Francis D.K. Ching'in yürütücülüğünde gerçekleştirilen ve Yapı-Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen İstanbul Eskizleri Atölyesi , iki günlük yorucu fakat üretken ve keyifli bir maratonun sonunda tamamlandı. Farklı üniversitelerden çeşitli dönemlerde ve çok sayıda mimarlık öğrencisinin katılmıyla gerçekleştirilen atölyeden herkes memnuniyetle ayrıldı.
İlk gün etkinliği olarak düzenlenen tekne gezisi, hem Francis D.K. Ching'e İstanbul'un boğaz kesimini tanıtması, hem de katılımcı öğrencilere farklı bir deneyim yaşatması açısından son derece keyifli geçti. Teknenin 15 mil hızla ve sahilin hemen yakınından ilerlemesine rağmen çizmeye çalıştıkları eskizleri tamamlamakta güçlük yaşayan öğrenciler, böylelikle Ching'in ilk gün sunumunda sözünü ettiği ‘hızlı ve küçük eskiz' yapma yetilerini sınamış oldular.
Boğaz'daki aşırı rüzgar ve akıntıya rağmen, canla başla yakaladıkları görüntüleri defterlerine aktarmaya çalışan öğrenciler, İstinye ve Kanlıca olarak belirlenen duraklarda da eskiz deneyimlerini pekiştirdiler.
Atölyenin ikinci günü için toplanan öğrenciler, Ching ile kısa bir değerlendirme yapmak üzere YEM'in Etkinlik Merkezi'nde bir araya geldiler. Ching, perspektif çizimi hakkında küçük bir bilgilendirme yapmasının ardından, öğrencilere bir önceki gün hakkında fikirlerini sordu. Bu kısa ön görüşmenin ardından etkinliğin devam edeceği lokasyonlara ulaşmak üzere yola koyulan öğrenciler, öğretim görevlisi refakatçiler ve Francis D. K. Ching'in ilk durağı, Fener'deki Ayos Yorgos Ortodoks Kilisesi oldu. Son derece sakin olan kilisenin öncelikle içinde bir takım eskizler yapan katılımcılar, ön ve arka avlulara geçtiler. Son derece ılık olan havanın da nimetlerinden faydalanan öğrenciler burada oldukça uzun bir süre, son derece yüksek bir konsantrasyonla eskizlerine devam ettiler. Öğrencilerle teker teker ilgilenen, her birinin yanına giderek fikirlerini belirten ve yol gösteren Frances Ching'in sıcak tavırları ve samimiyeti, katılımcıların motivasyonunu arttırmada oldukça büyük rol oynadı.
Geçirilen yaklaşık 3 saatin ardından Sultanahmet Meydanı'na gitmek üzere tekrar yola çıkıldı. Yenilen öğle yemeğinin ardından Topkapı Sarayı'na geçen katılımcılar ve Ching, sarayın öncelikle bahçesinde, ardından da içinde konumlanan Arkeoloji Müzesi'nde çalışmalarına devam ettiler . Bir yandan öğrenmeye ve anlamaya çalışan ve "neden daha iyi çizemiyorum" diye hırslandıkları söylenebilecek öğrenciler, diğer yandan da Ching'in bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle motive oldular.
Özellikle Ching'in de büyük keyif aldığı gözlemlenen etkinlik sırasında tüm katılımcıların, bir mekanı, bir algıyı ve mimarlığı paylaşmaktan duydukları hazzı dile getirmeleri dikkat çekiciydi. Belki daha da sevindirici olan, bir kısmını YTÜ'nin Mimari Tasarıma Giriş öğrencilerinin oluşturduğu toplulukta herkesin, etkinliğin daha da uzun sürmüş olmasını dilemesiydi. Ching'in deneyimleri ve mimari çizimdeki yetkin öğretilerinden faydalanmanın ötesinde, sessiz mekanlarda eskiz defterleriyle başbaşa kalan öğrenciler, eskiz yapmaktaki hazzı yeniden yaşadılar.
Eskiz çalışmalarından sonra tekrar YEM'in Etkinlik Merkezi'ne dönen atölye katılımcısı öğrenciler, Ching ile birlikte yenilen akşam yemeğinin ardından sertifikalarına kavuştular. Katılımcılara, aynı zamanda, Ching'in 'Mimarlıkta ve Sanatta Yaratıcı Bir Süreç: Çizim' kitabı da hediye edildi. Böylesi bir etkinlikte bulunmak ve genç meslektaş adaylarıyla bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Francis D.K. Ching, tüm katılımcılara her daim eskiz yapmaya devam etmelerini, mimarlığı anlamak ve içselleştirmek için boş buldukları her kağıda, her defter parçasına ‘küçük ama önemli olacak' bir şeyler karalamalarını tembih etti. Tüm katılımcıların yüksek dikkati ve ilgisiyle, belki sadece iki günde önemli bir gelişim kaydettiğini gözlemleyen Ching, herkesi, belki bir başka fırsatta tekrar görebilmeyi ümit ettiğini de sözlerine ekledi.
Atölye ile ilgili görüş ve duygularını almak istediğimiz Francis Ching, parlak genç insanlarla çalışmaktan her daim büyük haz aldığını ve içlerinden önemli yetenekler çıkabileceğini hissettiğini söyledi. Böylesi bir eskiz atölyesinde belki de daha uzun bir zamana ihtiyaç duyulduğunu, fakat o atölyeyi en iyi katılımcılarının değerlendirebileceğini belirtti.
Biz de Mimarizm olarak, etkinliğe katılan 40 genç insandan bir kaçına mikrofon uzattık; onlar da 'en içinden' atölyeyi değerlendirdiler.
Yasemin Şahiner, Yeditepe Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, 3. Sınıf Öğrencisi
Arkadaşlarım eskiz yapmayı sevdiğimi bildiği için, "Bak Ching geliyormuş, mutlaka katıl!" dediler. Ben de internetten başvurmaya karar verdim. Eskiz yapmayı sevmemin yanısıra, Yeditepe'de kurduğumuz Mimarlık Kulübü olarak da eskiz gezileri düzenliyorduk. Aynı zamanda, hocalarımızın tavsiyesi ile aldığımız ve okuduğumuz kitaplar aracılığıyla tanıdığım Ching'den öğrenebileceğim teknikler olduğunu düşündüm. Dolayısıyla bu etkinlik tam bana göreydi.
Eskiz atölyesinin, doğru çizmeyi öğretmenin dışında, gördüğümü doğru algılayıp, doğru yorumlayıp aktarmamda da faydası oldu. Çizmek için bir yapıya baktığımda artık çok daha fazla detayını farkediyorum. Sonuç olarak etkinliğin beklentilerimi karşıladığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bir araya gelmek, İstanbul'u görmek ve YEM'de geçirdiğimiz zaman açısından gayet başarılı buldum; eleştirecek bir şey göremiyorum.
Simge Şahin, İTÜ, Mimarlık Bölümü, 2. Sınıf Öğrencisi
Onurcan Çakır, İTÜ, Mimarlık Bölümü, 3. Sınıf Öğrencisi
Onurcan Çakır: Öncelikle organizasyona ilişkin internette bir haber gördüm. Ching'in bende bir kitabı vardı ve eskiz çizme yetilerimi geliştirmek istiyordum. Ayrıca dış mekanlarda eskiz yapma fikri hoşuma gidiyordu. Böylece ‘İstanbul Eskizleri'ne katılmaya karar verdim. Burada perspektif çizimi, kaçışlar ve gölge konusunda oldukça fazla şey öğrendim. Ching bizimle teker teker ilgilenip epeyce bilgi aktardı; yaptıklarımızın yanlış olan taraflarını gösterdi. Ching, "Çizerken yapıların planını algılamanız gerekir" demişti. Gerçekten de plan bilgisiyle yola çıkıp, bunu cepheyi çizerken aktarmaya çalıştık.
Simge Şahin: Ben ilk başta Yapı Dergisi'nde gördüm. Genel fikir olarak çok eğlenceli geldi; zaten çizmeyi de severim. Fakat dışarıda çizerken insanların bakması, sataşması, sorması bana çekince verirdi. Bunu yenmemde yardımcı olacağını düşünerek katılmayı istedim. Etkinlik beklentilerimi karşıladı, yalnızca biraz daha uzun sürseydi daha hoş olabilirdi.
Vildan Ataolur, İstanbul Üniversitesi, Taşınabilir Kültür Varlıkları Koruma ve Onarım Bölümü, 1. Sınıf Öğrencisi
Aslında mimari eskiz yapmayı öğrenmeyi uzun süredir istiyordum. Daha önce desen dersleri alırken de bu konuda bana yardımcı olmalarını istediğim hocalarıma danışmıştım. Ne var ki onlar da nerden başlanır, nasıl yapılır bilmiyorlardı. Ben de aylardır uğraşıp duruyordum. İnternette araştırırken ‘Mimari Eskiz' yazdığımda ise Yapı-Endüstri Merkezi karşıma çıktı. Görünce tabii ki çok sevindim. Fakat mimarlık öğrencileri için olduğunu yazması beni biraz üzmüştü, çünkü ben restorasyon öğrencisiyim. Telefon ettiğimde şansımı denememi söylediler. Ben de bu atölyeye neden katılmak istediğime dair güzel bir mektup yazdım. Birkaç çalışmamı dosyaya ekleyerek gönderdim ve buradayım.
Belki bu atölye, bu düşünceyle yola çıkıldığı için, mimari eskiz yapmayı daha önceden bilenler için daha faydalı oldu. Ama ben de burada yalnızca 2 günde çok şey öğrendim. Defterime bakarsanız başından sonuna çizgilerimdeki değişimi görebilirsiniz. Ching'in mütevazı tavırları ise beni hiç şaşırtmadı. Bitmeyen enerjisiyle herkesle ilgilenmesi ise inanılmazdı. Benim için biçilmiş bir kaftan olduğunu düşündüğüm bu etkinlikten çok etkilendim; kendimi çok şanslı hissediyorum. Yalnızca 2 günün yeterli olmadığını düşünüyorum, keşke daha uzun sürebilseydi...
Şehriye Habibi, Gazi Üniversitesi, Mimarlık Bölümü, 2. Sınıf Öğrencisi
İran'dan Türkiye'ye okumaya gelmeden önce hep İstanbul'da eskiz yapmayı hayal ediyordum. Oradayken, hiç bilmediğim ama hayal ettiğim bir İstanbul'un suluboyayla eskizini yapmıştım ve herkesin çok hoşuna gitmişti. O günden beri bir gün İstanbul'a gelip eskizlerini yapmayı umut ediyordum. Bu etkinlik, bunu gerçekleştirdi. Ching de, benim buraya gelmek üzere kesin karar vermeme vesile olan isim oldu.
Ben bir yere gittiğimde yalnızca bir köşeden eskiz yapmaktansa, her köşeye hakim olmak, binayı tamamiyle algılamak istiyorum. Dolayısıyla derdim, öyle bir açı bulmak oluyor ki, her şey onun içinde görünürlük kazansın. Bu anlamda geldiğimiz noktalar beni çok memnun etti. Bu, benim için hiç unutmayacağım bir deneyimdi.
Hakan Kılınç, YTÜ, Mimarlık Bölümü, 3. Sınıf Öğrencisi
Etkinlikten önce, hocalarımın tavsiyesi ile bazı kitaplarını okuduğum için Ching'den haberdardım. Fakat bu kitaplardan ziyade Ching hakkında duyduklarım bu atölyeye katılmamda etkili oldu. Beni yönlendiren hocalarım, ondan maksimum düzeyde faydalanmamı önerdiler ve atölyeye katılmamın benim için avantajlı olacağını söylediler. Öncelikle Ching'in çok istekli olması, bizimle özel olarak ilgilenmesi, aynı zamanda eskiz teknikleri konusunda bazı püf noktalarını paylaşması bize çok fayda sağladı.
Gezi sırasındaki lokasyonlarımız çok keyifliydi; yalnızca ilk gün, sadece "nasıl kalabalık bir grup olarak daha rahat bir yerde otururuz?" diye düşünülerek verilmiş bir takım molalar olduğunu düşünüyorum. Oysa boğaz gezisi sırasında Anadolu Kavağı'nı, Büyük Tarabya Oteli'ni çizmek isterdim. İkinci gün için yapılan mekan seçimleri, özellikle de Balat, çok güzeldi. Hatta keşke Fener Rum Lisesi'ne de uğrama şansımız olsaydı.
Aziz Şahin Ekicioğlu, Onur Akın, Leyla İlman, Deniz Yazıcı, YTÜ, Mimarlık Bölümü, 2. Sınıf Öğrencileri
Okulda ilanı görmemiz, YEM'in düzenlediğini farketmemiz ve Ching'in adını duymamız üzerine etkinliğe katılmaya karar verdik. Gezmek, görmek ama aynı zamanda kendimizi geliştirmek ve öğrenmek için geldik. Tabii okuldan da kaçmak için... (gülüyorlar) Bu ikinci gün geldiğimiz yerler oldukça hoşumuza gitse de, ilk gün tüm Boğaz'ı dolaştıktan sonra durulacak yerin İstinye olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Rumeli Hisarı, Ortaköy gibi çok daha karakteristik özellikleri olan mekanlar seçilebilirdi.
Örneğin burası (Arkeoloji Müzesi), daha ilk bakışta kendini gösteriyor. Tabii ki Ching çizince oluyor, ama biz çizince bu karakteristikler ortaya çıkmıyor. (gülüyorlar) Yine de her şey çok hoşumuza gitti. Ching "35 yıldır çiziyorum" diyor; bu bizim için daha başlangıçtı. Keşke bir hafta sürebilseydi, çünkü organizasyonun bütünlüğünden de çok memnun kaldık.
‘İstanbul Eskizleri' atölyesinde yapılmış çalışmaların tümü, yakın zamanda Mimarlık Müzesi 'nden görüntülenebilecek.