Açık Kütüphane
05 Ocak 2012
Sergi mekanlarına yönelik tasarımlar yapmaya nasıl başladınız?
Gregers Tang Thomsen: İlk projemiz –eski adı ile- İstiklal'deki Platform Garanti'de idi. Vasıf Kortun bizden burada "Açık Kütüphane'yi tasarlamamızı teklif etmişti. Kitap ve dergi koleksiyonlarını sergilemek istiyorlardı. Bu elbette kendi ofisimiz bünyesindeki ilk proje idi. Selva ile OMA'da çalışırken de Berlin'deki ‘Neue Nationale Galerie'de yer alacak Content sergisi tasarımı projesinde yer almıştık.
Peki sizce Vasıf Kortun'un "Açık Kütüphane"yi (Open Library) tasarlatmak üzere size gelmesinin nedeni neydi? Seçilen tasarımcılar niçin siz oldunuz?
Selva Gürdoğan: Vasıf'ı OMA'da çalıştığımız dönemden beri tanıyoruz. OMA'nın Belçika'da gerçekleştirdiği "Image of Europe" sergisini İstanbul'a getirmek istiyordu. Biz de bunu nasıl gerçekleştirebileceğimiz ve nasıl uyarlayabileceğimiz üzerine konuşuyorduk. Bu aralıkta bizim de İstanbul'a yerleşme hayallerimiz olduğundan söz etmiştik. Kısacası bizimle ilgilendi. Aslında Vasıf daima genç yeteneklere karşı ilgilidir. Sanat ve mimarlık ortamını destekleme çabaları da hayranlık vericidir. Genç yetenekleri ortaya çıkarmak ve onlara kendilerini gösterebilecekleri görevler vermek, onun "iş tanımı" olarak bile adlandırılabilir. Sonuç olarak bize de "Açık Kütüphane" üzerinden böyle bir fırsat verme nezaketini gösterdi.
Böylesi bir projede yer alma motivasyonlarınız arasında, bir ilk üretim olarak size çıkış fırsatı vermesinden fazlası var mıydı? Yapı ölçeğindeki mimarlık süreçlerinden çok daha hızlı ve kullanıcısı ile hemen, doğrudan iletişim kurabilecek bir iş çıkarmak bunlardan birisi miydi?
SG: Sergiler ile genel anlamı ile ilgiliyiz. Hızlılar ve sergiler aracılığı ile daha fazla kişiye ulaşabiliyorsunuz. Bu dilerseniz bir kütüphane tasarımı olsun, dilerseniz bir sanat eserinin sergilenmesi işi… İçinde bulunduğumuz sergi işlerinin de yaygın anlamı ile "sergi", yani birer sanat sergisi olduğu söylenemez. "Açık Kütüphane" –adı üstünde- bir kütüphaneydi; "Açık Şehir" (Open City) Depo'da bir dizi mimarlık projelerini sergiliyordu. "Becoming İstanbul" için yaptıklarımız ise bir veritabanı ve etkinlik alanı tasarımıydı. Tek istisna, Venedik Bienali'ndeki Birleşik Arap Emirlikleri pavyonu idi… Ama tüm bu projeler bizim için birer şanstı.
"Açık Kütüphane" projesindeki tasarım yaklaşımınızı detaylandırabilir misiniz?
SG: Örneğin "Açık Kütüphane"de, tasarladığınız 20 yıl boyunca işlerlik sahibi olacak bir "İstanbul Halk Kütüphanesi" değil, orada yalnızca üç ay boyunca duracak bir proje olduğu için, olağan bir kütüphane deneyimini dönüştürme fırsatı yakaladık. Tasarladığımız mekan yalnızca bir kitaplık değil, bir okuma mekanı, sahne, oditoryum, imza günü alanıydı. Son derece yalın bir şema üzerinden farklı katmanlarda işliyordu.
Superpool'un Sergi İşleri
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın