Yılmaz Zenger Sergisi

mimarizm.com / 12 Kasım 2018
Ağustos 2018'de aramızdan ayrılan usta tasarımcı Yılmaz Zenger, Studio-X Istanbul'da adına düzenlenen kapsamlı bir sergiyle anılıyor.

SALT Araştırma Mimarlık ve Tasarım Arşivi kapsamında yürütülen arşiv çalışması paralelinde, Kalebodur’un desteğiyle Studio-X Istanbul tarafından hazırlanan Yılmaz Zenger sergisi 16 Kasım'da açılıyor. 

Yılmaz Zenger'in çizimlerinden örnekler

Arşiv çalışması tamamlandığında, Yılmaz Zenger Arşivi çevrimiçi erişime açılacak. Zenger’in işlerinden bir başka seçki, önümüzdeki aylarda SALT Galata’da sergilenecek.

Küratör Pelin Derviş'in sergiye ilişkin kaleme aldığı metin şöyle:

"Mimar, içmimar, mobilya-aksesuar-dekor tasarımcısı, endüstri ürünleri tasarımcısı, fotoğrafçı, sinemacı, ses ve görüntü uzmanı, ressam, heykeltıraş, eğitmen, yazar. Bilim ve teknoloji takipçisi, kullanıcısı, geliştiricisi. Kompozit malzemeyle ürün geliştiricisi, üretici. Kent hakkı, kentlilik hakkı savunucusu. Bilgisini paylaşma tutkunu, ona ait olsun/olmasın tasarım geliştiricisi. Kimine göre bir “Rönesans insanı”, kimine göre “dahi”. O ise ona yakıştırılanlar arasında en çok “hayalci” sıfatını benimsedi; kendini en çok “problem çözücü” olarak tanımladı. Tüm bu özellikleriyle Yılmaz Zenger, bir benzerine daha rastlaması zor, üretken bir yaşam sürdü. Ardında, etkisi sürecek derin izler bıraktı, bize de bu izleri bulmak, kaydetmek, çözümlemek, paylaşmak, yeniden okumak ve yeniden paylaşmak düşüyor.

Sergiyi ve paralelindeki arşivleme çalışmasını; onun dünyasına girmek için atılmış bir ilk adım olarak ele aldık. Bu çalışma onunla birlikte başladı. Onun işaret ettiği kişilerin katkılarıyla gelişti. Mimarlar, içmimarlar, tasarımcılar, fotoğrafçılar, sanatçılar, sanat danışmanları, malzeme, üretim ve sağlık sektöründen profesyoneller, reklamcılar, yayıncılar, işverenler, akademisyenler, öğrencileri, ailesi ve ustabaşısı –bir başka deyişle yol arkadaşları– onun üretimini ve düşünce dünyasını yansıtan bireyler olarak devreye girdiler; sözleri, yazıları ve arşivleriyle dokümantasyon ve belgeme sürecine katkı verdiler.

Araştırmacının erişimine açmak hedefiyle Yılmaz Zenger’in kendi arşivi üzerinde de çalışılmaya başlandı. Süreli yayınlar başta olmak üzere literatür taraması yapıldı. Bir noktada, işlerini bizlere, yani hepimize emanet ederek aramızdan ayrılan Yılmaz Zenger’in de arzu ettiği üzere, ürünleri, yapıtları, yazıları ve bu külliyatı içinde barındıran arşivi ile birikimlerinin ilerleyen tarihlerde yeni okumalara destek vermesini dileriz."

Zenger imzalı mobilya tasarımları 

15 Şubat'a kadar ziyaret edilebilecek olan Yılmaz Zenger sergisi, Studio-X Istanbul’da düzenlenen POEDAT Konferansı dolayısıyla 19-26 Aralık tarihleri arasında kapalı olacak.

Sergi Künyesi

Küratör:
Pelin Derviş

Videolar:
Jiyan Erincik (çekim)
Onur Gürkan (fotoğraflar)
Tanju Eren (post-prodüksiyon)

Metinler
Pelin Derviş (editör)
Ege Sevinçli (düzelti)
Yağmur İnceleme, Zehra Kargılı, Büşranur Kayadibi, Samet Yılmaz (deşifre)

Süreli yayın araştırması:
İlayda Güler

Çeviri:
Ahmet Yükleyen

Sergi tasarımı:
Pelin Derviş, Güler Umur, Beysun Mert

Grafik tasarım:
Özgür Şahin

Sergi hazırlıkları ve kurulum:
Fikret Kaymakçı, Zenger Mobilya
Özkan Şener, Şener Dekorasyon

Metin, ses/video kayıtları, arşiv ve koleksiyonlarıyla katkıda bulunanlar:
Korhan Abay, Asu Aksoy, Gülay Alpay, Ahmet Turhan Altıner, Orhan Bursalı, Gültekin Çizgen, Nesteren Davutoğlu, Alpay Er, Fethi Denizmen, Özlem Denizmen, Sumru Dinçel, Yılmaz Ergüvenç, Gary Gleason, Korhan Gümüş, Doğan Hasol, Sinan Kafadar, Murat-Figen Orçun Kafescioğlu, Ruhi Kafescioğlu, Özlem Kale, Fikret Kaymakçı, Beysun Mert, Tchera Niyego, Tacettin Onur, Arif Özden, Tanju Özelgin, Beyza Paksın, Deniz Pireci, Gökşin Sanal, Aziz Sarıyer, Adnan Şanlısoy, Ömer Faruk Şerifoğlu, Aydın Teker, Okay Temiz, Erhan Toska, Gökçe Umur, Güler Umur, Onur Umur, Ersan Üzümcüoğlu, Yonca Zenger

Sergiye katkı veren kişi ve kurumlar:
Kalebodur
Onur Umur
SALT Araştırma Mimarlık ve Tasarım Arşivi 
Häfele
Tasarım Yayın Grubu
TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi / UCTEA Chamber of Architects of Turkey İstanbul Metropolitan Branch
Yapı Dergisi, pRchitect İletişim
YEM Kitabevi


Yılmaz Zenger hakkında:

Yıl 1962, Londra’da National Film Theatre’da hemen her akşam, sinema tarihinin önemli yapıtlarından birini izliyorum. İtalyan yeni sinemasının önemli bir yapıtı, son sahne. Filmin baş kahramanı pişmanlıkla haykırıyor, “what have I done, what have I done”. Yaşam hikayemi yazmak için masa başındayım, başım iki elimin arasında, kafam karışık, ben ne yaptım diyorum, bende de pişmanlıklar dolu dizgin.

Mühendis mimar, endüstri tasarımcısı olarak altmış yılı aşkın çeşitli ünivesitelerde, çeşitli ilgi alanlarımda hocalık yapmaktaydım, yıllarca heykel yonttum, desen çizdim, resmettim, fotoğraf ve sinemada profesyonel sayıldığım günler oldu. Tasarım felsefesi ve dili üzerine derslerim, söyleşilerim var. Son birkaç on yıldır da yoğun biçimde resim ve heykel yapmaktayım.

Yaşam hikayeme gelince: Babamın bürokrat olması nedeniyle İstanbul’dan göçtüğü, Ankara’nın Cebeci semtinde, 1933’te, nisanın 16’sında doğmuşum...

Yukarıdaki satırlar Ağustos 2018’de kaybettiğimiz Yılmaz Zenger’in tamamlama fırsatı bulamadığı, ancak hayli kapsamlı ele aldığı ve kendine özgü üslubuyla etkili bir bütün olarak kurguladığı yaşam öyküsünün başlangıç notları. Yaşam öyküsünün bir gün yayımlanması umuduyla bu noktadan devralarak kısa biyografisini veriyoruz.

Bir buçuk-iki yaşında İstanbul’a, amcasının Cibali’deki evine gönderilerek ilkokul çağına kadar orada yaşadı. Lise sonuna kadar çoğu yaz tatilini İstanbul’da geçirdi. İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde okudu, 1958’de mezun oldu. 1957-1959 yılları arasında İstanbul Belediyesi Planlama Departmanı’nda çalıştı; Başbakan Adnan Menderes’in imar uygulamalarına tepki göstererek ayrıldı; İTÜ’de asistanlık görevine ve “Eyüp” konulu doktora çalışmasına başladı.

2007 Milano Tasarım Haftası’nda Yılmaz Zenger / Tanju Özelgin'in kamerasından

1961-1964 yılları arasında Mimarlık ve Sanat dergisini Bülent Özer vd. ile birlikte çıkarmaya başladıklarında Türkiye’deki tek mimarlık dergisi Arkitekt idi. Doktora çalışmasını tamamlama aşamasına geldiğinde Prof. Kemali Söylemezoğlu ile yaşadığı fikir ayrılığı nedeniyle yurtdışına gönderilmesi teşvik edildi. Londra’ya gitti; BBC için özel sinema kameralarının geliştirilmesi ve ILFORD’da ILFO CHROME’un emisyon araştırma çalışmalarına katıldı (1962-1963). İTÜ’de Foto Film Merkezi’ni kurdu ve başkanlığını yaptı; görüntü dili ve teknolojinin geleceği konularında yazı ve konferanslar üretti (1965-1966). Yapı-Endüstri Merkezi’nin kurucuları arasında yer aldı (1968), yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Bilgisayar destekli animasyon konusunda çalışmalara başladı; 35mm Kuşlar isimli animasyon filmini hazırladı (1969). Mimari proje yarışmalarındaki başarılarına karşın istediklerini tam olarak hayata geçiremeyince hayallerinin mesleği olan mimarlığı terk edip mobilya tasarım ve üretimine yöneldi. 1962’den günümüze çeşitli üniversitelerde ders verdi, konferans ve atölye çalışmalarına katıldı. 1964’ten günümüze mobilyadan mekaniğe, elektronikten banka donanımlarına kadar farklı türlerde projeyi hayata geçirdi. 1971’de mobilya ve dekoratif yapı elemanları için model kalıp hazırlanması ve prototip üretimi üzerine çalışmalar yaptığı ve günümüze dek devam edecek olan Zenger Mobilya’yı kurdu.

1970’lerde içmimar Güler Umur ile birlikte önce Gümüşsuyu, İnönü Caddesi’nde DERME dekorasyon’u kurdular; 1974’te Nişantaşı, Abdi İpekçi Caddesi’nde BEZDEN adını taşıyan sıra dışı bir mobilya, giysi ve aksesuar mağazası açtılar, burada iç mekan tasarımları da yaptılar; BEZDEN’in diğer ortakları arasında Güzin Gürel, Judith Uluğ, Yıldız Dağdeviren gibi isimler de yer almaktaydı. BEZDEN’de ayrıca her ay perde, yastık, aydınlatma elemanı gibi ürünlerin sergisi veya defile gibi bir etkinlik düzenlenmekteydi. Güler Umur – Yılmaz Zenger ortaklığı ihracat firması GUYZENCO ile devam etti; GUYZENCO olarak Düsseldorf Igedo Moda Fuarı’na defalarca katılarak yurtdışındaki butiklere giysi ve aksesuar ihracatı yaptılar. 1978’de Monako’daki Palais de Congrès’in açılışı onuruna yapılan Uluslararası Moda ve Bijuteri Fuarı’nı projelendirdi ve teknik yönetmenliğini yaptı; Güler Umur ile birlikte bu fuara da GUYZENCO olarak katıldılar. Bu markalardan bağımsız olarak da Güler Umur ile işbirlikleri uzun yıllar sürdü.

1972’de Türk Hava Yolları’nın (THY) Taksim’deki satış merkezinin kompozit malzemeyle bilet satış bankolarını, oturma elamanlarını, duvar lambrilerini ve tamamlayıcı elamanlarını yaptı. 1974’te Enternasyonal İzmir Fuarı’nda THY’nin standını tasarlayıp üretti. Bu iş ile, İzmir Fuarı için yapacağı bir dizi çalışmanın tohumunu atmış oluyordu. Takip eden yıllarda yine THY, İş Bankası, Türk Telekomünikasyon Endüstrisi, Puro-Fay, Uzel Traktör gibi firmalar için çalışmalar gerçekleştirdi. 1972’de Amerikan Kültür Merkezi’nin ve Amerikan Kütüphanesi’nin video-kitap ünitelerinin, ses ve görsel ekipmanları ile birlikte Amerika Kültür Ataşeliği’nin fütürist iç mekanını tasarladı. Aynı yıl, Zeki Triko’nun Osmanbey’deki mağazasının konsept ve dekorasyonunu Güler Umur ile birlikte yaptı. Bu çalışma, Zenger’in modaya ilgisini ortaya çıkardı; Zeki Triko’nun modellerine katkıda bulundu; aynı zamanda Zenger için moda fotoğrafçılığının başlangıcını teşkil etti. 1973’te Ankara, İstanbul ve İzmir’deki Amerikan kolonilerini eğitmek üzere ABD Bilgi Merkezi’nin desteğiyle Türkiye’ye ilk bilgisayar destekli animasyonları getirdi. Aynı animasyonları bir dizi konferansla birlikte İTÜ Mimarlık Fakültesi’ndeki öğrenci ve öğretmenlere sundu. Aynı konferans sırasında gösterilen Sibernetik Çağ Romantizmi isimli filmi için özel projeksiyon sistemi tasarladı ve pro-lensleri akrilik bloklardan yontarak hazırladı.

