Emre Arolat Londra Mimarlık Festivali'nde Ev Sahibi Kent ile İstanbul'u Karşılaştırdı

mimarizm.com / 10 Temmuz 2012

Emre Arolat, dünyanın en önemli mimarlık etkinliklerinden olan Londra Mimarlık Festivali (London Festival of Architecture) kapsamında, 6 Temmuz Cuma günü The Hub: King's Cross'da "Is Istanbul On the Way of Londonisation?" (İstanbul Londralaşıyor mu?) başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.

Moderatörlüğünü WAF (World Architectural Forum) Başkanı ve Ağa Han Komitesi eski Başkanı Prof. Dr. Süha Özkan'ın üstlendiği etkinlikte Emre Arolat, İstanbul'un güncel muhafazakar-neoliberal politikalar altındaki hızlı kentsel gelişimi ile Londra'nın 80'li yıllarda geçirdiği dönüşümü karşılaştırarak, İstanbul'un bugün içinde bulunduğu süreçte mimarlığın rolünün ne olduğu hakkında konuştu. Arolat, söz konusu dönemlerde iki kentte de yerel yönetimlerin merkezi yönetimlere karşı ikincil konumda kaldıklarını ve bu durumun yabancı sermayeyi içermeye çalışan politikalarla birleştiğinde sosyal dengesizlikleri artırdığını belirtti. İstanbul'un henüz kentsel gelişimini tamamlamadığını belirten Arolat, Türkiye'nin birçok kentindeki kentsel dönüşüm süreçlerinde ürettiği tek tip konutlarla dikkat çeken TOKİ'nin, niceliksel olarak başarılı olsa da ürettiği konutların tasarım kararları ve yer ile ilişkisi yönünden pek çok probleme sahip olduğunu söyledi. Sayıları giderek artan alışveriş merkezlerini ise, bundan 50 yıl sonra Boğaziçi Köprüsü ve hatta Ayasofya'nın bile AVM olabileceğine dikkat çekerek eleştirdi.

Arolat'ın ardından söz alan ünlü mimarlık kuramcısı Prof. Charles Jencks kentleşmenin İstanbul'a somut kazançlar getirdiğini ve bir "zaman kenti"ne dönüştürdüğünü söyledi. İstanbul'un 10 bin yıllık bir tarihe sahip olması bakımından Roma'dan daha büyük bir kent olduğunu vurgulayan Jencks, Arolat'ın düşüncelerini büyük ölçüde paylaştığını ifade etti.

Prof. Süha Özkan, İstanbul'un diğer kentlerin yaptıkları hataları tekrarlamaması açısından limanın ve sanayinin şehrin merkezinden diğer uçlara kaydırılması ve kentin 21. yüzyıla uygun bir hale getirilmesinin doğru olacağını vurguladı. İstanbul'un Londra'dan öğrenecek çok şeyi olduğunu ve kentin önemli bir kültür ve sanat merkezi haline getirilmesi gerektiğini belirtti.

Architectural Review ve Architects' Journal yazı işleri müdürü Paul Finch, The Architectural Review editörü Catherine Slessor, RIBA Journal editörü Hugh Pearman, yazar ve gazeteci  Andrew Finkel, Royal Institute of British Architects (RIBA), The Royal College of Art, University College London/Bartlett School of Architecture, University of Bath, London Southbank University, Pratt Institute gibi kurumların temsilcileri ile CNN ve Doğan Haber Ajansı gibi yayın organlarından gelen gazeteciler, Türk Büyükelçiliği Ticari Ateşesi Yüksel Akça; Alison Brooks Architecture, Hopkins Architecture, Panter Hudspith Architects, Foster & Partners Architects, Stratton & Reekie ve Holder Mathias Architects gibi firmalardan yöneticilerin katılımıyla devam eden soru-cevap bölümünde ise, İstanbul'un artan nüfusunun kentin değişimi ve dönüşümünde büyük sorun teşkil ettiğine değinildi.


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :