Nevin Aladağ'ın "Jamming", Serkan Sarıer'in "Swarm" başlıklı sergileri 15 Ekim tarihine kadar PİLEVNELİ Dolapdere'de izlenebilir.
Eser: Nevin Aladağ, Köşe Arpı (Rezonans Alanları), 2021, Kırmızı toz boya, çelik, harp mekanizması, teller, 189 x 89 x 37 cm
PİLEVNELİ, Nevin Aladağ'ın ilk kişisel sergisi ile Serkan Sarıer'in Türkiye'deki ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.
Nevin Aladağ, Jamming
Küratörlüğünü Adam Szymyczyk'in üstlendiği “Jamming” başlıklı sergi, 13 Eylül - 15 Ekim 2022 tarihleri arasında sanatseverleri ağırlayacak.
Berlin'de yaşayan ve çoğunlukla orada çalışan Nevin Aladağ, daha önce Arter (2020 ve 2022) ve İstanbul Modern'de (2013) gibi kurumlarda sergilediği sanatıyla Türkiye’deki izleyicilere yabancı değil. Yakın zamanda Atina ve Kassel'de Documenta 14'e ve 57. Venedik Bienali'ne (her ikisi de 2017) katılan sanatçı, San Francisco Museum of Modern Art (2019) ve Münih Villa Stuck'ta (2021) önemli kişisel sergiler gerçekleştirdi.
Nevin Aladağ'ın son dönem işlerine odaklanan bir araştırma olarak tasarlanan “Jamming” sergisi, galerinin ilk üç katına yayılıyor. Sergideki eserler, sanatçının ses ve örüntü oluşturmaya olan tutarlı ilgisine ve tüm toplumsal ilişkilerde önemli bağlayıcı unsurlar olarak ritim ve süslemenin işlevine tanıklık ediyor. Aladağ'ın eserlerinin neredeyse hepsi icra edilebilir ya da en azından performatif bir kullanım olanağı akıllara getiriyor.
Aladağ'ın sergisinde izleyiciye farklı son dönem serilerinden eser sunuluyor; “Vücut Enstrümanları” ve “Rezonans Alanları” alışılmadık sesli heykelleri, “Sosyal Doku” serisi farklı kökenlerden halılar ve malzemeleri bir araya getiren soyut kompozisyonları, “Pattern Kinship” çeşitli kaynaklardan edinilmiş desenleri birleştiren şeffaf boyalı alüminyum heykellerini ve sergiye adını veren üç kanallı yeni bir video enstalasyonu “Jamming” sunumu oluşturuyor.
Hem “Jamming” adlı video çalışması hem de serginin tamamı Aladağ'ın çalışma prensibini izleyiciye açıklıyor: aynı anda hem müdahale hem de kolektif doğaçlama. “Jamming” adlı video çalışması, sanatçının hem popüler hem de klasik müzik enstrümanlarının canlandırıldığı ve insan olmayan bir öğe tarafından (örneğin rüzgarla savrulan kum, ağaç dallarının hareketi, düşen su damlaları) “oynatıldığı” önceki video çalışmaları “Session” (2013) ve “Traces” (2015) ile benzer motifler ve araçlar kullanıyor. Bunlar nihayetinde doğal mı yoksa insan yapımı sesler mi? Nevin Aladağ'ın çalışmaları sınırları esnetiyor; tesadüfi süreçler ve kasıtlı eylemler, kültürel kodlar ve doğal büyüme kalıpları, yerel estetik ve endüstriyel üretim, geleneksel bilgiler ve yeni kentsel yaşam tarzları arasındaki bağlantıları sorguluyor. Aladağ, dünyayı sürekli biçim değiştiren, değişen, hem genişleyen hem de küçülen, yer kaplayan ve yol açan, ve biz onu kontrol altında tutmaya çalışırken yavaş yavaş hepimizi ele geçiren bir harika olarak görüyor.
"Jamming", 15 Ekim 2022'ye kadar Pazar ve Pazartesi hariç haftanın her günü 10.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
Eser: Serkan Sarıer, Untitled, 2022, Keten bezi üzerine karışık teknik, 33 x 48 cm
Serkan Sarıer, Swarm
“Swarm” başlıklı sergi 13 Eylül - 15 Ekim 2022 tarihleri arasında PİLEVNELİ Dolapdere'de izlenebilir.
Türkçe’de “Sürü veya Arı Kümesi” anlamına gelen sergi başlığı genellikle doğada yeni bir koloni kurmak üzere kovandan kolektif bir şekilde ayrılan bal arıları için kullanılan bir ifadedir.
Sarıer çalışmalarında, endişelerini dile getirmek amacıyla erkek bal arılarını (drone) alegorik bir queer* metaforu olarak kullanıyor. Erkek arıların iğneleri yoktur, nektar veya polen toplayamazlar. İşçi arıların yardımı olmadan beslenemezler, bu durum kolonilerine bağımlılıklarını net bir şekilde gösterir. Bir erkek arının hayattaki tek amacı, döllenmemiş bir kraliçe ile çiftleşmektir. Erkek arılar topluluk tarafından verilen yükümlülüklerini yerine getiremezse, kolonisine bir faydası olmaz ve dışlanır. İşçi arılar, erkek arıları aç bırakarak zayıflatır ve kovan girişine kadar götürerek kovandan dışarı atar. Erkek arılar hipotermiden veya açlıktan ölürler.
Sarıer, bu tür bir dışlanmayı, queer*’lerin içerisinde bulundukları toplumdan beklenen şartları karşılamadıkları muhafazakar sosyal yapılar içinde başlarına gelebileceklerle eş tutuyor.
Sanatçı, muhafazakar Türk işçi sınıfı tarafından yoğun bir popülasyonuna sahip olan Almanya'nın Hanau şehrinde queer bir genç olarak büyürken yaşadığı kişisel deneyimlerinden yola çıkıyor. Sarıer’in, zarar görmemek, yaralanmamak, ailesi ve arkadaşları tarafından reddedilmemek için bulunduğu topluma uyum sağlaması ve topluluğunun bir parçası olarak “performans” göstermesi gerekiyordu.
Sarıer, mitolojik bir tanım kullanarak erkek bal arıları ile genç queer erkeklerin gelişim evreleri arasında paralel bir bağ kuruyor. Genç queer erkeklerdeki fiziksel ve duygusal dönüşümü, erkek bal arılarının “Tam Başkalaşım” (holometabolism) dönemi ile karşılaştırıyor. Bu dönemde erkek arıların olgunlaşmamış formunun (larva) şekli her zaman yetişkin formundan (Imago) belirgin şekilde farklıdır.
Tüm arılar aynı değişim aşamalarından geçse de erkek arılar, görevini yerine getiremediğinde koloniden reddedilecek olan arıdır. Sanatçı, kendi ötekiliğini anlama anını, ‘Tam Başkalaşım' gibi hissederek, kendi topluluğunun dışına, gerçek benliğine gelme anını hatırlıyor.
Sarıer’in sergisinde bulunan eserler, erkek arılarda görülen dönüşüm halini erkek figürleri üzerinden tasvir ediyor. Eserlerdeki figürlerin nereye evrilebileceği, nereden geldiği, ya da hangi dönüşüm evresi içinde olabilecekleri tahmin edilemez bir hal alıyor. İzleyici, dönüşüm anında oluşan bir sekansa tanık oluyor.
Çıplak gözle ayırt edilemeyen ancak aslında farklı görünen erkek arılar gibi, dönüşüm dereceleri dışında figürler aynı kişi gibi görünüyor fakat görünenin aksine, tüm sürü çeşitli bireyleri temsil ediyor.
Geleneksel topluluklarda, ötekilik bir kişide hoş karşılanmayan bir niteliktir ve bu nedenle statüko tarafından sıklıkla reddedilir. Erkek figürleri, gerçeküstü ve halüsinasyon gibi görünen bir alanı çağrıştıran, metalik ve renkli yarım manzaraların içinde diğer figürlerden izole bir şekilde yerleştirilmiştir.
Serkan Sarıer'in çevremizdeki diğer bireylerin mutluluğu ve refahı için toplumumuzun sorumluluğunu sorguladığı kişisel sergisi “Swarm”, Pazar ve Pazartesi günleri hariç 10.00 - 18.00 saatleri arasında PİLEVNELİ’de ziyaret edilebilir.
*Queer: “Tarihsel olarak, 'queer' anormal olarak algılanan veya anormal hissettirilenlere karşı kullanılan bir hakaretti. 1980'lerden başlayarak, bu olumsuz söz eylemi yeniden sahiplenildi ve bir onur nişanı olarak benimsendi. Queer, siyasetini ve duygusal gücünü normatif olmayan, gey, lezbiyen ve biseksüel toplulukların tarihinden alırken, bu kategorilere eşdeğer olmadığı gibi bir kimlik de değildir. Bugün pratiklerini queer olarak tanımlayan sanatçılar, sıradan yerine ütopik ve distopik alternatifler öne sürüyorlar.” (Getsy, David. J, 2016. Queer (Documents of Contemporary Art), Whitechapel Gallery)