Domus'tan 2011'in Öne Çıkanları

mimarizm.com / 27 Aralık 2011

2011'i sonlandırmaya sayılı gün kalmışken, yılın mimarlık muhasebesine girişen Domus'un, okurların en çok ilgisini çeken ve mimarlık pratiğinin geleceğine işaret eden projeleri bir araya getirdiği seçkisini Mimarizm sayfalarına taşıyoruz.


Teshima Sanat Müzesi (Teshima Art Museum)

Japonya İç Denizi'nde yer alan Teshima Sanat Müzesi'ni sanatçı Rei Naito'nun birlikte tasarlayan Rye Nishizawa bu süreçte, Naito'nun kullandığı yöntemler ile doğa olaylarına duyduğu ilgiyi göz önünde bulundurdu.



Nishizawa, zemine, su damlası formunu anımsatan esrarengiz bir beyaz strüktür yerleştirdi. İki açıklık ile aydınlanan beton kabuk, yaşayan bir organizmanın nefes alıp verişini andırıyor. Doğanın içine akan beyaz kabuğun, 60 metrelik bir serbest açıklığı bulunuyor. Teshima Sanat Müzesi, ziyaretçilerini gafil avlıyor: Her ne kadar ismi müze olsa da sergi mekanında yer alan karışık nesne ve sanat işi kümeleri, mimarlığın müze için öngördüğü geleneksel görüntüden oldukça uzak. Teshima Adası ziyaretçilerine sunulan asıl deneyim ise, ışık, su ve hava kaynaklı olayları seyre dalmak için doğa ile baş başa bırakılmış olmak.


David Kulesi (The tower of David); eski adıyla Torre Confinanzas

90'lı yılların başında, Venezuelalı yatırımcı David Brillembourg, başkent Karakas'ın merkezinde, ülkenin ekonomik büyümesini simgeleyen, pırıltılı bir finans merkezi inşa etmeyi hayal ediyordu. Ancak Confinanzas Kulesi'nin (Torre Confinanzas) kaderi bu düşten ayrı düştü; inşaatı tamamlanamayan 45 katlı bina, bugün 2500 evsiz insanı barındırıyor.



"Tower of David" (David Kulesi) olarak anılan natamam gökdelen, "dünyanın en yüksek gecekondusu" haline gelmiş durumda. Venezuelalı sanatçılar Ángela Bonadies ve Juan José Olavarría, bu çağdaş heterotopya öyküsünü, "La Torre por dentro y por fuera" adlı belgesele taşıdı. Zamanla kent içinde ayrı bir kente dönüşen yapının bünyesinde; 300 evin yanı sıra dükkanlar, güzellik salonları, internet kafeler, futbol ve basketbol sahası ile kilise yer alıyor.


Ağacı çevreleyen halka (Ring around a tree)

Yui ve Takaharu Tezuka'nın güncel projeleri arasında yer alan strüktür, Fuji Anaokulu'nun (Fuji Kindergarten) güney girişi ile, okulun merkezinde konumlanan ve tüm sınıfların yönlendiği eliptik oyun alanını birbirine bağlayan bir girişe dönüşüyor.

"Ağacı çevreleyen halka" projesi, bedeni özgürleştirmek adına, alanı sınırlayacak yönde hiçbir önlemin alınmadığı bir mimarlık sunuyor. Ancak sürünerek ulaşılabilen sıkıştırılmış mekanlar, hareket özgürlüğünü ve bedeni öğrenmenin bir aracı olarak kullanma yetisini geliştiriyor. Yukarı doğru sarmalanan ahşap ve saydam cam bir hacimden oluşan proje, bir Japon Zelkova ağacının etrafını kaplıyor. Mevcut ana bina ile sokak arasında inşa edilen yeni strüktür çocuklara, oyun, yabancı dil eğitimi ve servis araçlarını beklemek için mekan yaratıyor. 


Giant Interactive Group Yerleşkesi (The Giant Interactive Group Campus)

Giant Interactive Group şirketi genel merkez binası, üstünde yükseldiği büyük ve boş alanın ortasına düşüyormuş gibi görünen, karmaşık bir Morphosis projesi. Uzun, alçak ve yalın bir yapıya sahip olan binanın opak ve şeffaf yüzeyleri eşit dağılım gösterirken, dalgalı yeşil çatısı, düzlükte yer alan eski bataklık alanı ile uyumlu bir topografik çeşitlilik yaratıyor.

Genel merkez binası, bugün Şanghay metropolüne bağlı olan eski Songjiang kentinde konuşlanıyor. Halihazırda tek başına duran binanın, Songjiang'ın yeni "medeni sanayi alanı"nın merkezi haline geleceği öngörülüyor. 


Metropol Parasol

Jürgen Mayer'in yapay bir peyzaj yaratan şemsiyeleri, mimarlığı simgesel değerine yeniden kavuştururken, bunu; simgesel olanı sosyal ve kültürel tarihinin özünde barındıran bir bağlama yerleştiriyor.

Mayer, Sevilla kentinin üzerinde, mimari bir gezinti alanı yaratan Metropol Parasol'i "duvarları olmayan katedral" olarak niteliyor. Öngerilmeli beton, lamine ahşap ve çelik kullanılarak inşa edilen ızgara dokulu çerçeve, Roma dönemine ait arkeolojik alana zarar vermemek adına, zemine sadece 6 noktada değiyor.

Mantar formlu Metropol Parasol strüktürü; çarşı, arkeoloji müzesi, bar ve restoranların yer aldığı bir kompleks üzerinde yükseliyor. Proje, kavurucu sıcakların yaşandığı Sevilla'da gölgelikli kamusal alanlar yaratmak üzere tasarlandı.

Bu haber, domusweb.it'den derlenmiştir.


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :