Paris’in yeni fast food restoranı Marxito’nun orijinal ve sürdürülebilir konseptinin ardında, iki Michelin yıldızlı şef Thierry Marx ve tasarım dünyasının yaramaz çocuğu Ora-Ïto bulunuyor.
fotoğraflar: © Mathilde de l'Ecotais
Gastronomi ve tasarım dünyasının iki popüler ismi; kaliteli, lezzetli ve ‘etik’ fast food’u desteklemek üzere güçlerini birleştirdi. Paris'in çiçeği burnunda restoranı Marxito’da, şef Thierry Marx’ın sokak lezzetlerini yeniden yorumladığı menüye, tasarımcı Ora-Ïto’nun minimalist mekanı eşlik ediyor.
Sade, güzel ve fonksiyonel tasarımı odağına alan mekan, müşterilerine, titiz kalite standartlarıyla üretilmiş günlük yiyecekler sunuyor.
Tokyo'dan Paris'e armağan
Marxito’nun ortaya çıkış hikayesi Tokyo sokaklarına uzanıyor. Bir gezi sırasında Thierry Marx, küçük bir dükkanda ‘doriyaki’ (tatlı barbunya fasulye ezmesi ile yapılan bir tür krep) yapımında kullanılan büyüleyici bir makine satan bir dükkana rastlar. O anda aklına yepyeni bir mutfak deneyimi fikri gelir. Marxito’nun ilk tohumu böylece atılmış olur.
Thierry Marx ve Ora-ïto / © Arnaud Bani
Bir masanın etrafında...
Marxito’nun iç mekanında, Cité Radieuse’ün tepesindeki MAMO sanat merkezi ve LVMH medya bölümü ofisleri gibi dikkat çekici projelere imza atan, avangard tasarımcı Ora-Ïto’nun imzası bulunuyor.
Minimalist Japon estetiğinin tutkulu bir takipçisi olan tasarımcı, gastronomide her şeyin bir masa etrafında gerçekleştiği tespitinden hareketle Marxito’yu devam eden bir masa şeklinde kurgulamış. Tavandan zemine inen kıvrımlar müşterilerin oturacağı yüzeyleri oluştururken, keskin kenarlardan kaçınılmış.
Günün her saati bir şeyler atıştırmak ya da iş arasında bir mola vermek için uğrayabileceğiniz Marxito, pastel tonlar ve doğal malzemlerle zenginleştirilmiş sıcak ve davetkar bir atmosfere sahip.
Sorumlu ve etik fast food
Thierry Marx ve Ora-Ïto, yaptıkları işlere toplumsal sorumluluk bilinciyle yaklaşan bir ikili. Marxito'da da her şey (küçük yerel üreticileri desteklemekten tutun da, Thierry Marx'ın gençlerin mutfak dünyasında yeni beceriler kazanmasına destek olan okulu Cuisine Mode d’Emploi(s)’daki üyelerin istihdam edilmesine kadar) bu ortak felsefeyle tutarlı bir şekilde işliyor. Menünün öncelikle bitkisel bazlı tariflere dayanmasının nedeni de aynı düşünceli yaklaşım.
Fransız-Japon harmanı menü
Thierry Marx'ın %80'i bitkisel bazlı, özenle seçilmiş malzemelerle doldurulmuş, karabuğdaydan yapılma pofuduk krep sandviçleri, Fransız-Japon melezi bir sunumla ikram ediliyor.
İşte tuzlu ve tatlı versiyonları ile Marxitos lezzetleri:
Tuzlu Marxito'lar:
- Marine patlıcan, scamorza peyniri ve piquillo biber sosu
- Guacamole, kırmızı soğan, kızarmış susam ve zencefilli tofu sosu
- Füme somon, avokado, Japon turpu, miso-maydanoz sosu
- Pastrami, soğan konfit, hardal, marul ve cheddar peyniri
Tatlı Marxito'lar:
Tatlı lezzetlere muslar (sade, matcha'lı, çikolatalı) ve ev yapımı reçeller (yabanmersini, ahududu, sudashi, pomelo, portakal, yuzu aromalı) eşlik ediyor.
Yerel malzemelerle özel lezzetler
Sağlıklı malzemeleri bulmak, zanaatkar üreticileri ve bağımsız çiftçileri desteklemek; etik kurallara sıkıca bağlı olan Thierry Marx’ın öncelikleri arasında. Ünlü şef, bu doğrultuda Marxito’nun tedarikçilerini de büyük bir özenle seçiyor.
Marxito’nun en temel malzemesi olan karabuğday unu, 1870 yılında Bretagne’da kurulan ve halen geleneksel değirmencilik tekniklerine devam eden Moulin de la Fatigue’den alınıyor.
Buğday unu, Paris'in 80 km dışındaki bir aile işletmesi olan Moulin Bourgeois’da üretiliyor.
Süt ürünleri (organik yumurtalar, tereyağı, süt vb.) Normandiya’daki Contentin yarımadasından ve Chevreuse vadisinden geliyor.
Meyve ve sebzeler, Eure ve Loire bögelerindeki küçük çiftçiler tarafından yetiştiriliyor. Reçeller, Korsikalı üretici Anatra'dan tedarik ediliyor.
Tatlı menüsündeki dondurmalar ise, ödüllü pasta ustası Emmanuel Ryon’un (dondurma kategorisinde Meilleur Ouvrier de France ödülünün ve 1999 World Pastry Cup'ın sahibi) tarifiyle yapılıyor. Karabuğday ve Tonka fasulyesi aromalı dondurma, Marxito’ya özel tasarlanmış.