1982’de Avrupa Güzellik Yarışması’nın genel sanat yönetmenliğini yaptı. Daha sonra şov, sahne dekorasyonu ve özel efektler alanında deneysel uygulamalar gerçekleştirdi. Anthony Dawson’ın Yor, The Hunter from the Future (Gelecekten Gelen Avcı, 1983) ve The Ark of the Sun-God (Güneş Tanrı’nın Tacı, 1984) adlı filmlerine sanat yönetmeni asistanlığı ve sanat yönetmenliği yaptı. 1985’te UNICEF’e danışman oldu, 1985-1989 yılları arasında Kanada hükümetinin desteklediği “iletişim” konulu iki belgesel film yaptı. UNICEF için taşınabilir aile eğitimi ünitesi konulu bir proje ve parlamenterler için sağlık politikası konulu bir senaryo hazırladı.

1980’lerin sonunda, Şişli’deki eski İETT garajının iş merkezine dönüştürülmesi amacıyla yıkılmasının ardından alanda oluşan çukurların içinde biriken yağmur sularıyla meydana gelen gölün içinde balıkların, etrafında kuşların yaşamaya başladığını fark etti. Sivil toplum örgütlerini, bu alanı kent merkezinde yaşayan ve kullanılan bir habitata dönüştürmek, böylece inşa faaliyetlerini daha başlamadan önlemek hedefiyle, siyasetten özellikle uzak, sessiz sedasız bir hareket başlattı; bir süre her hafta alana ağaç fidanları dikildi. Ancak girişim olumlu sonuçlanmadı, doğal oluşum sökülüp atıldı. Bu alanda bugün Cevahir AVM bulunmaktadır. 1990’larda Ayaspaşa’daki Park Otel ile mücadele için bir taban hareketi başlattı. İnşaat sürerken sokakta, ağaçlar üzerinde düzenlenen sergi ile konunun kamu gündemine taşınmasında aktif rol aldı. Ayaspaşa Çevre Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği başkanı idi. 1990’ların son çeyreğinde, Arnavutköy ile Kandilli arasında yapılması planlanan üçüncü köprünün tanıtımı için ilgili bakanlıktan aldığı sipariş üzerine hazırladığı belgesel filmin mahalleli ile paylaşılması için gösterdiği gayret neticesinde mahallelinin konudan haberdar olmasında ve örgütlenmesinde kritik bir rolü oldu.

1990’da Prag’da Animasyon Filmleri Festivali’ne Communication for Health [Sağlık için İletişim] adlı filmiyle katıldı ve düşük bütçeli bilgisayar animasyonu konulu bir konferans verdi. 1990’larda ağırlıklı olarak bankalar için ATM ünitelerinin tasarım ve uygulamasına yöneldi; tasarladığı çok sayıda info-kiosk büyük şirketler ve bankalar için üretildi. 1994’ten başlayarak İstanbul’daki Bilim Merkezi’nin iç mekan düzenlemesi ve gösteri birimlerinin hemen hemen tümünü üreterek kuruluşuna bire bir katkıda bulundu. Aynı yıllarda Rusya’da bir sağlık merkezi için sağlık modülü tasarlayıp kendi atölyesinde üretimini yaptı. 1990’ların sonlarında New York’ta bir ofis kiraladı ve New York, Harlem’deki Gallery X’te Hemispherics adını taşıyan heykel sergisini açtı (1999); bu tarihlerden itibaren heykel çalışmaları yoğunluk kazanmaya başladı; Mobius bandından yola çıkarak birçok heykel yaptı.

2000’lerden günümüze çoğunluğu New York ve İstanbul’da olmak üzere yurtiçinde ve dışında çok sayıda solo ve karma sergi ve fuara mobilya ve heykelleriyle katıldı; bazılarının küratörlüğünü üstlendi; eserleri Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Sanat Koleksiyonu’nun yanı sıra çeşitli özel koleksiyonlarda yer aldı. Pek çok dergi ve gazetede tasarım, sanat, bilim, yeni teknolojiler, yeni üretim yöntemleri ve sürdürülebilirlik içerikli makaleleri yayımlandı.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :