıyor.
Marti Guixé, 24 Ekim 2014 Cuma günü "2D1 Mutfak" alt başlığı ile gerçekleştirilecek "2D1 Tasarım Toplantıları"nın ilk Konuğu olarak YEM'de bir konuşma yapacak.
Kayıt yaptırılması zorunlu olan etkinliğin bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.