Kentin önemli bir giriş kapısı ve karşılama noktası olarak, çağdaş mimari anlayışıyla tasarlanan Tabanlıoğlu Mimarlık imzalı projenin, yeni gelişmelere yön vermesi, estetik anlamda şehrin siluetinde yer kazanması hedeflenmiş.
©Inigo Bujedo-Aguirre
Demiryollarına yapılan yatırımlar bir ülkenin kalkınmasında ve bağımsızlığında her zaman belirleyici olmuştur ve refah düzeyinin göstergesidir. Demiryollarının canlandırılması ve öteki ulaşım alternatifleriyle birlikte düşünülmesi kadar yaya akışıyla ve kentiçi hareketlerle uyumlu olması ekonomik ve sosyal açılardan sürdürülebilir bir erişim altyapısı sağlar. Taşımacılıkta demiryolu sisteminin güçlendirilmesi bir ülkenin teknolojik ve sosyolojik bağlamda çağdaş gelişimini ve sonuçta bütün bölgelerinin eşit olanaklara sahip olmasını hedefler. Kazakistan’ın coğrafi merkezinde yer alan Astana, çok sayıda ulaşım modeli ile etkileşim içerisinde geniş bir ulaşım ve iletişim ağı sunmaktadır.
Daha önce aynı şehirde, Astana Arena ve Astana Medya Merkezi gibi birçok farklı projeye imza atmış olan Tabanlıoğlu Mimarlık, Astana Tren İstasyonu’nu, EXPO 2017 hedefleri çerçevesinde, kentin uyumlu gelişmesiyle bütünleşecek bir proje olarak tasarlamış ve proje Haziran 2017’de tamamlanarak hizmete açılmıştır.
©Tabanlıoğlu Mimarlık
©Emre Dörter
Astana şehrinin yıllar boyunca gelişimini öngören master plan içinde planlanan proje, bugünü ve geleceği hedefleyen bir çizgide modern standartların en yüksek değerleriyle biçimlendirilmiştir. Bu projenin altında yatan kentsel tasarım konsepti, bütün kentlilerin güvenli, konforlu ve kolay erişimini ve özünde Astanalıların mutluluğunu hedeflemektedir.
21. yüzyıl teknolojisinin bütün olanaklarından yararlanan tasarım, kullanılan yapı teknolojileri kadar geniş malzeme repertuarıyla da dünya standardını yükseltecek bir ulaşım yapısı olarak Kazakistan’ın gururu olacak bir örnek, bir gelişme simgesidir. Kentin günlük kullanım alanlarına erişim rahatlığı ve şehirlerarası ulaşımının kolaylaştırılmasının ötesinde proje, kentlilerin yolculuk konforunu ön planda tutmaktadır.
©Emre Dörter
Öteki yollarla olduğu gibi, havalimanı ile kent merkezini birleştiren var olan LRT ile doğrudan bağlantısıyla havayolu ulaşımının bir devamı, bütünleyicisi olarak işlevlendirilmiştir.
Şehirdeki var olan bütün ulaşım bağlantıları ile birlikte düşünülen ve bütün alternatiflerin birbirleriyle ilişkisini güçlendiren bu sistem yaya erişimine de açıktır.
©Emre Dörter
Kent kotunun üzerinde yer alması nedeniyle istasyonun altından yürüyerek parklara ulaşabilen kentliler için gündelik yaşamın doğal bir parçası olarak çağdaş bir görsellik kazandıracaktır.
İstasyon ve çevresinin gereksinimini karşılayacak kapasitede otoparklar tasarlanmış, bu otoparklardan istasyona olduğu gibi, yapının her iki yönünde yer alan parklara yaya erişimi sağlanmıştır.
Yaya akışının kesintisiz sürmesi planlanmıştır. Uzaktan bakıldığında ise yalnızca bir istasyon olmaktan daha fazla cazip bir buluşma alanı, kentliyi çağıran bir mekân olacaktır.
©Inigo Bujedo-Aguirre
Yeme-içme alanları ve dükkânlarıyla alışverişe ve ticari etkinliğe yer veren istasyon, bu yaklaşımıyla kentlinin yalnızca geçtiği bir transfer alanı olmaktan çıkıp bir buluşma noktası olarak da kentlinin gündelik yaşamında yer alacaktır. Bu alanı yaya erişimleri desteklemektedir.
Tren istasyonunun tasarımı, yolculuk konforunun başka bir önemli öğesi olarak, anti-terör önlemleri dahil, her türlü güvenlik önlemini öngörmektedir.
Var olan tren kapasitesinin işletmesinde gerekli altyapıyı karşılayan sistem, gelecekte demiryolu filosuna katılacak yüksek teknolojiye sahip hızlı trenler için de optimum değerleri karşılayacak şekilde tasarlanmıştır.
©Emre Dörter
4.200 m2 karma kullanımlı terminal binası, 70.000 m2’lik bir otopark ve metal kaplı, 2.550 metre uzunluğunda bir demiryolu platformu da dahil yaklaşık 130.000 m2’lik kapalı bir alana ve günde 35.000’den fazla yolcu kapasitesine sahip olan istasyon yapısı, Astana’nın var olan istasyonunun yükünü hafifletecek ve ilk aşamada günde 18.000 yolcuya hizmet verecek.
Operasyonel yönetimin kolaylaştırılmasına ve özellikle coğrafyanın sert iklim koşullarını gözeterek, çevre ile etkileşimin güçlendirilmesine yönelik olarak yüksek teknoloji ilkelerini benimseyen tasarım, yenilikçi çözümler önermektedir.
©Emre Dörter
Yapının kentsel bir mekân olma özelliğini vurgulayan çatı strüktürü ana mimari unsurlarındandır. İstasyonun ana parçası olan monolitik çatı sistemi, bir uçtan ötekine uzanan üç sürekli plakadan oluşur ve bantlar arasında günışığını içeri alan saydam açıklıklar yer alır. Yükü en aza indirgenen bu stüktürün ana elemanı çeliktir. Sabitliği ve sağlamlığı optimize eden, sert hava koşullarına dayanıklı bu ekonomik çözüm zarif bir yapısal estetik elde edilmesini sağlar.
©Inigo Bujedo-Aguirre
Ana istasyon binasının üzerinde kalan alanda, açıklıklar camla kaplanarak iç mekânlar iklimsel etkilerden soyutlanırken, doğal ışıktan optimum yararlanma olanağı sağlanır. Bütün terminal boyunca uzayan çatı yapısı güçlü bir görsel etki sağlarken, her iki yöne doğru yer alan platformların üzerini örten konsollarla, açık havada da yolculara korunaklı bir bekleme alanı yaratır.
Kavisli formun en yüksek noktası ana istasyon yapısı üzerinde yer alır, bu yüksekliğin yarattığı yükseklik ve ferahlık yolcular için en uygun ortamı sağlar.
©Inigo Bujedo-Aguirre
Ziyaretçileri, 3 kat boyunca teraslarla çevrelenmiş geniş bir atriyum karşılar. Bu alanda ve çevreleyen katlarda çeşitli noktalarda, güvenlik geçişleri, bilet gişeleri, dinlenme alanları, yemek alanları, duty free dükkânları ve büro birimleri yer alır. Binaya araçla orta girişte inmek suretiyle ya da platform düzeyinde ve yaya olarak ulaşmak olanaklıdır.
Altı adet üst geçite sahip istasyonda trenler istasyonun kapalı alanına girebilmektedir. Çok katmanlı bu merkez, özellikle bir ulaşım sisteminden ötekine geçerken, transferler sırasında kolay erişim sağlar. Metro istasyonuna yeraltı geçitiyle ulaşılır. Bağlantının üst tarafında ise kent parkı yer almaktadır.
©Emre Dörter
©Emre Dörter
Günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olacak Astana Tren İstasyonu kentin önemli bir giriş kapısı ve karşılama noktası olarak, çağdaş mimari anlayışıyla 21. yüzyıl Kazakistan’ını temsil etmeye layık bir alt ve üst yapı örneği olarak yeni gelişmelere yön verecek, estetik anlamda şehrin siluetinde yer kazanacaktır.
Bu proje, YAPI Dergisi’nin 433 / Aralık 2017 sayısında yayımlanmıştır.