Mekanar Mekan Araştırmalarının her sene düzenlenen mimarlık gezilerinden, geçen seneki Londra gezisinin ikinci fazı olarak değerlendirebileceğim Paris gezisi, her iki kentin modernleşme sürecinin karşılaştırılması açısından oldukça verimli ve bir o kadar da keyifli geçti. Gezi programında yer alan sergiler, sanat galerileri, özel binalar, tasarım okulları, müzeler günlerimizin ne kadar yoğun geçeceğini gösteriyordu ve öyle de oldu.
Paris'te bir (Türk) mimar
Paris izlenimleri
Paris'i okumak
Paris'i okumaya çalışmak
Paris'i sevmeye çalışmak
Londra'dan sonra Paris'i sevmeye çalışmak
…
Mekanar Mekan Araştırmaları 'nın her sene düzenlenen mimarlık gezilerinden, geçen seneki Londra gezisinin ikinci fazı olarak değerlendirebileceğim Paris gezisi, her iki kentin modernleşme sürecinin karşılaştırılması açısından oldukça verimli ve bir o kadar da keyifli geçti. Gezi programında yer alan sergiler, sanat galerileri, özel binalar, tasarım okulları, müzeler günlerimizin ne kadar yoğun geçeceğini gösteriyordu ve öyle de oldu.
Villa Savoye, Le Corbusier
Institut du Monde Arabe, Jean Nouvel
Mobile Art pavilion, Zaha Hadid
Dolaşırken insan ölçeği ve sıcaklığı yakalamakta güçlük çektiğim Paris, kentte macera arayanlar için gayet nizami, ihtişamlı ama bir yandan da insanı ezen bir şehir.
Sokaklar caddeler kadar geniş. Yürüyüş yaparken ara sokaklarda kaybolma, sürprizlerle karşılaşma şansınız pek yok. Hatta sokaklarda kaybolmak isterken kendinizi kocaman bir meydanda bulabilirsiniz. Fakat sonunu bile göremediğiniz upuzun pasajlara bir girdiniz mi kendinizi başka bir mahalleye çıkmış bulabilirsiniz. İşte sürprizler burada devreye giriyor.
Avenue de la Grande Armée (Büyük Ordu Caddesi) ve kentin finans merkezi La Defense
Place Vendôme
Londra'da sıkça karşılaşılan parklar yerine bol bol meydan çıkıyor karşınıza Paris'te. Bunun başlıca nedeni Fransa krallarının estetik ve gösterişe fazlaca önem vermesi.
Estetik, yapılarda olduğu kadar insanlarda da ön plana çıkıyor. Akşam saatlerinde genci yaşlısı kafeleri dolduran insanlar için sohbet ederken yoldan geçenleri seyretmek vazgeçilmez bir zevk haline gelmiş Paris'te. Bu yüzden kafelerdeki oturma düzeni tıpkı tiyatrolarda olduğu gibi. Paris'te yaşam geceleri kafe ve restoranlarda devam ediyor diyebiliriz. Masalarda yer bulamayanlar içeceklerini ayakta yudumlayıp sohbetlerine devam ediyorlar. Öyle ki bazı popüler kafeler aynı gece iki kere giriş yapılmasını önlemek için kapılarda insanların koluna damga vuruyor.
Bir kafede otururken namı değer mimar Jean Nouvel'in önümüzden geçivermesi Paris'in bize en güzel sürprizlerinden biri oldu sanırım. Üzerimizdeki şoku atar atmaz Nouvel'in peşinden koşup onunla tokalaşmak ve birlikte fotoğraf çektirmek gezinin en keyifli anlarındandı.
Paris'te birkaç üniversite gezecek olursanız bu şehrin ne kadar öğrenci olunası bir yer olduğunu iyice idrak etmiş olacaksınız. Öğrencilere verilen imkanlar, değer sizi kendi şartlarınızı düşünmeye zorlayacak. Eğer bir yurdum üniversitesinde okuduysanız biraz da iç geçireceksiniz belki…
Atrium Building Jussieu
Ecole d'Architecture, Malzeme Kütüphanesi ve Öğrenci Kafeteryası
Eğer mimarsanız klasik cephelerin arasından gülümseyen modern binalar ve kentin gelişim bölgelerinde dolaşmak heyecanlandırıyor sizi, çoğu Avrupa kentinde olduğu gibi.
Kentin gelişim bölgelerinden biri olan Bercy de bir konut
Bercy bölgesinde ticaret ve kültür amaçlı kullanılan eski şarap depoları
Yapılarda strüktürün ve tesisatın gözler önünde olması, sıkça karşılaşılan ızgara zeminler Fransa modern mimarisinde şeffaflık merakının ne kadar hat safhada olduğunu vurguluyor sanki…
Eski bir fabrika bacasının içine yerleştirilen ızgara merdiven basamaklar
Bir yaya köprüsünde delinen döşeme
Modern mimarlık sergilerinden birinde karşılaştığımız "Unité d'Habitation" bloğu, modüllerinden biri ele alınarak orjinal konstrüksiyon teknikleri ile 1/1 ölçeğinde uygulanmış. Hal böyleyken, Marsilya'ya kadar gitmemize gerek kalmadı. Yapıvermişler bizim için aynısını Paris'te:). Hatta dairelerinden birini tefrişleri ve Le Corbusier'nin özel tasarımı mobilyalarıyla birlikte inceleme şansımız bile oldu.
Paris'te hemen hemen aynı yaşta(4-5) cıvıl cıvıl minik çocuklar müze ve parkları dolduruyor. Bunun nedeni ise Fransa hükümetinin teşvikleri sonucunda patlayan doğum oranlarıyla yakından alakalıymış.
Müzelerde çoğu görevlinin İngilizce bilmemesi bir yana, eserlerin yanında İngilizce tercümeyi bile turistlere çok gören bir anlayış, turizm cenneti Fransa'nın tuzunun ne kadar kuru olduğunun yanı sıra bazı konularda kompleksli olduğunu da gösteriyor.
Öyleyse seneye Mekanar Barcelona gezisine katılacaklara şimdiden iyi eğlenceler…