Tarihsel Çevrelerde Peyzaj Tasarımı Eğitimi - Mardin

mimarizm.com / 31 Mayıs 2024
29 Temmuz - 3 Ağustos 2024 tarihleri arasında düzenlenecek Tarihsel Çevrelerde Peyzaj Tasarımı Eğitimi - Mardin'in son başvuru tarihi 15 Haziran.

Amacı ve Kapsamı

Peyzaj, insanlar tarafından algılandığı şekliyle, özellikleri insan ve/veya doğal faktörlerin etkileşimi ve faaliyetleri sonucu oluşan alanlardır. Doğa ve insan arasındaki karşılıklı etkileşim peyzaja farklı nitelikler kazandırmakta, zengin kültürel peyzajlar oluşturmaktadır. Tarihsel çevreler kültürel peyzaj tipleri arasında yer almaktadır. Tarihsel çevreler, tarihsel, geleneksel, görsel değerler taşıyan yerleşim yerlerinin kendilerine özgü karakterlerini yaratan tüm öğelerin birlikteliğini ifade etmektedir. Tarihsel alanlar/çevreler, tarihsel, mimari, arkeolojik ve anıtsal değerleri ile bütünlük gösteren dokulardır.

Türkiye tarihsel alanlar bakımından çok zengindir. Medeniyetlerin Beşiği olarak nitelendirilen Anadolu coğrafyasında insanoğlunun yerleşik düzene geçtiği ilk dönemlerden günümüze kadar birçok medeniyetin izlerini taşıyan tarihsel alanlar mevcuttur. Bu alanların korunmasına yönelik gerek Osmanlı İmparatorluğu Döneminde ve gerekse Cumhuriyet Döneminde önemli çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında daha çok taşınır kültür varlıklarının korunması amaçlanırken; Cumhuriyet döneminde hem taşınır hem de taşınmaz kültür varlıklarının korunmasını kapsayan bütünleşik koruma anlayışına geçilmiştir. Burada ana felsefe, geçmiş kültürlerin bıraktığı mirasın olduğu gibi saklanması ve gelecek kuşaklara bozulmadan aktarılmasıdır.

XX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ülkemizde yoğun bir kentleşme hareketi başlamış olup, bu süreç halen devam etmektedir. Çoğu örnekte plansız ve çarpık bir görünüm sergileyen bu kentleşme hareketleri sonucunda birçok tarihsel alan, başta yapılaşma olmak üzere, birçok baskı ile karşı karşıya kalmıştır. Bu baskılara ek olarak, tarihsel alanlarda yapılan bazı planlama, tasarım, restorasyon çalışmalarında çoğu kez o alanın orijinal dokusuna uygun olmayan planlama ve tasarım yaklaşımlarının sergilendiği ve restorasyon çalışmalarının alanların orijinal yapısını bozduğu görülmektedir. Bu durum, tarihsel çevrelere ilişkin, başta planlama ve tasarım çalışmaları olmak üzere, tüm çalışmaların bilimsel ilkeler çerçevesinde ve büyük bir hassasiyetle yapılması gereğini ortaya koymaktadır.

Bu eğitim programının amacı, tarihsel çevrelerde yapılacak peyzaj planlama ve tasarımında genel yaklaşımın nasıl olması gerektiğinin; bu çevrelerde geleneksel dokunun koruma-kullanma dengesi kapsamında sürdürülebilirliğinin nasıl sağlanabileceğinin ve tarihsel kimliğe saygılı bir peyzaj tasarım yaklaşımının temel ilkelerinin ne olduğunun Mardin örneğinde öğrencilere öğretilmesidir. Eğitim çıktılarının tarihsel çevrelerde peyzaj tasarımları açısından yol gösterici olması beklenmektedir.

Bu eğitim programının kapsamı, tarihsel alanlar/çevrelerle ilgili temel kavramların, ulusal ve uluslararası yasal çerçevenin, imar planlama sürecinin ve bu alanların karşı karşıya kaldığı sorunların öğretilmesi; dünyada ve ülkemizde bu konuda yapılan çalışmaların aktarılması ve seçilen örnek alanlarda öğrencilere peyzaj tasarım çalışmalarının yaptırılmasıdır. Eğitim etkinliği kapsamında peyzaj, peyzajın tarihsel ve kültürel boyutu, bir kültürel peyzaj tipi olarak tarihsel peyzajların önemi, sit alanlarında koruma amaçlı imar planlama, tarihsel çevrelerin korunmasına yönelik ülkemizdeki ve Dünyadaki çalışmalar, konu ile ilgili ulusal ve uluslararası mevzuat ve programlar, tarihsel çevrelerde peyzaj tasarımının temel ilkeleri öğrencilere aktarılacaktır.

Bu eğitim etkinliği ülkemizin en önemli tarihi kentlerinden birisi olan Mardin’de gerçekleştirilecektir. Mardin’in medeniyetini özetleyen hammaddeler “taş ve kil” olup, eski çağlardan kalan sanat eserleri ve taş abidelerin sayılarına münhasıran Mardin, diğer hiçbir medeniyetin elinde bulunmayan “KİL MÜHRÜ” elinde tutmaktadır. Şu anda dünyada ve özellikle Mezopotamya’nın etki alanına giren bölgelerde kil, yazının başka bir deyişle öğrenmenin en önemli belirleyici faktörü olmuştur.

Mardin birçok farklı dil, din ve kültür mozaiğiyle farklı tarihi süreçlerden geçmesine rağmen, özellikle Mezopotamya ve Mısır’da görülebilen büyük boyuttaki birlik ve beraberliği sergilemektedir. Medeniyet tarihi boyunca, her çağ yeni ve farklı bir çağı doğurmuştur. Kuzey Mezopotamya’nın önemli bir kenti olan ve Müsteriyen sürecinden (M.Ö. 50.000) beri yerleşim yeri olarak kabul edilen Mardin, daha sonra hububat üretimi ekonomisinin başladığı dönemlerdeki sürekli yerleşim alanları içerisinde kendisine önemli bir yer oluşturmuştur. Hala Mezopotamya’nın dağlık sınırlarında, Jermo’nun Neolotik yerleşiminde sırayla 3.000 yıllık geçiş dönemlerini izlemek mümkündür.

En erken çömlekçilik, evcilleştirilmiş hayvanlar ve ekili topraklar buradaki sürekli yerleşim başlangıcının M.Ö. 6750 civarında tarihlenebileceğinin göstergesidir. Bu süreç Dicle’den Akdeniz’e kadar uzanan site devletlerinin egemen olduğu dönemlerdir. Tell Halaf olarak bilinen süreçte, Habur Nehri üzerindeki bir sitede bakır M.Ö. 4.500’de işlenmeye başlanmıştır. Burada daha büyük oranda hububat ve evcil hayvanlar görülmekte olup, teknik gelişmeleri tekerlekli araçlar, taş kaplamalı yollar, tonoz prensibinin ustalığı ve yüksek dereceli fırınlardan oluşmaktadır.

Mezopotamya’nın ve özellikle Mardin’in en eski yerleşimcileri, yazılı anıtlardan, yazılı gelenekten, Sümerlerden başka, Akadlar veya Akadlardan önce M.Ö. 3. binyılın sonlarına doğru Kuzey Mezopotamya’da görülen ve Hurilerin ataları veya yakın akrabaları olan Subarulardır. Bunların Mardin’deki mevcudiyetleri bilinmekle birlikte, geçmişleri ve göç rotalarıyla ilgili kesin ifadeler bulunmamaktadır. Şimdiye kadar etkileri belirtilenlerden daha fazla olması kuvvetle muhtemeldir. M.Ö. 4. ve 3. binyıllardaki dönüşümlerle, tarih öncesi bitmek bilmeyen karanlık dönemler sona ermiş ve yazının mevcudiyeti ile ilerlemeler başlamıştır. İsimler, konuşma ve hareketler; bütün olarak kelime ve heceleri temsil eden şekillerden oluşan bir sistemle ortaya konulmuştur.

M.Ö. yaklaşık 3000’de, Erech’teki merkezde muhtemelen Sümer’ler silindirik mühür ve yazının ortaya çıkışı dahil, binalarda da taş kullanmaya başladılar. Bu arada Akad (M.Ö. 2334-2154) Hanedanlığı’ndan önceki yazılan hemen hemen bütün dokümanlar Sümer dilinde yazılmıştır. Sümer dili bitişken bir dil olup, farklı dil bilgisi kurallarını ve ilintilerini ifade eden önek ve sonekler isim veya fiil köküne bir sıra ile eklenmişlerdir. Buna bağlı olarak, M.Ö. 4. binyılda Mardin daha sonraki dönemlerde görülebileceği gibi birçok farklı unsurlardan oluşmaktadır. Sümerler ve onların mirasçıları, Sümerlerin yönetimdeki rollere rağmen, diğer unsurların tarihi rolleri hiçbir zaman diğerlerinden daha aşağılarda olmamıştır. Daha sonra gelen yarım milenyumda Mezopotamya’da Sümer şehir devletlerinin gelişimi görülmüştür. Sümerler aynı zamanda, gelecekteki iki milenyumda Mezopotamya kültür çerçevesinin büyük çoğunluğunu ortaya koymuşlardır.

Bu eğitim programı kapsamında gerçekleştirilecek uygulama çalışmaları eğitim etkinliğinin önemli bir bölümünü oluşturacaktır ve bu kapsamda Mardin’den seçilecek örnek tarihsel alanlarda peyzaj tasarım çalışmaları gerçekleştirilecektir.

Kurullar&Eğitmenler

Düzenleme Kurulu: Prof. Dr. Adnan UZUN (Düzenleme Kurulu Başkanı) - FMV Işık Üniversitesi (İstanbul); Prof. Dr. Erhan Vecdi KÜÇÜKERBAŞ - Ege Üniversitesi (İzmir); Doç.Dr. Mustafa ARTAR - Bartın Üniversitesi (Bartın); Dr. Öğr. Üyesi Murat ÇAĞLAYAN - Mardin Artuklu Üniversitesi (Mardin)

Bilim Kurulu: Prof. Dr. Adnan UZUN - FMV Işık Üniversitesi (İstanbul); Prof. Dr. Evangelia ŞARLAK - FMV Işık Üniversitesi (İstanbul); Prof. Dr. Erhan Vecdi KÜÇÜKERBAŞ - Ege Üniversitesi (İzmir); Prof. Dr. Oğuz YILMAZ - Ankara Üniversitesi (Ankara); Doç.Dr. Mustafa ARTAR - Bartın Üniversitesi (Bartın); Dr. Öğr. Üyesi Murat ÇAĞLAYAN - Mardin Artuklu Üniversitesi (Mardin)

Yerel Düzenleme Kurulu: Dr. Öğr. Üyesi Murat ÇAĞLAYAN - Mardin Artuklu Üniversitesi (Mardin); Nihat ERDOĞAN (Arkeolog)  - Uluslararası Tasarım Vakfı Mardin Şubesi

Ders Veren Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Adnan UZUN - FMV Işık Üniversitesi (İstanbul); Prof. Dr. Evangelia ŞARLAK - FMV Işık Üniversitesi (İstanbul); Prof.Dr. Erhan Vecdi KÜÇÜKERBAŞ - Ege Üniversitesi (İzmir); Prof. Dr. Oğuz YILMAZ - Ankara Üniversitesi (Ankara); Doç.Dr. Mustafa ARTAR - Bartın Üniversitesi (Bartın); Dr. Öğr. Üyesi Murat ÇAĞLAYAN - Mardin Artuklu Üniversitesi (Mardin); Nihat ERDOĞAN (Arkeolog) - Uluslararası Tasarım Vakfı (Mardin)

Başvuru ve Seçim Ölçütleri

Katılımcıların yol, konaklama ve iaşe giderleri proje bütçesinde belirlenen limitler çerçevesinde TÜBİTAK tarafından karşılanacaktır.

1. Üniversitelerin Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dallarında Yüksek Lisans ya da Doktora yapıyor olmak

2. Genel Akademik Not Ortalaması (GANO) 4 üzerinden en az 2,5 olmak

3. Peyzaj Tasarımı ile ilgili derslerden yüksek not alarak başarılı olmak

4. Daha önce bu program kapsamında desteklenen en fazla 4 eğitime katılmış olmak

Ayrıntılı bilgi ve başvuru için tıklayın


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :