Beyaz

mimarizm.com / 21 Eylül 2020
Pg Art Gallery, Günnur Özsoy’un “Beyaz’’ adlı kişisel sergisini 30 Ekim’e dek Gate 27 ev sahipliğinde sanatseverlerle buluşturuyor.

Pandemi için alınan tedbir kararlarından dolayı ertelenen Günnur Özsoy’un “Beyaz” adlı sergisi 18 Eylül günü sanatseverlerle buluştu. Sergi, Yeniköy’de konumlanan ve Melisa Tapan’ın kurucusu olduğu Gate 27’nin bahçesinde randevu ile 30 Ekim gününe dek görülebilir. Ziyaret için 0537 588 50 51 nolu telefondan bir gün önceden randevu alınması gereklidir.

Pg Art Gallery

"Beyaz Mutantlar”

"20. yy’da heykel, Rodin’den Brancusi’ye, El Lissitzky’den Mark di Suvero’ya, Henry Moore’dan Isomu Noguchi’ye kadar çok yönlü aşamalar geçirdi, durmadan yeni açılımlara girdi, ancak temel ilkesi değişmedi: Bir düşüncenin, bir duygunun, bir kavramın uzaysal bir mekan içinde temsiliyeti. Bu temsiliyet, ekspresyonist, fütürist, kübist, sürrealist akımların özelliklerini taşıdı. Simgesel, geometrik, ekspresyonist, soyut biçimlere girdi. Galeri salonlarındaki kaidelerden, mekanların zeminlerine indi. İç mekanlardan dış mekanlara ve doğaya çıktı.

Bir mükemmeleşme aşamasına giren Modernist heykelin asılı kaldığı gerilim alanını sorgulama başladığı anda, bu gerilim alanından çıkış olanakları da aranmaya başladı. Alan yeni açılımlar kazanmalıydı; insanın yaşam alanında üç boyutlu yapıtın farklı biçimlerde var olma olanağı vardı. İş uygulamaya geldiğinde sanatçılar çok farklı pozisyonlarda açılımlı alanın sağladığı olanakları kullandılar. Post-Modern heykel bir tarafsızlık ve yansızlık alanında var olma iddasındaydı; böylelikle heykelin tarihsel özellikleri olan siyasal, toplumsal, kültürel göndermelerden kurtuluyordu. Heykelin özgürleşmesi önemli bir estetik, ontolojik ve epistemolojik aşamaydı.

Özsoy’un 1990’lardan günümüze endüstriyel malzemelerle (polyester) ürettiği yapıtlar bu gelişmenin, estetiğin ve toplumsal ilişki olanaklarının günümüzdeki örneklerini oluşturuyor. Üretiminin organik yapısı ve mevcut kurumsal düzenin sınırlarını aşıp özgürleşmeyi öngören kavramsal içeriği de adeta kendiliğinden açık alana yönlenmesine yardımcı oluyor. Özsoy’un bu sergi için ürettiği beyaz amorf nesneleri İstanbul boğazının kuzey tepelerindeki bu ekolojik parkta sergilemek istemesi yapıtlarının temelindeki doğaya ilişkin biçimlerin kendi özgün alanında var olmasını sağlıyor. Mart ayından bugüne pandemi koşullarının toplumsal yaşamı makro ve mikro düzeyde şekillendirmesine bağlanan üretimler biçim ve estetik olarak Özsoy’un amorf figürlerinin bir devamı olsa da, bu kez bu yapıtların bir “zeitgeist” (zamanın ruhu) ağırlığı taşıdığı söylenebilir.

Pg Art Gallery

İnsanın varlığını tehdit eden en büyük virüs salgını ile tüm yaşam koşulları köktenci bir değişime girerken, imgelemimize virüsün biçimi sızdı; o gözle görülmeyen virüs protein kaplı bir nükleik asitten oluşan bir organizmadır; içinde DNA ya da RNA taşıyan bir çekirdek taşır. Virüsün yaşaması için canlı bir hücreye, bitki, hayvan ya da bakterilere ihtiyacı vardır ve kendini kopyalayarak çoğalırlar. Virüsün öldürücü gücü ancak mutasyon geçirince yok olabiliyor. Özsoy’un beyaz amorf biçimli çoğaltılmış nesnelerine var olmasını umut ettiğimiz iyileştirici Mutantlar diyebiliriz; doğal alanın iyileştirici ortamında zihnimizdeki öldürücü virüs imgesi yerini kurtuluşu simgeleyen Mutantlara bırakıyor...

Beyaz da bu iyileştiriciliği vurguluyor. Beyaz en saf ve ışık yansıtan renktir; akromatiktir, renksizdir, doğal olanı gösteren renktir, siyahın karşıtıdır, umut veren ışığın bütün huzmelerini içerir ve yansıtır. Beyaz, tarih boyunca dinsel, siyasal, kültürel anlamlar taşıdı; Modernizm ona sadelik, en aza indirgenmişlik yükledi. Özsoy bu simgeselliğin bilincinde olarak beyazı tamamlanmışlık, yetkinlik, kusursuzluk ve ustalık olarak seçiyor."

Beral Madra, Ağustos 2020

*

Günnur Özsoy hakkında

Günnur Özsoy (1969, Ankara), lisans derecesini Marmara Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden aldıktan sonra, eğitimine Harrow College of the Polytechnic of Central London’da (şimdiki Westminster Üniversitesi) devam etmiştir. Galeride açtığı kişisel sergiler, Ankara’daki Siyah Beyaz Sanat Galerisi’ndeki sergileri ve Türkiye genelindeki kamu siparişi işleri de dahil olmak üzere, Özsoy'un yapıtları 1990'lardan bu yana Türkiye'nin çeşitli yerlerinde sergilenme imkânı bulmuştur. Pg Art Gallery’nin yanı sıra, Plato Sanat, Zorlu Center, Asfalt Sanat Galerisi, Tahtakale Hamamı, Akbank Sanat ve Ayasofya Müzesi gibi mekânlardaki grup sergilerinde yer almıştır. Özsoy’un yapıtları, ülkenin pek çok yerindeki önemli koleksiyonlar içine dahil edilmiş olduğu gibi, Türkiye medyasının giderek artan ilgisiyle birlikte, sanat ve tasarım dergilerinde de oldukça geniş yer bulmaktadır.

İşlerinde organik formları -mesela ribonükleik asit zinciri, bir resifin gelişimi ya da mikroskopla izlenen bir yaşamı- temel alan Günnur Özsoy, minimalist heykelin soğuk malzemelerinden -polyester, keçe, pirinç, bronz ve mermer- onları kendi doğalarının aleyhine döndürmek için yararlanır. Bu katıların derinlerinde Özsoy, modern yaşamın bir metaforu olarak öne süreceği, bilinçteki ve bilince ait bir boşluğu keşfeder. Bu negatif mekânda, “organik olan”, malzeme ve form arasındaki bir yer değiştirme olarak deneyimlenir ve bu deneyim, bilinci, boşluğu kalıcı bir yaşam koşuluna doğru genişletme noktasına getirir. Bütün post-minimalist jestlerinde, Özsoy’un pratiği sıcaktan köpürür ve izleyiciyi maddi nesnelerle yer değiştirmeye davet eder; boşluk gerçeklik mimarisinin bir parçasıdır.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :