Yazı Çağrısı: İslam Mimarisi

mimarizm.com / 03 Temmuz 2024
"İslam Mimarisi İslam Mimarlık Tarihyazımı" dosyasına son yazı gönderme tarihi 31 Mart 2025.

İslam Mimarisi
İslam Mimarlık Tarihyazımı

Sayı: 48 - Haziran 2025

Ömer Faruk Günenç ve Habibe Tuba Bölük editörlüğünde hazırlanacak özel sayı için İdealKent Dergisi yazı çağrısında bulunuyor:

“Welcome to the Islamic City of Marawi”

"Yukarıdaki fotoğraf, Filipinler’in Mindanao adasındaki Bangsamoro Yarı-Özerk Bölgesi’nin (Bangsamoro Autonomous Region in Muslim Mindanao, BARMM) şehirlerinden Marawi’ye aittir. Iligan şehrine açılan noktada konumlanan şehir kapısı, şehre gelenlere “sıcak/egzotik” bir karşılama sunar: Marawi İslam Şehrine Hoşgeldiniz. Hâlbuki şehrin Cotabato tarafına açılan girişinde böyle bir kapı yer almaz. Şehir kapısının BARMM yönünde bulunmaması anlamlıdır; çünkü Marawi, Müslüman-Hıristiyan veya Morolu-Filipinli ayrımlarının kuzey bölgesinde başladığı yerdir, sınır noktasıdır. BARMM’ın diğer şehirlerinde “İslam şehri” tanımlaması bulunmaz, en azından, şu ana kadar yapılan gözlemlerde karşılaşılmadığı belirtilmelidir. Bölge başkenti olarak Cotabato, oldukça Y heterojen bir yapıya sahiptir. Benzer bir biçimde Sulu, Tawi-Tawi ve Basilan adaları için de benzer bir tanımlama yapmak mümkün duruyor. Bu durumda, Marawi’yi “İslam şehri” kılan nedir? Hangi özellikleri sebebiyle Marawi bir “İslam şehri”dir? Nüfusunun yaklaşık yüzde doksan dokuzunun müslüman oluşu mudur Marawi’yi “İslam şehri” kılan? Ya da bu tanımlamanın kökenlerini tarihsel ve biyosiyasal varoluş biçiminde mi aramak gerekir?

Düzensiz sokak dokusu, konut ve ticari yapıların ayrı yerlerde olması, çarşılar, camiler ve hamamlar gibi kamu yapılarını sabit bir fiziksel örüntü içinde düşünen bazı tarihçiler, “İslam şehrini” ve İslam toplumunu tarihsel bir durağanlık içine yerleştirdiler ve yalnızca dini kabullerin bir ürünü olarak gördüler. 1960’larda “İslam şehri” formülasyonuna dair ilk itirazlar gelmeye ve kentler arasındaki ince farkları dikkate alan yaklaşımlar belirmeye başlamıştır. Başlangıçta bunlar radikal değişimler önermeseler de, zamanla daha çok yazılı belgeler ışığında yapılan çalışmaların ortaya çıkışını hızlandırmıştır. Söz gelimi mahkeme kayıtları gibi belgelerin yoğun biçimde kullanıldığı araştırmalar, statik ve insandan yoksun bir kentin formülasyonuna hizmet eden sınıflamalara karşı duran eleştirilerin temellenmesini sağlamıştır. Gündelik hayatın kalıplarını, cinsiyet, mahremiyet ve sosyal hayat alanlarını var eden koşullar, sadece İslami hukuk ve siyasi sistemlerin etkisiyle değil, aynı zamanda üretim teknolojisi ve sosyal örgütlenme gibi faktörlerle de farklılaşmıştır. Bu türden yaklaşımlar, “İslam şehri” modelini eleştiriye tabi tutmaya (yapı-söküme) ve geliştirmeye yönelik imkânlar sunar.

İslam şehrine benzer bir biçimde, Islamic Architecture ve/ya İslam Mimarisi ve/ya L’art de I’Islam kavramsallaştırmalarının tarihsel bir düşünce biçimi olduğu, zamansal-mekânsal imalatlar oldukları, her söylemde yeniden üretildiği ve görece “eski-yeni” alışkanlıkların karışımında biçimlendiği savlanabilir. Hatta biraz daha titizlikle söylenirse, “Islamic Architecture”ın, “İslam Mimarisi”nin ve “L’art de I’Islam”ın yolculukları görece farklıdır. Farklı yolculuklarda düşünsel benzerlikler olduğu kadar, ayrımların da deneyimlendiği saptanabilir. Kavramların, dolayısıyla düşüncelerin ortaya çıkış ve dönüşüm süreçlerinde, üretildiği coğrafyalarla alımlandığı kültürel formasyonlardaki nesneleşme halleriyle ilişkilenme potansiyelleri her daim önümüzde duruyor. İslam sanatını (Islamic Art ve/ya L’art de I’Islam) -dolayısıyla İslam mimarlığını- üreten tarihsel koşulların ortaya çıkışı oryantalizm ile ilişkilendirilebileceği gibi, doğrudan oryantalist/şarkiyatçı bir miras olduğu da önerilebilir. Burada İngiliz oryantalizmi, Alman oryantalizmi ve Fransız oryantalizmi olmak üzere çeşitlenebilir oryantalizmlerin varlığını da bir kenarda tutmak gerekiyor. “Batı”nın kendini kurma biçiminde yaslandığı bir yer olarak “Doğu”nun kurulma sürecinde, “Batı’nın ne olmadığının bilgisinde biçimlenen uzun bir tarihsel sürece işaret edilmelidir. Düşünce biçimlerinin ortaya çıkış süreçlerinde göçebeliğe, dine ve etnisiteye referans veren “Saracenic/Saracens, Mohametan/Mohammedan ve Arab” terimleriyle ilişkilendirilmesi şaşırtıcı değildir. “Gelişme özürlü, statik, duygusal, gayri ciddi, grotesk, ilginç, tarihsel olmayan ve egzotik” gibi sıfatlarla ilişkilendirilme hali, “İslam Sanatı”nın -İslam Mimarisininbilgi nesnesine dönüşüm süreçlerinde, bilhassa 18. ve 19. yüzyıllarda karşımıza çıkar. 1920’lerden günümüze en azından kavram özelinde bir uzlaşı sağlanmış gibidir. Sıklıkla, sanat özelinde İslam Sanatı, mimari özelinde İslam Mimarisi biçiminde kavramsallaştırılan düşünce biçiminin -bir çatı altında toplama eğiliminin- 18. yüzyıldan günümüze bir tarihi olduğu önerilebilir (1700’lerden 2020’lere).

Üç boyutlu mekânsal üretimlerin “İslam Mimarisi” biçiminde adlandırılmasının, tasniflendirilmesinin, dönemselleştirilmesinin mümkün olmaya başladığı düşünsel zeminin ortaya çıkışından günümüze, yapılara ilişkin karakter/seciye belirlemenin zorunluluğuna yaslanan benzerlik üretme alışkanlığının icat edilişi söz konusudur. Farklı coğrafyaları, zamansallıkları ve varoluş biçimlerini bir kavramsal üretimin içeriğine dâhil ederek ortaklaştırma/yassılaştırma çabaları, yine benzer bir biçimde farklılıkların görülmeye başlandığı andan itibaren bu sefer din veya etnisite çatısı altında toplamaya çalışmanın ortaya çıkışı, milliyetçi anlatılarla neredeyse atbaşı gider. Yukarıda bahsedilen “uzlaşı”, eş zamanlı olarak kavrsamsal çoğalmaya dönüşmeye başlar. İslam mimarlığı kavramsallaştırmasının birtakım “bileşenleri”, bu anlamda dikkat çekicidir: İslam sanatı, İslam estetiği, İslam felsefesi, İslam dini, İslam şehri, Türk-İslam sanatı/mimarisi, Arap-İslam sanatı/mimarisi, İran-İslam sanatı/mimarisi, Hint-İslam sanatı/mimarisi, oryantalizm, kolonyalizm, postkolonyalizm, oksidentalizm, etnisite/milliyetçilik, yerellik, evrensellik vd. Bir düşünce biçiminin mümkünlüğü ortaya çıktıktan sonra, artık, sayısız yeni problemlerle beraber üretilmeye başlanır. Bu sefer, İslam mimarlığındaki “taksonomi” probleminde veya alışkanlığında üretilen birtakım bilgi nesneleri, meselenin karmaşıklığına işaret edebilir: Emeviler, Abbasiler, Fatımiler, Memlükler, Timur, Hint, Çin, Osmanlı, Selçuklu, Babür, İran, Orta Asya, Endülüs ve Kuzey Afrika mimarlıkları ve mimarlık tarihleri gibi. Bu tarih anlatılarında “İslam” merkeze alınsa da, artık merkezi “tek başına” oluştur(a)maz ve/ya merkezi “milliyetçiliklerle” paylaşmak zorundadır.

Bu zorunluluk hali, İslam mimarlık tarihyazımında birtakım sorunsalları tespit etmeye yarayacak sorular sormaya ve ön belirlenimler yapmaya imkân sunabilir. İslam dünyası zamansal/mekânsal olarak ne(re)ye karşılık gelir? İslam mimarisi kozmolojinin yansıması mıdır? İslam mimarisinin kökenleri veya oluşturucu sebepleri, dinde ve tasavvufta mı aranmalıdır? İslam mimarisi olarak paketlenen mimarlıkları hangi aktörler, hangi teknolojik altyapıyla ve hangi saiklerle üretmektedir? İslam mimarisi kavramsallaştırması tarihsel bir düşünce biçimi ise, 18. yüzyıl öncesi mimarlık üreten aktörler nasıl ve hangi biçimde bu bilinçlilik içerisinde düşünülür? Bir mimarlık nesnesi, nasıl ve hangi biçimlerde, bir söylemde İslami iken, diğer söylemde Türk olabiliyor?

