İstanbul kıyı şeridinin insan eliyle değişen çizgisinin ve kentsel dönüşüm sürecinde Fikirtepe’de yaşanan başkalaşımın masaya yatırılacağı üçüncü 29,9 km Söyleşileri, 9 Haziran saat 18:30'da gerçekleşecek.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve Pera Müzesi tarafından düzenlenen Istanbul Unbound: Environmental Approaches to the City (Bendine Sığmayan İstanbul: Kente Çevresel Yaklaşımlar) konferansında gündeme taşınan konular, 29,9 km Söyleşileri ile mercek altına alınıyor. Ekoloji ve sanat kolektifi birbuçuk’un aynı adlı video programından yola çıkan söyleşilerde daha önce, Calx ruderalis Istanbulensis isimli inşaat atıkları ve nesli tükenen İstanbul balıkları ekseninde “ekolojik hüzün” teması masaya yatırıldı.
Söyleşi serisinin 9 Haziran Çarşamba günü gerçekleşecek üçüncü etkinliğinde konuşmacılar, kentsel dokudaki başkalaşımı, tahribatı ve doğal-yapay arası belirsizleşen çizgiyi tartışacak. Söyleşinin ilk bölümünde İstanbul’un kıyı çizgilerinin son 10 yıldaki değişimi, doğal ve kültürel yapılar arası sınırlar üzerinden irdelenirken, ikinci bölümde Fikirtepe’nin dönüşüm süreçleri ve bölgede yaratılan sosyo-mekânsal ayrışma gündeme taşınacak.
Sınırları bulanıklaşan bir kıyı şeridi
29.9 km Söyleşileri’nin üçüncü etkinliği, İstanbul’un kıyı şeridinde, özellikle son 10 yılda yaşanan belirgin değişikliği tartışmaya açan bir söyleşiyle başlıyor. Etkinlik, şehrin çeşitli noktalarında hayata geçirilen dolgu çalışmaları, Haliç’teki çamur birikimi, sahil şeridinde beton dökülen yürüyüş alanları ve kıyı dokusuna diğer müdahalelerin yarattığı değişimi uydu görüntüleri üzerinden inceleyen Bu Bir Çizgi Değildir başlıklı video çalışmasından yola çıkıyor. Kıyı şeridini su ve kara ekosistemlerinin bir araya geldiği müşterek bir sistem olarak ele alan konuşmacılar, bu sistemin günümüzde geldiği noktayı ve başkalaşımını farklı bir perspektiften inceliyor. Doğal oluşumlar ve yapay müdahaleler arası bulanıklaşan sınırların masaya yatırılacağı söyleşi, Feride Çiçekoğlu, Gökçen Erkılıç ve Ahmet Ünveren’in katılımı ile gerçekleşiyor.
Çarpık kentleşme örneklemi olarak Fikirtepe
Etkinliğin ikinci söyleşisi ise Fikirtepe semtinin son 10 yıldaki değişimini konu alıyor. 1950’lerde gerçekleşen yoğun göç dalgasıyla gecekondulaşan Fikirtepe Höyüğü, 1970’li yıllarda Boğaz Köprüsü ve çevre yollarının kullanıma girmesiyle yoğun bir nüfusu barındırmaya başlar. Sonrasında neredeyse bir sınır görevi gören semt, şehri sosyo-mekansal olarak ikiye ayırır. Bu sosyal ve mekansal dönüşümü inceleyen Fikirtepe: İstanbul Kentleşme Tarihinde Bir Kara Leke başlıklı video çalışması çerçevesinde gerçekleşecek söyleşinin konuşmacıları Engin Akgüzel, Murat Germen ve Haluk Diriker.
Etkinlik Programı
9 Haziran Çarşamba
18.30 - “Bu Bir Çizgi Değildir”: İstanbul’un Kıyı Çizgisi Ekotonu Üzerine Bir Kartografi
Feride Çiçekoğlu, Gökçen Erkılıç, Ahmet Ünveren
19.15 - Fikirtepe: İstanbul Kentleşme Tarihinde Bir Kara Leke
Engin Akgüzel, Murat Germen, Haluk Diriker
Zoom uygulaması üzerinden gerçekleştirilecek etkinliğin dili Türkçedir. Kayıt için tıklayın
*
Konuşmacılar Hakkında
Feride Çiçekoğlu'nun mimarlık, edebiyat ve sinemaya dair bir yolculuğu var. ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ndeki lisans ve yüksek lisans öğreniminin ardından Pennsylvania Üniversitesi’nde tamamladığı doktorasında ütopyalar ve kent tasarımı üzerine çalıştı. Ütopya sevdasıyla 12 Eylül 1980 askeri cunta döneminin dört yılını cezaevlerinde geçirdi. Bu sayede edebiyata ve sinemaya yöneldi. Senaryolarını yazdığı Uçurtmayı Vurmasınlar (1989), Umuda Yolculuk (1990) ve Suyun Öte Yanı (1991) gibi filmlerin aldığı ulusal ve uluslararası ödüllerin ardından sinema alanında akademik hayata geri döndü. Türkçede yayınlanan Vesikalı Şehir, Şehrin İtirazı ve İsyankar Şehir üçlemesinin yanı sıra şehir ve sinemaya dair İngilizcede makale ve derlemeleri vardır. Halen İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema-TV Bölümü’nde öğretim üyesidir.
Gökçen Erkılıç, bağımsız araştırmacı, kentsel çalışmalarda kartografi, coğrafya ve ekoloji alanlarında çalışıyor. Mimarlık lisansını ODTÜ’de tamamladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden yüksek lisans, İTÜ’den doktora derecesi aldı ve İstanbul Çalışmaları Merkezi’nde misafir araştırmacı olarak bulundu. Çeşitli sergiler, kentsel tasarım projeleri ve yarışmalarda kavramsal tasarımcı ve araştırmacı olarak yer aldı. Su kıyısının insan eliyle şekillendirilmesi ve bunun oluşturduğu sınır biçimleri üzerine doktora tezi “Bu Bir Çizgi Değildir: İstanbul Kıyısının Eleştirel Hatlarının Çizimi”ni 2019 yılında tamamladı. Coastliners Lab’de video anlatılar ile kara ve suyun maddi ilişkileri üzerine çalışıyor. Kentsel ekoloji kuramı konusunda ders vermeyi sürdürüyor. Mimari tasarım ve kentsel araştırma pratiğini Go.St’ta devam ettirmekte.
Ahmet Ünveren, 2010’da ODTÜ’den mezun oldu ve 2013’te İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden yüksek lisans derecesi aldı. Mimari ve kentsel tasarım alanında ulusal ve uluslararası yarışmalarda çeşitli ödüller aldı. Araştırma alanını dijital üretim ve hesaplamalı tasarım oluşturuyor. 2016’dan beri geri dönüştürülen ahşap malzemeleri kullandığı tasarım ve üretim atölyesi Masifwall’ı yürütüyor. Ecem Dilan Köse ile birlikte 2017’de kurduğu dijital sanat oluşumu Re.Sole’de çok ölçekli dokular, ses tasarımı ile video performansları üretiyorlar ve çeşitli sanat etkinliklerinde yer alıyorlar. Tasarım stüdyosu ve kodlama alanlarında ders vermeye devam etmekte.
Engin Akgüzel, öğrenci ve personel taşımacılığı yapıyor. İstanbul Fikitepe’de yaşanan dönüşümle mücadele için kurulan Leke Fikirtepe platformunun ve Yeni Fikirler Derneği’nin kurucularındandır.
Murat Germen, fotoğrafı bir ifade ve araştırma aracı olarak kullanan, İstanbul’da yaşayan ve çalışan bir sanatçı, eğitimci ve arşivci. Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde sanat ve tasarım dersleri vermekte. Fotoğraf, mimarlık, planlama, yeni medya, sanat konularında birçok yayını olan Germen’in külliyatı; aşırı kentleşme ve soylulaştırmanın etkileri, mülkiyet/mülksüzleştirme, kent hakları, yerel kültürlerin sürdürülebilirliği, insanın doğada neden olduğu tahribat, iklim değişikliği, küresel ısınma, su hakları gibi konulara odaklanıyor. Skira (2016) ve MASA’dan (2013) iki adet monografik kitabı yayımlandı. Doksanın üzerinde uluslararası/ulusal sergiye katıldı. Sanatçının farklı eserlerine ait 400’ün üzerinde edisyon, yurtiçi ve yurtdışındaki kişisel ve İstanbul Modern, Proje 4L Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, Centre of Contemporary Art in Toruń (Polonya), Benetton Foundation Imago Mundi gibi kurum koleksiyonlarındadır.
Haluk Diriker, kariyerine programcı olarak başladıktan sonra, 2006 yılında Age of Conan ile oyun tasarımcılığına giriş yaptı. Projede önce yapay zekâ tasarımcısı, ardından PvP tasarımcısı olarak gelişen kariyeri, Ryse: Son of Rome, Motocross Madness, Sigils: Battle for Raios, Silent Hunter Online gibi oyunlarla farklı platform ve türlere evrildi. Ondan fazla oyunda kıdemli ve baş tasarımcı olarak çalıştı.