Nevzat Sayın: Labirent İmgeleri

mimarizm.com / 21 Kasım 2024
Nevzat Sayın’ın "Labirent İmgeleri" sergisi, 3 Aralık 2024 - 19 Ocak 2025 tarihleri arasında Siyah Beyaz Galeri iş birliğinde Galata Rum Okulu’nda sanatseverlerle buluşacak.

Kurulduğu 1991 yılından bugüne sanat projelerine destek sağlayan TEPTA Aydınlatma, aydınlatma altyapısının tamamını sağladığı Galata Rum Okulu’nda yer alacak olan Nevzat Sayın’ın ‘Labirent İmgeleri’ isimli sergisi düzenliyor.

Mimari başarıları ile olduğu kadar sanatçı yönü ile de öne çıkan çağdaşlardan olan Nevzat Sayın’ın önceki yıllarda Ankara’da Galeri Siyah Beyaz’da açılan sergisinin yepyeni bir yorumu olarak Sayın tarafından hazırlanan sergi, kısa bir süre önce restore edilerek kullanıma yeniden açılan tarihi yapının asma katında bulunan galerinin de ilk kez gezilmesine olanak sağlayacak.

Galeri Siyah Beyaz ve TEPTA Aydınlatma işbirliğiyle 3 Aralık’ta Galata Rum Okulu’nda açılan “Labirent İmgeleri”, 19 Ocak 2025 tarihine kadar sanatseverler tarafından ziyaret edilebilecek.

‘Labirent İmgeleri’ sergisi, soyut lekeler ve mekân tahayyülleri gibi görünen imgelerden oluşuyor. Bir araya gelişlerinde baskının olanaklarını kullanan bu imgeler, Sayın’ın defterinde biriken bir süreci düşünce biçimleri olarak izleyici ile buluşturuyor. Bir teknik olarak baskıyı imgenin büyütülüp küçültülmesi üzerinden okumaya açık bir şekilde kullanan Sayın, atölye sürecinin tanıklıklarını bu sergiyle birlikte genişletip çoğaltıyor.

Sergi kapsamında kullanılan baskı tekniğinin sınırlarındaki imgeler, kesilip koparılıp parçalara ayrıldıklarında, renklerinden kurtarıldıklarında, dönüşerek tekrar ettiklerinde ne olur sorusundaki merakın tezahürü oluyor. Tekniğin olanaklarından yararlanarak başlayan bir üretim sürecinin tümünü bir arada gösteren ve karşılaştırmalı olarak değerlendirme isteğinin sonucunda ortaya çıkan sergi, kendini ve farklı soruları hatırlamaya açık bir davet sunuyor.

Nevzat Sayın şu şekilde anlatıyor: 

‘…kimin yaptığı kadar kimin neresinden, nasıl baktığına bağlı olarak kimi zaman soyut lekeler, kimi zaman mekân tahayyülleri, kimi zaman içinde bulunduğumuz durumun çağrışımları gibi görünen labirent imgeleri baskının olanaklarıyla çoğaltıldıklarında, büyüyüp küçüldüklerinde, kesilip koparılıp parçalarına ayrıldıklarında, renklerinden kurtarıldıklarında, tekrar ettiklerinde ne olur merakıyla başlayan irili ufaklı denemeleri bir arada görüp, karşılaştırmalı olarak değerlendirme isteğiyle ortaya çıkan sergi zihinsel katılımlara açık olmasının yanı sıra baskının olanaklarını da gözden geçirmeyi deniyor…’’

TEPTA  Aydınlatma, sağladığı destekler ve kurduğu işbirlikleri ile kültür yaşamımıza daimi olarak katma değer sağlamayı amaç edinmiş bir marka olarak, tarihi ve sanat yapılarının, alanlarının ve eserlerin doğru şekilde aydınlatılmasının önemini vurgulamayı hedefliyor.

 

*

Nevzat Sayın Hakkında

1954, Dörtyol / Hatay doğumlu olan Nevzat Sayın İzmir Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra Yüksek öğrenimini 1974-78 yılları arasında Ege Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Mimarlık Bölümü’nde yaptı. 1978-80 yılları arasında aynı eğitim kurumunda yüksek lisans çalışmasına başladıysa da bitirmedi. 1980-84 yılları arasında okul sonrası mimarlık eğitimi uygulaması için mimar Cengiz Bektaş ile çalıştı. 1985 yılından itibaren, İstanbul’da kurduğu kendi mimarlık atölyesinde çalışmalarını sürdürmeye başladı. Bursa Uludağ Üniversitesi ile Yıldız Teknik Üniversitesi’nde proje stüdyosu yöneticiliği yaptı. Bilgi Üniversitesi mimarlık yüksek lisans programının kurucu üyesidir. Türkiye’deki kimi mimarlık okullarında yaz okulu ve seçici kurul çalışmalarına katıldı. Kimi dergi ve gazetelerde mimarlık üzerine yazıları ve röportajları yayınlandı. Çeşitli mimarlık ve fotoğraf sergilerine katıldı.

Nevzat Sayın, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Ankara Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi mimarlık fakültelerinde proje jürilerine katıldı. 1999’da Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde konuk öğretim görevlisi olarak 7. Sömestr Proje Grubu’nu yönetti. 1999’da Bilgi Üniversitesi’nin yaz okulu kapsamında İhsan Bilgin ve Han Tümertekin ile mimarlık çalışması yürüttü. 

Nevzat Sayın, mimar olmaya nasıl karar verdiğini şöyle anlatıyor: “Dünyayı değiştirme isteğiydi mimar olma kararımın en önemli etkisi. Devrimin ‘uzak ihtimal’ olduğunu anlayınca mimar olmaya karar verdim. Mimarlar hep ‘yeni’ bir şey yapmaya programlanırlar. Yapılan ne kadar yenidir tartışılır olsa bile, eğitimin doğrultusu budur. Bu doğrultu hep baştan başlama isteği oluşturur. Baştan başlama isteği de çözümlerden değil, sorunlardan yola çıkmanızı fısıldar kulağınıza. Elbette başlamadan ve içinde olmadan bu özelliklerini bilemezsiniz. Ancak ne olduğunu anlayacak kadar içinde olduğunuzda fark edilir olur.”

Sade, basit ve kolay anlaşılır bir mimarlık anlayışına sahip olduğunu söyleyen Sayın, günümüz Türk mimarlığının önde gelen isimlerinden biridir. “Genel olarak tarzınız ve mimarlık anlayışınız nedir?” diye sorulduğunda ise; “Tarzım yok. Mimarlık anlayışım ise, basit, sade, kolay anlaşılır ve herkes için ‘iyi’ olanı bulmak ve yapmak. Çözümden değil de sorundan yola çıkıyorsanız bir tarzınızın olması beklenemez. Her konu kendi özgün koşullarına, bu koşulların belirlediği sorunlara ve bu sorunların talep ettiği çözüm seçeneklerine sahip olma potansiyeli taşır. Bütün mesele bu potansiyeli kinetik bir duruma geçirmek olarak kabul edilebilir. Her seferinde yeniden ve en baştan başlayabilme içtenliğini gösterebilmek önemlidir. Kuşkusuz nasıl biriyseniz öyle bir çözüm öneriniz de olacaktır. Bizim tercihimiz her zaman ve herkes için olanı bulup çıkarmaktır. İyi mimar her yerde iyidir.” gibi iddiasız bir cevap verir.

Sayın, mimarlık eğitiminin Türkiye’de ‘olması gerektiği gibi’ olmadığını düşünüyor ve oldurmak için arkadaşlarıyla birlikte elinden geleni yaptığına inanıyor. Hegel’in ‘Olgular kuramlara uymuyorsa kendileri bilirler’ deyişini hatırlayarak, kuramsal olanla olgular arasındaki bağlantıyı kurmaya çalışıyor. Meraklı, açık, çalışkan, dünyadan haberi olan, cesur, konuşkan ve iyi mimarlar yetişsin istiyor.

Mimar Nevzat Sayın; “Ürgüp Yeraltında Bir Boşluk” (1990), “Gön Deri Fabrikası 1. Yapı” (1992), “Gön Deri Fabrikası 2. Yapı” (1996), “Tekirdağ Saray / Boşluktaki Beyaz Ev” (1998) projeleri ile Mimarlar Odası ve Serbest Mimarlar Derneği’nin (1998) ödüllerini aldı. Birçok proje yarışmasında derece aldı. Uygulanan pek çok projeye imza attı. Nevzat Sayın imzalı projelerden birkaçı şunlardır: “Astana Kule” (2004), “Ataköy Konutları” (2004), “Mesa Çengelköy Yerleşkesi” (2004), “Santral İstanbul” (2007), “Evidea Konutları” (2007), “Çengeldere Konutları” (2009), “Bermanbek Evi” (2009), “Boyacıköy Yönetim Merkezi Binası” (2009), “Balparmak Tesisleri” (2009), “Türk Petrol Vakfı” (2009).

İzmir / Dikili Yahşibey Köyü’nde mevcut yapıların restorasyonu ve yeni yapılarla oluşturulan ürünler edeniyle Ağa Han Mimarlık Ödülleri’ne 2 kez aday gösterildi. 2004 yılında “Nevzat Sayın Düşler Düşünceler İşler” adındaki kitabı yayımlandı.

Galeri Siyah Beyaz Hakkında

Ankara’da 4 şubat 1984 tarihinde yaşam bulan bir galeridir Siyah Beyaz. Siyah Beyaz’ın kuruluş düşüncesi 1980’lerde Paris’te tasarlanır. Faruk Sade, mimarlık öğrenimine yeni boyutlar katmak için gittiği Paris’te sanat ortamının içinde soluk almaya başlar. Mübin Orhon, Mehmet Nazım, Sinan Bıçakçıoğlu ve Kometle aynı apartmanı paylaşmak, aynı sanat etkinliklerinde birlikte var olmak, Selim Turan, Hakkı Anlı, Mehmet İleri, Utku Varlık’la, resimlerin yapımına, sergi salonlarına taşınmasına, sergilenmelerine ortak olmak, sanat tartışmalarında sabahlamak anlamını taşır.

Galeri Siyah Beyaz 1984 yılında kurulduğunda sanat ortamında tavrını nitelikten yana koyan bir galeri olarak dikkat çekmişti. Galerinin başlangıçtaki bu küçük mekanı giderek deneysel işler yapan ve alışılmış kalıpların dışında çalışan sanatçılar için çekici bir güç olmaya başladı. Ne var ki Siyah Beyaz öncelikle genç sanatçıları yenilikçi-deneysel eğilimlerine kucak açmasıyla da öteki galerilerden belli bir ölçüde ayrılmaktaydı. Türkiye’de pek çok galerinin yıllanmış, pazarını bulmuş ve kurumsallaşmış sanatçıların peşine takıldığı göz önünde bulundurulursa, Siyah Beyaz’ın özellikle Ankara’da bu yöndeki ısrarlı tutumu ‘zoru başarmak’ olarak nitelendirebilir.

1992 yılında Siyah Beyaz’a, Siyah Beyaz Özel Şeyler de katıldı. 1994 yılında mekanın iki kat olmasıyla aynı adrese taşınan Özel Şeyler Türkiye’nin ilk tasarım ve takı galerisi olma özelliğine de sahiptir.

1994 yılında L’AFAA (L’Association Française D’Action Artistique) ile birlikte Artist Residence (Res-Artis) programında, kurucu üye olarak yer aldı. Kuruluş aşamasında Avrupa’nın önemli merkezlerindeki seminerlere davet edildi ve bu birikimlerin sonucunda İstanbul, Sultanahmet’teki 3 katlı binasını artist residence "Residence Mosque Bleu, Siyah Beyaz" haline geitrerek Fransa’dan önemli sanatçıları ağırladı. Fransız sanatçıların Türkiye’yi tanıdıkları sırada da, genç çağdaş Türk sanatçılarını Paris’e yolladı. Sanatçılar, Fransa’nın en önemli sanat kurumu olan Cite Des Artes’da misafir edildiler. Kuruluşunda 14 ayrı ülkenin yer aldığı Artist Residence’da tek özel galeri olma özelliğine sahiptir.

Her galerinin bir çizgisi olması gerektiğine inanarak çağdaş sanat konusunda çalışmaya başlayan Siyah Beyaz, geçen 39 yıl boyunca 550’e yakın sergi gerçekleştirdi. Genç sanatçılara her zaman destek oldu. Berlin, Kopenhag, New York, Cannes, Paris, Aalborg ve Stockholm’de sergiler düzenledi, fuarlara katıldı.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :