Artık Sanatçı Olmak İçin Hiçbir Eğitime ya da Yeteneğe İhtiyacınız Yok mu?
E. Seda KAYIM
/ 23 Aralık 2009
20'inci yüzyılın başında "metropol" kavramı ile baş etmenin, bu yeni şehirleşmenin hızına göğüs germenin tek yolu nasıl "blase bir tavır" olarak gösterildi ise, bugün güncel sanatı anlamanın ve onu eleştirmenin yolunun da onunla dalga geçmek olacağı iddia edilebilir. Yani güncel sanat ile bir miktar kafa bulmaktan kimseye zarar gelmez! Üstelik "hafife alma sanatı"nın ehemmiyetini kavrayanlar için, günümüzde verimli bir tartışma başlatmanın yegane metotlarından biri "dalga geçmek" sayılabilir. Ne de olsa sanatta da –aynı mimarlıkta olduğu gibi- "yarı Tanrı" aktörlerin ve star figürlerin devrini kapatmak üzereyiz. O halde neden bir yenilik yapıp mimarlığı da sanatı da biraz olsun hafife almıyoruz?
IARTISTLONDON, "hafife alma sanatı" meraklılarına ilaç gibi gelecek, kavrama ve duruma aşina olmayanlar için ise iki kutuplu bir eleştiri güzergahı açabilecek bir internet sitesi. Aslında işlevi de, prensibi de çok basit: Son 20 yılın en çarpıcı ve en çok gündemi meşgul eden İngiliz menşeili işlerinden altısı, bu internet sitesi yoluyla pazarlanıyor. Ancak söz konusu pazarlama, işlerin ta kendisi üzerine değil! Daha ziyade heykel, yerleştirme ve fotoğraf çalışmalarının "replika"ları olarak nitelendirebileceğimiz bu saymaca ürünler, bir yandan çağdaş sanat üretiminin dinamikleri ile, diğer yandan da o üretime "Bunu ben de yaparım!" diyenlerle dalga geçiyor. Çünkü tanıtılan DIY ("Do it yourself!" – "Kendin yap!") kutuları, her bir işin en temel parçalarını bir araya getiriyor; yanına bir kullanım kılavuzunu alıyor ve kullanıcıya "İçindeki sanatçıyı özgürleştir!" mottosu ile sesleniyor. Yani artık IARTISTLONDON ile herkes sanatçı olabiliyor!
İnternet sitesinde yer alan açıklama, söz konusu saymaca ürünlerin içeriği ve amacı hakkında bizi biraz daha aydınlatıyor. "IARTISTLONDON dünyanın ilk karşılanabilir DIY yüksek sanat setlerini sunuyor" sloganı ile başlayan açıklama şöyle:
"Bu yeni marka size, evinizin konforlu ortamında gerçek çağdaş sanat parçalarını ortaya çıkarma şansı tanıyor. Her zaman sahip olmak istediğini ancak karşılayamadığınız tüm parçaları! Biz, sanatın herkes için olması gerektiğine inanıyoruz. Kutularımız, sizin yalnızca ‘yaratma'ya odaklanabilmeniz için tüm önemli ve gerekli ögeleri içeriyor. Kısacık bir zamanda yalnızca sizin tarafınızdan yaratılmış bir başyapıta sahip olacaksınız. Hızlı, kolay ve tüm bunları yapmak için hiçbir sanatsal eğitime ya da yeteneğe ihtiyacınız yok!"
Peki IARTISTLONDON'ın sunduğu "parça"lar hangileri? Sunulan altı setten en ilgi çekici olanı, hiç şüphesiz Damien Hirst'ün dillere düşmüş "Fort the Love of God" işi… 18.yy'a tarihlenen bir insan kafatasını platinyumdan döken ve bu modeli 8601 adet elmasla kaplayan Hirst'ün 15 milyon Sterlinlik çalışması, günümüzde dünyanın en pahalı sanatsal üretimlerinden biri olarak gösteriliyor. Bir diğeri ise yine Hirst'e ait olan ve geçtiğimiz yıl 10.3 milyon Sterline satılan "Altın Buzağı" (The Golden Calf) yerleştirmesi olarak sayılabilir.
IARTISTLONDON ise "herkesin evinde sergilemek isteyeceği çağdaş sanat eseri" olarak nitelendirdiği "For the Love of God"a ait replika setini şöyle tanıyor: "Neden milyonlar harcayasınız ki? İçerisine gerçek ölçekli plastik bir kafatası ve tam tamına 8.601 kristal yerleştirdiğimiz IHIRST setine inanılmaz uygun bir fiyata kavuşabilirsiniz! Yapıştırıcı ve cımbız da yanında! IHIRST ile ihtiyacınız olan tek şey sabır…"
IARTISTLONDON'da tanıtılan setler, henüz satışa çıkarılmış değil. Yakın bir aralıkta da satılacağı şüphe götürüyor. Dolayısıyla bu ürünlerin eleştirel duruşlarını irdelemek daha anlamlı gözüküyor. Bir yandan "En az kendiniz kadar bireysel olan bir sanat eserinin keyfine varın!" diyerek sanatın "sanat için mi, toplum için mi" denklemine yeni bir soru ekleyen, öte yandan Rachel Whiteread'in içi su ile doldurulmuş biyotu "Pink Torso"nun replikasına "en ucuz seçeneğimiz ve çocuklar da çok sevecek" diyerek sanatın kapital ile kurduğu ilişkiye dikkat çeken IARTISTLONDON, elbette güncel İngiliz sanat sahnesine de verimli bir bakış atmamızı sağlıyor.
1990'ların "Cool Britannia" çılgınlığı Hirst, Whiteread, Emin gibi isimler ile yeniden dirildi mi, bilinmez, ama sanatsal üretimi "sopa yutmuş"luğundan kurtaran bu Warhol jenerasyonuna aynı gevşek tavırla bakmaktan ve sanatın reklamasyon ve finans ile kurduğu ilişkiye biraz daha ısınmaktan kimseye zarar gelmeyecektir.
Diğer IARTISTLONDON "ürün"lerine bakmak için ilerleyiniz. >>>>>>>>>
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın