Sivas Valiliği tarafından, Başbakanlık Tanıtma Fonu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla düzenlenen "Dünya Mirasının 40. Yılında 40 Ülkeyle UNESCO Sivas Buluşması", 16-17 Haziran 2012 tarihlerinde 37 ülkeden 300 konuğu bir araya getirdi. Dünya Mirası 'Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nı merkezine alan buluşmada, UNESCO temsilcilerinin yanı sıra yurtiçi ve yurtdışından çok sayıda basın mensubu, akademisyen ve turizmci, Sivas'ın tarihi ve kültürel değerlerini yerinde inceleme fırsatı buldu.
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ne 1985 yılında 358. sırada dahil edilen Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası ekseninde düzenlenen buluşma kapsamında ilk gün, Sivas Arkeoloji Müzesi, Gök Medrese, Kale Camisi, Çifte Minareli Medrese, Şifaiye Medresesi, Buruciye Medresesi, Sivas Kongre ve Etnografya Müzesi'ni içeren şehir turu düzenlendi.
Programın ikinci gününde, 'Kangal Köpeği Araştırma Merkezi'ne yapılan kısa ziyaretin ardından Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası tarihçiler eşliğinde gezildi.
Darüşşifa bölümündeki 'şifa müziği' dinletisini, Divriği Belediyesi Taşbaşı Tesisleri'ndeki değerlendirme toplantısı izledi. ;
"Sivas, hem Türkiye'nin hem de tarih, kültür ve medeniyetin merkezi"
Sivas Valisi Ali Kolat, programla ilgili yaptığı açıklamada, Sivas'ın görülmeye değer bir il olduğuna dikkat çekerek; "Bu tarihi dokuya, bu güzelliklere sahip olduğu halde hak ettiği ölçüde tanınmıyor, bilinmiyor" dedi. Sivas'ın, Türkiye'nin merkezine denk gelen coğrafi konumunun yanı sıra tarih, kültür ve medeniyet anlamında da bir merkez olduğunu vurgulayan Vali Kolat; Başbakanlık, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sivas Belediyesi, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası ve Cumhuriyet Üniversitesi'nin katkılarıyla tanıtım işlemlerini hızlandırdıklarını belirtti.
Türk çayına methiyeler düzen "Bir Çay Daha Lütfen" kitabıyla üne kavuşan Amerikalı yazar Katharine Branning, değerlendirme toplantısında söz alarak, Divriği Ulu Cami'nin muhteşem taş oyma işçiliğiyle hayatını değiştiren bir yapı olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin, kültürel mirasının yanı sıra manevi değerleri ile de öne çıkan bir ülke olduğuna değindi.
Alman Seyahat Acenteleri Birliği eski Başkanı Gerd Hesselmann, turizm sektörünün çeşitli etkinlik alanlarıyla ilişki içinde olduğunu belirterek, Divriği buluşmasının ise çok farklı bir olay, "bir hazinenin tanıtımı" olduğunu vurguladı. Bu tanıtım toplantısının farkındalık yaratma anlamında önemli bir adım olduğuna dikkat çeken Hesselmann; "Daha önce bu kadar çok basın mensubunu bir arada görmemiştim" dedi. Kültür mirasının tanıtımında bilgi aktarımının ve sürdürülebilirliğin önemine işaret eden Gerd Hesselmann, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın sadece turlar için değil tekil turistler için de çekici bir destinasyon olduğunu ekledi.
İsviçre merkezli Tour Orient turizm şirketinin müdürü ise, Türkiye'ye kayıtsız kalmanın kolay olmadığını dile getirerek, bu kadar çok arkeolojik dönemi bir arada görmenin önemine ve yerel halkın misafirperverliğine dikkat çekti: "Yurtdışından çok sayıda insanın bu bölgeyi keşfetmek için geleceğine inanıyorum."
UNESCO Sivas Buluşması organizasyonunda etkin rol alan ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen de kapanış oturumunda yaptığı değerlendirmede; sürdürülebilir, kültür öncelikli turizmin önemini anlatmak üzere ülke genelinde yürüttükleri etkinlikleri ve yayın faaliyetlerini hatırlatarak, "Bu mirasın dünyaya tanıtılması, açıklanması bizim sorumluluğumuzdur" dedi.
Toplantıda söz alan bir UNESCO daimi temsilcisi ise, "Dünya Mirasının 40. Yılında 40 Ülkeyle UNESCO Sivas Buluşması"nın, Türkiye ile diğer dünya miras alanları arasındaki bağı güçlendiren önemli bir etkinlik olduğunu belirterek, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası için yürütülen yenileme çalışmalarının akıllı bir yönetim modeli sunduğunu ekledi. Divriği Ulu Cami'nin geçmiş ile bugünü birbirine bağladığını söyleyen temsilci, Sivas'ın dünya çapında popüler bir kent olabileceğini dile getirerek, restorasyon çalışmalarında kent yönetimine başarılar diledi.
Buluşmanın uluslararası katılımcılarının görüşlerini paylaşmasının ardından, Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü'nden Dr. Ayşenur Kandemir, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nda yürttükleri koruma çalışmaları hakkında bilgi verdi. 2007 yılında yapıda acil müdahale çalışmalarının gerçekleştirildiğini, 2010'da ise kazı çalışmalarına başlandığını belirten Kandemir; kendilerinin yürüttüğü güncel çalışmalar kapsamında öncelikle, binanın farklı noktalarına yerleştirilen sensörler ile yapısal hareketin izlendiğini; ikinci etapta ise restorasyon projesinin hazırlandığını söyledi.
Toplam 18 aylık bir çalışmanın söz konusu olduğunu belirten Kandemir, 2012 Ağustos ayı itibariyle hazırlık çalışmalarının tamamlanıp, restorasyon projesinin uygulamasına geçileceğini ekledi.
UNESCO Sivas Buluşması, Divriği konaklarının ve Kangal Balıklı Kaplıca'nın gezilmesi ile sona erdi.