İslam mimarisinde, “İslam”, sürekli bir eyleyici olarak düşünülür. İslam gelişir, yayılır, mimarlık üretir, dolayısıyla ürettiği her şey kendisinin yansımasıdır/aynasıdır. İslam mimarisinden konuşmak, dinin kendisinden konuşmakla eşdeğer hale gelir. İslam mimarisini tarihselleştirmek, kritik bir düşünsel zeminde tartışmak “dine saldırı” biçiminde kavranır. Bir kere “İslam”, eyleyici olarak kavrandıktan sonra, üç boyutlu nesneler “fıkhî, kelamî ekollerin ve kozmolojinin” kusursuz temsil aracı olur. Söylemler ile üç boyutlu üretimler arasında yansıma/temsil ilişkisi kurulur. Kozmoloji ve varlığa ilişkin tahayyüller geçmişe dönük üç boyutlu nesnelere giydirilir. Tarihsel varoluş koşulları içinden düşünmeye başlanılmadığı andan itibaren “söylemler/metinler” ve “yapılar/nesneler” arasında temsil ilişkisi kaçınılmaz bir biçimde kurulur.

Tarihsel olarak imal edildiği günden bugüne, “İslam mimarisi”nin üretimine katkı sunan birtakım aktörleri de dosya kapsamında zikretmek gerekiyor: Aaron Hill (1685-1750), J. B. Fischer von Erlach (1656-1723), Richard Pococke (1704-1765), Robert Hay (1799-1863), Frederick Catherwood (1799-1854), Edward William Lane (1801-1876), Owen Jones (1809- 1900), James Ferguson (1808-1886), John Ruskin (1819-1900), Charles M. Doughty (1843-1926), Alois Riegl (1858-1905), Josef Strzygowski (1862-1941), Banister Fletcher (1866-1953), Alois Musil (1868-1944), Ernst Diez (1878-1961), K. A. Cameron Creswell (1879-1974), Ernst Herzfeld (1879-1948), H. Glück (1889-1930), Mehmet Ağaoğlu (1896-1949), Richard Ettinghausen (1906- 1979), Titus Burckhardt (1908-1984), Claude Cahen (1909-1991), R. Garaudy (1913-2012), Albert Hourani (1915-1993), André Raymond (1925-2011), Dominique Chevallier (1928-2008), Oleg Grabar (1929-2011), Abdul-Karim Rafeq (1931-...), Abdelwahab Bouhdiba (1932-2020), Seyyid Hüseyin Nasr (1933-…), Ira Lapidus (1937-...), R. Hillenbrand (1941-...), O. Leaman (1950-...), Masashi Haneda (1953-...), Toru Miura (1953-...), Gülru Necipoğlu (1956-...), Samer Akkach (1959-...), Valérie Gonzalez (1960-...), Lorenz Korn (1966-...), Eric Broug (1966-...). Anadolu coğrafyasında yer alan aktörler arasında Mimar Kemalettin (1870-1927), Hilmi Ziya Ülken (1901-1974), Suut Kemal Yetkin (1903-1980), Oktay Aslanapa (1914-2013), Turgut Cansever (1921-2009) ve Doğan Kuban (1926-2021) isimleri zikredilebilir.

Bu dosyanın amacı, İslam mimarlık tarihyazımının sorunsallarını tartışmaya açmaktır. Tarihsel koordinatlarına yerleşmesi gereken, zamansal-mekânsal koşulların ürünü olan düşüncelerin izinde olmak, sorunsalların tarihleriyle ve nesneleşme biçimleriyle ilişkilenmek anlamlı duruyor. Bunun için, aşağıda birtakım temalar yer almaktadır.

Temalar

● İslam mimarlık tarihyazımının historiyografik sorunsalları
● Kavramsal oluşumlar, düşünsel icatlar, yeni-eski yaklaşımlar
● Aktörler, kurumlar, söylemler
● Maddi teknolojiler, yapılar, dönüşümler
● Coğrafyalar, ülkeler, şehirler
● İslam ve mimari
● İslam mimarisi ve arkeoloji
● Politik söylemlerde İslam mimarisi
● İslam ve şehir sorunsalı
● İslam mimarisine dair kavramsallaştırmaların farklı coğrafyalardaki yolculukları
● İslam mimarisi ve kozmoloji
● İslam mimarisi ve fıkhî-kelamî ekoller
● İslam mimarisi ve milliyetçilik/milletler
● İslam mimarisi ve oryantalizm
● İslam mimarisi ve oksidentalizm
● İslam mimarisi ve kolonyalizm-postkolonyalizm
● İslam mimarisi ve barınma
● İslam mimarisi ve dönemleştirme
● Müzelerde ve sergilerde İslam Mimarisi
● İslam mimarlık tarihyazımında sembolizm
● İslam mimarlık tarihyazımında kutsal mekân"

Ayrıntılı bilgi için tıklayın


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :