"8 House" ya da Kuşbakışı Bir Sekizin Üzerinde Yaşamak
Yasemin KESKİN ENGİNÖZ
/ 11 Ekim 2010
HP'nin yeni ürünlerinin tanıtım toplantısına katılmak amacıyla 28 Eylül Salı günü Danimarka'nın Kopenhag şehrindeydik. Ancak bu ürün tanıtımı, BIG grubundan Bjarke Ingels'ın katılanlara mimarlık yaklaşımlarını ve "8 House", "World Expo 2010 Şangay" projelerine dek nereden nereye geldiklerini özetlediği bir semineri ve yine mimarın anlatımı eşliğinde gerçekleşen "8 House" mimari turunu kapsayan yarım günlük yoğun bir etkinlikti.
Aslında etkinliği ilginç kılan da, yerinde ya da bağlamında bir BIG binası görmek, üstüne üstlük bunu mimarının eşliğinde yapabilmekti.
BIG'in "8 House" ile ilgili 2008 yılında yayımladığı bir videosunun bulunduğu bağlantı, etkinlikten önce katılımcılara ulaştırılmıştı. Bu videoda yapının arsasının niteliklerinden ve konumundan bahsediliyor, bu tasarım girdisinin proje üzerindeki etkilerinden güzel bir animasyon eşliğinde bahsediliyordu. Bjarke Ingels, yaptığı ön konuşmada da bu video sunumunu kullandı.
Bu yeni, büyük ölçekli karma proje perakende alışveriş, büro ve ticari alanlar ile konutlardan oluşuyor. "8 House" aslında, birlikte şöhret oldukları PLOT'tan sonra yollarını ayırdığı Julien De Smedt ile tasarladığı V M (yukarıdan bakıldığında V ve M harfleri okunduğu için de böyle anılıyor) konutları ve Mountain Dwellings ile yakın olarak konumlanıyor. 8 House, Kopenhag Kanalı'nın kıyısında yer alan Güney Ørestad'da ve Kalvebod Fælled'in açık alanlarına bakıyor. Bu çevre Kopenhag merkezinden Kalstrup havalimanına daha yakın bir konuma sahip. Toplu taşıma olanakları da aynı çevre gibi yeni geliştiğinden merkezden bu bölgeye otobüsle yolculuk ederken ana taşıma hattına takılı birkaç yoğun yapı bloğu arasında otlayan inekler ve sakin bir peyzaj görünüyor. Kısacası gerçekten yeni gelişen bir alan.
Batıdaki Park Alanı ile Doğudaki Kanalı Bağlayan 9 Metrelik Bir Geçit
"8 House" da, aynı şekilde, nerdeyse bu hattın ucunda bir başka konut alanı ile birlikte konumlanmakta… Ancak bu komşu yapıdan onu ayıran en büyük özellik –zamanla anlaşılacağı üzere (çünkü yapı henüz tamamlandığından kafe dışında hiçbir ünite dolu değil)- alışveriş ve büro katlarını da barındırdığından daha canlı bir kentsel zemin peyzajına sahip olacağı…
Proje metninde yapı şöyle anlatılıyor:
"Proje, kelimenin tam anlamı ile ‘büyük bir ev' özelliğini taşıyor. Her yönüyle; yaşlı ve gençlere, çekirdek ailelere ya da bekarlara, büyümekte ya da küçülmekte olan aileler gibi birbirinden farklı ve çok çeşitli yaşam biçimlerine sahip insanın gereksinimine yanıt vermeyi amaçlıyor. "8 House"un özgün tasarımının temelinde farklı yaşam ve ticaret işlevlerini ayrı ayrı bloklara dağıtmaktansa, yatayda bir araya getirme fikrinin yattığını söyleyen Bjarke Ingels; projenin, BIG'in şimdiye kadar yaptığı gerek program gerekse teknik açıdan yenilikçi, maliyet ve kaynak konusunda etkin yapılardan biri olduğunu belirtiyor. Konutlar üst katlarda yer alırken ticaret işlevleri yapının temeline yayılmış. Bu tasarım sayesinde her katman kendi işlevi için bir takım avantajlara kavuşuyor; konutlar manzara, gün ışığı ve temiz havadan yararlanırken, ticari alanlar sokak ile bütünleşmiş oluyor. 8 biçimli yapı, ortada birbirinden ayrı, ortak tesislerin bulunduğu iki mekân oluşturuyor. Bununla birlikte yapının içinden geçen 9m genişliğinde bir geçit, batıdaki park alanı ile doğudaki kanal bölgesini birbirine bağlıyor."
8 House ya da Kuşbakışı Bir Sekiz
Aslında projenin en büyük özelliği, yine kuşbakışı "8" gibi görünen yapının formu ve bu formun elverdiği işlevsel ve mekansal olanaklar. Kriz nedeniyle çevre yapı adalarında planlanan projelerin askıya alınmasına karşın, bu proje işverenin kararlılığı ile gerçekleşmiş. Şu an bu kadar yalnız duruşunun nedeni de bu...
Bjarke Ingels, istenen metrekarelere sahip olan ticaret, büro/çalışma ve barınma programını ayrı konumlandırmak yerine, önce üst üste yığıp, içine oturduğu yapı alanını çepeçevre saracak ve ortada iç avlu yaratacak biçimde konumlandırmış. Ardından ticaretin bir kısmını zemin altına iterek, üzerinde bürolar ve en üst kotlarda da konutlar yer alacak biçimde yerleştirmiş. Elde ettiği içi boş dikdörtgen formunu ortadan burarak, köşeli bir 8 biçimine dönüştürmüş. Her avlunun bir köşesini yukarıya iterken tam çapraz köşesini aşağıya iterek avluların ve konutların manzaradan ve güneşten en etkin biçimde yararlanmasını sağlamış. Orta düğümü de hem bu kompleks yapının girişi hem de farklı katların-kotların ve işlevlerin-programların kesişimi için kullanmış. Daha sonra üst katlara çıkıldıkça geri çekilmeler yapıp binanın tamamının zeminden çatıya dek gezilebileceği kamusal bir yol olarak kurgulamış.
Bu Binanın Yürüyerek "Altını Üstüne" Getirebiliyorsunuz
Binanın adı da şekli de, aslında mobius şeridini andırıyor... Ya da sonsuzluğu... Çünkü binanın yürüyerek –deyim yerindeyse- altını üstüne getirebiliyorsunuz; kah rampa çıkarak kah merdiven inerek… Bu yürüme yolu bazen konutların minik bahçelerinin açıldığı bir sokağa ya da merdivene, kimi zaman da canlı dükkanların vitrin önüne ya da çocukların oynayacağı park yoluna dönüşüyor.
Bjarke Ingels yaklaşık 275 konut tipi barındırdığını belirttiği "8 House"da farklı gelir gruplarına özel geliştirilen konutları bilinçli bir şekilde karma kullandıklarının da altını çiziyor. İleride, içinde yaşam yeşerdikçe daha canlanacak olan iç bahçeler yapıya zenginlik katarken önünde yer alan kanal ve uçsuz bucaksız alan da sonsuzluk duygusunu güçlendiriyor. Bina kısacası iyi bir karma kullanım şemasına sahip, işlevselliğinin de gerçekten işlerliği de yaşam başladığında anlaşılabilecek bir mimari proje. BIG'in yaklaşımının da kesinlikle pragmatik olduğunu ancak dışavurumcu bir biçimsel dille ifade bulduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Sluseholmen
"8 House"un İç Bahçeleri, Danimarka'nın İç Avlu Geleneğine Göz Kırpıyor
Bu binayı yalnızca bulunduğu konum içinde değil, belki Kopenhag'da kanalla iç içe tasarlanan yeni bölgeleri ya da eski liman içindeki yapılarla ilişkili olarak da değerlendirmek gerektiği kanısındayım. Binayı gezerken İngiliz gazeteciler, özellikle sokağa ve bahçeye doğrudan açılan küçük bahçeleri işaret ederek mahremiyet nedeniyle bunların İngiltere'de hiç tercih edilmeyeceğini belirttiler.
Sluseholmen
Gerçekten de Kopenhag eski limanında yer alan sıra evler ve aralarında ortak kullanıma ve geçişe sahip iç bahçeler de, yeni yerleşim bölgelerinden sayılabilecek Sluseholmen'deki kanalların arasında kalan yapı adalarını çevreleyen sıra evlerin iç bahçeleri de bu kadar sık önünden ya da içinden geçilen mekânlar değil. Buna karşın bu bahçeler ve avlular, gerçekten kamusal bir kullanıma sahip ve aynı "8 House"da olduğu gibi her ev önündeki minik bahçesiyle bu alana bakıyor. Bu anlamda "8 House"un her biri farklı bir peyzaja sahip iki küçük bahçesi de, bu iç avlu geleneğine bir gönderme yapıyor gibi gözüküyor.
Ingels'in sunumu ve 8 House gezisine paralel olarak gerçekleştirilen HP lansmanında tanıtılan ve mimarlar, mühendisler ile inşaat firmalarının farklı yerlerden paylaşımlı çalışmasına olanak tanıyan yeni nesil HP yazıcı hakkında daha detaylı bilgi için lütfen tıklayınız.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın