Geleceğin Ofislerinin Yaratıcıları Ödüllerini Aldı

mimarizm.com / 17 Haziran 2009


Delta Ofis Mobilya tarafından düzenlenen 'Gelecek Ofisler için Yeni Fikirler' konulu tasarım yarışmasında ödüller sahiplerini buldu. 2000 yılından bu yana düzenlenmekte olanve yarışma şartnamesine uygun 96 projenin değerlendirildiği yarışmanın ödül töreni Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) gerçekleştirildi.

Ödül töreninin açılış konuşmasını yapan Delta Ofis Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Adem Yılmaz, yarışmanın öğrencilerin kendilerini sınaması açısından taşıdığı önem üzerinde durdu. Yarışmaya katılan projelerin her geçen yıl daha da başarılı bir grafik çizdiğine değinen Adem Yılmaz, bunun da düzenlenen yarışmaların sayılarını artırdığını; ayrıca dereceye giren proje sahiplerinin sektöre girmesi için de fırsat oluşturduğunu söyledi. Adem Yılmaz, Türkiye'nin mobilya sektöründeki yatırımlarıyla Avrupa'nın en gelişmiş teknolojisine sahip olduğuna dikkat çektiği konuşmasında Batı ülkelerinin artan maliyetler nedeniyle mobilya üretiminde zorlandığını, bunun da sektör için büyük bir şans olduğunu belirtti. Adem Yılmaz, mevcut teknolojinin iyi tasarımla bir potada buluşturulmasıyla 250 milyar dolarlık dünya pazarından alınacak yüzde 10'luk payın ülke ekonomisine sağlayacağı katkının öneminin altını çizdi ve "Yarışmada dereceye giren ya da giremeyen öğrencilerimizin önünde oldukça önemli bir ışık vardır ve bu ışığı yakalamak da kendi yaratıcılıklarına bağlıdır" diye konuştu.

Yarışmada dereceye giren projeler:

Birincilik Ödülü: Mustafa Emre Kara & Bayram Cansu
İkincilik Ödülü: Hakan Türkmen
Üçüncülük Ödülü: Sevin Coşkun
Mansiyon 1: Dilek Kepenek & Serdar Şengüler
Mansiyon 2: Bediha Ulutürk
Mansiyon 3: Çetin Ayık

Mustafa Emre Kara & Bayram Cansu / Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi İç Mimarlık Bölümü 4. sınıf

BC: Aslında yarışmalara çok katılmıyoruz. İlk düşüncemiz, çalışma alanlarının tamamen kapalı alanlar olması ve çalışanların gittikçe daha da makineleşmesi oldu. Tamamen iş odaklı, mola zamanlarının dışında tamamen işin öne çıktığı ortamlar. Bundan yola çıkarak tamamen açık bir sistem geliştirmek, sosyalliği öne çıkarmak istedik. Gizliliği ortadan kaldırmayı amaçladık. Tasarladığımız masa dört kişilik, ama bir toplantı masası haline de gelebiliyor. Çalışma ortamını biraz daha eğlenceli bir hale getirmek istedik. Bir yıldır da kağıt katlama sanatı üzerine çalışıyorduk, küçük maketler yapıyorduk. Formu, başka bir forma eklemeden nasıl bozabiliriz ve bunu nasıl fonksiyonel bir hale getirebiliriz diye düşündük. Form çok yetersiz kalınca, katlama düşüncesi gelişti.

EK: Tasarımın basit olması gerekiyordu. Çok fazla yan elemana ihtiyaç duymadan, formun kendi olanaklarıyla kendi kendini taşıyabilmeliydi. Bölücü elemanlar gerektiğinde depolama fonksiyonunu da yerine getirebilsin istedik.

BC: Ofisler gittikçe daha da teknolojik bir hale geliyor, ama biz doğal bir yaklaşım istedik. Lekesel, olabildiğince sade, steril olmayan, malzemesi doğal bir tasarım oldu. Geleceği nasıl tanımlayacağımız düşünülmesi gereken bir konu. Gelecek dediğimiz şey uzaysal, çok teknolojik şeyler mi tasarlamak, yoksa en başa, doğaya mı dönmek? Biz daha çok doğa tarafındayız.

EK: 'Geleceğin mobilyası' diye ille de dijital ekranlar, elektronik birimler içeren bir düşünce içinde hareket etmedik. Herhangi rahatsızlık kaygısına mahal vermeden en basit nasıl çözebileceğimiz üzerine yoğunlaştık.

BC: Zaten içinde bulunduğumuz sosyolojik, psikolojik ve ekonomik ortam, onların tasarım üzerine saldırıları, insanlara yansıması da çok önemli. Mekan insanı, insan da mekanı şekillendiriyor. Karşılıklı bir alışveriş var. Aslında eğitim sistemimizde bir terslik var; bazı üniversiteler teknik anlamda çok yoruyor öğrencileri. Böylece işin sosyolojik boyutundan uzaklaşmaya başlıyoruz.




İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :