Mehmet Uygun’un “Yeryüzü Zevkleri Bahçesi” sergisi 21 Mart’tan itibaren Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda sanatseverlerle buluşuyor.
Mehmet Uygun; "Kuzucuk", Tuval üzerine akrilik, 20x27 cm, 2018.
Resimlerinin adeta imzası haline gelmiş fantastik figürleri ve canlı renkleriyle kendine özgü bir dünya yaratan Mehmet Uygun, “bir tür hayvan ansiklopedisi” olarak nitelendirdiği yeni projesinin ön örnekleri olan küçük boyutlu resimlerini 21 Mart-27 Nisan tarihleri arasında Bozlu Art Project Mongeri Binası’nda sergiliyor.
Geçmiş, gelecek ve bugüne dair bir “bahçe” metaforundan hareket eden sanatçı, kendisi ile birlikte içinde yaşadığı doğayı da yok eden insanoğlunun sadece kendine yaşam hakkı tanıdığı bu dünyaya ilişkin alternatif görme biçimleri öneriyor.
Mehmet Uygun; "Turuncu Kurbağa", Tuval üzerine akrilik, 20x27 cm, 2018.
Adını Hieronymus Bosch’un (1450-1516) “cennet ve cehennem” tasvirlerinin yer aldığı ünlü triptiğinden alan sergi, yaklaşık beş yüzyıl sonra bir sanatçının aynı kavramsal karşıtlığa günümüzden bir bakış önerisi. Desen ve rengin ön plana çıktığı bu resimlere kaynak oluşturan “düşsel bahçe”, bitki ve hayvanların olağanüstü çeşitliliği ve canlı renkleriyle geleceğe dair bir umut mu vaad ediyor yoksa izleyiciyi takip eden gözleriyle tekinsiz bir his yaratan ve dünyevi zevkleri anımsatan erotik çağrışımlarıyla yarı insan yarı hayvana dönüşen figürleriyle distopik bir dünya kurgusuna ve çoktan yitirilmiş bir doğa temsiline mi işaret ediyor?
Mehmet Uygun; "Kirpi", Tuval üzerine akrilik, 20x27 cm, 2018.
Avrupa’da 19. yüzyılda türlerin çeşitliliğini kayıt altına alan ve bugün soyu tükenen canlıları görmemizi sağlayan suluboya doğa tasvirlerini akla getiren bu resimler, Mehmet Uygun’un düş bahçesinde beliren ve bildiğimiz hiçbir canlıya benzemeyen bir “türler ansiklopedisi”nin ilk örnekleri. Çalışmalarının başlangıç noktasını “Son resimlerimde yine insan, hayvan ve bitki kardeşlerimden ilham aldım. Her zaman olduğu gibi ortak kullandığımız dünyadan kendi dünyama geçiş yaptım. İnsanı hayvana, hayvanı insana dönüştürdüm. Onları bitkilerle bezedim. Ayrıca renk ve biçim denizinin ortasında kalmış bir ressam olarak çizginin de gücünü göstermek istedim… Ben onları her kılığa, her şekle sokarken, onlar bana geçmişten gelecekten haberler veriyor. Ben onları resimlerimde ışığa kavuştururken, onlar da bana hakikati gösteriyorlar…” sözleriyle açıklayan sanatçının odak noktasını oluşturan “bahçe” hem doğanın içinde olma ve diğer canlılarla iletişim kurma hem de ondan uzaklaşma halini temsil ediyor.
Mehmet Uygun; "Sen Nesin", Tuval üzerine akrilik, 27x20 cm, 2018.
“Bahçe” metaforu doğanın hızla tüketildiği günümüzde, yaşamak için kendine yer bulmaya çalışan bitki ve hayvanlar için bir sığınak olduğu kadar, sanatçının kendine kurduğu yeni bir dünya tasviri de… Zemin yok, mekân yok, çizgilerin içindeki boşluk izleyiciyi resmi tamamlamaya davet ediyor, kendine, doğaya ve diğer canlılara yaptıklarını, kaybettiklerini ve hayal edemediklerini hatırlatırcasına...
Yeryüzü Zevkleri Bahçesi sergisi 21 Mart-27 Nisan tarihleri arasında Bozlu Art Project Mongeri Binası'nda görülebilir.
*
Mehmet Uygun hakkında
1964 yılında Elazığ’da doğan Mehmet Uygun, 1989 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun olur. 1991 yılında aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim Ana Sanat Dalı’nda yüksek lisans eğitimini tamamlayan sanatçı, 1991-1993 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde araştırma görevlisi olarak çalışır. Sanatçı, 1993-1994 yıllarında New York’ta çalışmalarına devam eder ve burada çeşitli sergilere katılır. 1995-2004 yılları arasında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde araştırma görevlisi olarak çalışır. 1998 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Sanatta Yeterliliğini tamamlar. Masal dünyasını çağrıştıran kendine özgü figürlerini, zamandan ve mekândan soyutlanmış şekilde bir renk cümbüşü içinde izleyiciye sunan Mehmet Uygun, fantastik bir dünyayı gözler önüne serdiği yapıtları ile tanınır. 1991 yılından günümüze kadar sanatçı hakkında çok sayıda katalog ve kitap basılmış, çeşitli gazete ve dergilerde makale ve röportajları yayımlanmıştır. Bugüne kadar birçok ulusal ve uluslararası kişisel sergi açan, çok sayıda karma sergiye katılan sanatçı, yaşamı ve çalışmalarını İstanbul Zekariyaköy’deki atölyesinde sürdürmektedir.