Dünyanın Yüzde Doksanlık Yüzü için Tasarım

yapi.com.tr / 17 Temmuz 2007

Dünya nüfusunun neredeyse yarısına yakını, yani yaklaşık 2.8 milyar insan, günde iki dolardan daha az parayla yaşamını sürdürmek zorunda. Her altı kişiden biri, yani yaklaşık 1.1 milyar kişi, günde bir dolardan azıyla yetinmek zorunda.Bir milyar kişiden fazlası günlük ihtiyacı olan güvenli içme suyuna erişemiyor.Gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanların yüzde 70'i ev, okul ve sağlık merkezlerinde elektriğe erişemiyor.ABD'de her yıl üç buçuk milyon kişi evsizlikle karşı karşıya kalıyor.Dünya nüfusu 6.5 milyar civarında. Bu nüfusun 5.8 milyarı, yüzde 90'ı diyelim, en temel ihtiyaçlarından mahrum, hayatta kalma savaşı veriyor. Tasarım hayatımızı kolaylaştırmak için ne denli kuvvetli bir itici güç olabilir?

StarSight sistemi sokak aydınlatmasında ve kablosuz internet donanımında güneş enerjisinden faydalanmayı sağlıyor.

Global dünyanın dört bir yanındaki tasarımcılar, mühendisler, öğrenci ve profesörler, mimarlar ve sivil toplum girişimcileri, insanların en temel hakları olan yiyecek, su, enerji, eğitim ve tedavi ihtiyaçlarını karşılayabilecek daha etkili yollar bulabilmek için kafa yoruyor. Bu amaç doğrultusunda tasarlanan her proje ve objenin bir hikayesi var. Bu hikayeler bizlere, tasarımın insan hayatında nasıl da dinamik bir güç olduğunu gösteriyor. Bugün tasarımcıların büyük çoğunluğu dünya nüfusunun en zengin yüzde 10'luk kesimi için geliştirilen ürünlere odaklanmış durumda. Tasarımın sağladığı avantajları, hayatın her alanında kullanabilen yüzde 10'luk kesimi bir kenara bırakırsak, geride kalan yüzde 90'ın hayatını kolaylaştırmak için ekonomistlerin ve tasarımcıların ucuz maliyetli, hayat kurtaran basit çözüm arayışlarının köklerinin 60'lı yıllara dayandığı söylenebilir.Genellikle tasarımcılar, ürünleri üzerine son kullanıcıyla birlikte ve onların ihtiyaçları doğrultusunda çalışıyor. Böylece kolay adaptasyon ve yayılma önce lokal ve sonrasında uluslararası bir hal alıyor.Her yenilik makul ve sürdürülebilir bir ekonomik politikası tabanına oturduğunda minimum çevre hasarı, gelişen bir sosyal ortam, sağlık ve eğitim hizmetlerinin ulaşılabilir olması gibi avantajları da beraberinde getiriyor.Yemek, ısınmak, aydınlanmak, iletişim kurabilmek için gerekli enerjiye dünya nüfusunun ne kadarı ulaşabiliyor diye baktığımızda toplam dünya nüfusunun 1.6 milyarının elektrik enerjisinden yoksun yaşadığını; 2.4 milyarının yemek pişirmek ya da ısınmak için modern yakıt ve yöntemleri kullanamadığı; yılda iki milyon kişinin, bu rakamın büyük çoğunluğunu çocuklar oluşturuyor, yemek ateşinden çıkan dumana maruz kalarak öldüğünü biliyoruz.

LifeStraw, herhangi bir kaynaktan alınmış suyu içme suyuna dönüştürmek için, kişisel kullanıma yönelik tasarlanmış

Bu duruma yönelik pahalı altyapı projeleri üretmeye çalışmak yerine daha küçük çaplı buluşlarla enerji problemini çözme yöntemi tercih ediliyor. Lokal komitelerle çalışan üniversite öğrencileri bisiklet parçaları ya da eski aynaları kullanarak güneş enerjisi elde edebilecekleri düzenekler üzerine çalışıyor.

Q Drum, kolay yuvarlanabilir bir taşıyıcı olarak tasarlanmış. Böylece bir kerede 75 litre su kolaylıkla istenen yere götürülebiliyor.

Cooper-Hewitt Ulusal Tasarım Müzesi'nde eylül ayı sonuna kadar sürmesi planlanan 'Design for the Other 90%' başlıklı sergi, bu konuda bugüne kadar yapılmış tasarımları içeriyor. Küratör Cynthia E. Smith tarafından sekiz üyeden oluşan bir danışma heyeti ile birlikte su, barınak, sağlık, eğitim, enerji ve ulaşım başlıkları altındaki farklı bölümlerde düzenlenen sergi, yaşamlarını yoksulluk sınırı altında sürdüren ya da bir doğal afet sonucunda zor durumda kalmış toplumlara yararlı olmak amacıyla geliştirilen nesnelere dikkat çekiyor.Sergi hakkında detaylı bilgi için tıklayınız

İlişkili Haberler

Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın