Toyota'nın Danimarkalı mimarlık firması BIG ile hayata geçireceği Woven City'de kentin tüm unsurları en yüksek teknoloji ile çevre dostu tasarlanmış.
Toyota, Fuji Dağı'nın eteklerine kuracağı, geleceğin kenti konseptini tanıttı. İnşasına 2021'de başlanacak şehirde; evler, taşıtlar, altyapı kısaca kentin tüm unsurları en yüksek teknoloji ile çevre dostu tasarlanmış.
Öncelikle, otomotiv devi Toyota neden böyle devasa bir kent geliştiriyor ona bakmakta yarar var. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişle birlikte, insanlığın ana yaşam alanı da köylerden şehirlere kaymış oldu.
Dünyada kentli nüfusun toplam nüfusa oranı 20. yüzyıl başında %20'lerdeyken, 2007'ye gelindiğinde tarihte ilk kez kentsel nüfus kırsal nüfusu geçmişti. Ayrıca, 2050'ye kadar, artan kentli nüfusun, dünya nüfusunun %70'ini oluşturacağı bekleniyor.
İnsanlığın ana habitatının köylerden kentlere kaymasıyla birlikte de kentler hem gelişmenin hem de sorunların merkezi olmuş durumda.
Eskinin aksine, günümüzde her türlü kirliliğin, israfın, verimsizliğin, eşitsizliğin merkezi olan kentler; hem içinde yaşayanların sağlığını, mutluluğunu hem de küresel ısınma gibi başlıca çevresel sorunların sorumlusu olarak dünyanın geleceğini tehdit etmekte.
Bu yüzdendir ki akıllı, çevre dostu, verimli diğer bir deyişle ideal şehir arayışı her alanda önemini günden güne artırıyor. Fuji Dağı'nın eteklerine kuralacak Toyota'nın bu futurist kentine işte bu arkaplan ile birlikte bakmak gerekiyor.
Woven City adı verilen şehire dönecek olursak; öncelikle şehirde fosil yakıt hiç kullanılmayacak, enerji ihtiyacı bütünüyle binaların çatılarına yerleştirilen güneş panelleri, jeotermal enerji ve hidrojen yakıt pilleri kullanılarak karşılanacak.
Şehrin sürdürülebilir ve yaşanabilir olması için, yapılacak binaların yerel ve geleneksel üretim yöntemleriyle üretilmiş ahşap ve diğer doğal malzemeler kullanılarak inşa edilmesi düşünülmüş.
Şehir tasarlanırken; insanlar, ulaşım araçları ve doğa arasında bir denge gözetilmiş. Kentteki parklar, meydanlar, bahçeler birbirlerine bağlanarak, yekpare bir yaşam alanı düşünülmüş. Böylece şehirde sosyal yaşam, kültür ve ticaretin iç içe gelişeceği amaçlanmış.
Şehirde, ekonomi ve sosyal yaşamın yakınlaşmasıyla yolculuk mesafelerinin kısaltılması amaçlanmış. Ayrıca insanların ve taşıtların ahenk içinde hareket edebilmesi için üç tip cadde kullanılarak, organik ızgara formunda bir şehir planı hazırlanmış.
Birinci tip cadde, hızlı sürücüsüz araçlar ve lojistik taşımacılık için; daha çok rekreasyonel amaçlı olan ikinci tip cadde, bisiklet scooter gibi mikro ulaşım araçları ve yayalar için; üçüncü tür ise yayaların kentin parklarına ve çevresindeki doğaya erişimi için düşünülmüş.
Kısa mesafelerin daha çok bisiklet ve scooter gibi mikro ulaşım araçları ile ya da yaya olarak gidilmesi düşünülmüş. Daha uzun mesafelerde ise paylaşımlı sürücüsüz araçlar kullanılarak daha az sayıda araç ile daha fazla insan taşınılacağı hesaplanmış.
Ayrıca plandan yansıdığı üzere şehirdeki sokaklarda otomobiller için park yerlerine de yer verilmemiş. Diğer bir deyişle, tasarlanan geleceğin şehrinde, insana daha fazla alan ayrılırken otomobile ayrılan alan ise azaltılmış.
Bu özellikleriyle Woven City, araştırmacılar ve bilim insanlarının, geleceğin akıllı ve çevreci şehir fikirlerini ve teknolojilerini test edeceği yaşayan bir laboruvator işlevi görecek.
Son olarak, Toyota'nın dünyaca ünlü Danimarkalı mimarlık firması BIG ile birlikte tasarladığı, 70 hektar alan üzerine kurulacak şehirde ilk etapta 2000 kişinin yaşayacağı öngörülüyor.
Woven City, geleceğin şehri arayışında neleri değiştirecek bekleyip göreceğiz...
*
Kaynaklar
- https://pressroom.toyota.com/toyota-to-build-prototype-city-of-the-future/?sf227555311=1
- https://www.forbes.com/sites/nargessbanks/2020/01/07/ces-2020-toyota-future-city/#22570d8c11c7