Politecnico di Milano: Deneyimler ve İzlenimler

Ufuk İpek ÇEVİK / 07 Mayıs 2009
Yüksek lisansını İtalya'da, Milano Teknik Üniversitesi'nde sürdüren mimar Ufuk İpek Çevik, Milano kent hayatından üniversitedeki derslere, Türk öğrencileri İtalya'da bekleyebilecek eğitimsel engel ve fırsatlardan "dil" sorununa değiniyor; deneyim, izlenim ve bilgilerini paylaşıyor.



İtalya ve mimarlık... Çoğu insan için birbiriyle son derecede örtüşen iki kavram. İtalya, yıllardır derslerimizde gördüğümüz gibi bir çok medeniyetin beşiği, çoğu kavramın çıkış noktası, sanatın doğduğu ve ilk örneklerini görebileceğimiz yegane ülke. İtalya'yı, her köşesinde derin bir tarih barındıran, tüm sanat ve mimarlık akımlarının örneklerini görebileceğimiz bir açık hava müzesi olarak nitelendirebiliriz.

İtalya deneyimim, ilk olarak Floransa'da dört yıl önce almış olduğum dil eğitimi sureci ile başladı. Daha sonraki yaz tatillerimin bir kısmını Floransa ve Roma'da geçirerek dil eğitimine devam ettim ve geçtiğim bu süreçler, İtalya ve mimarlığın birbirini bütünleyen iki kavram olduğunu, diğer Avrupa ülkelerine kıyasla İtalya'nın gerek kent yapıları, gerek bina formları ile ayrı bir kimliğe sahip olduğunu fark etmemi sağladı. Bu düşüncelerim beni, yüksek lisans eğitimimi İtalya'da almanın çok farklı bir tecrübe olacağına ikna etti.



Çoğu öğrenci, mimarlık eğitimini yurtdışında yüksek lisans veya doktora eğitimi alarak sonlandırmak ister. Yurtdışında eğitim görmek, farklı bir iş piyasasında tecrübe edinmek, yeni kültürleri tanımak ve de yeni bir dil öğrenmek, çoğu öğrencinin yurtdışı beklentileri içerisinde yer alır. Ancak Milano Teknik Üniversitesi'nde edindiğim tecrübeye ve bununla beraber diğer İtalyan üniversitelerinde okuyan öğrencilerle yaptığım görüşmelere dayanarak vardığım sonuç şu ki, mimarlık ve diğer tasarım eğitimleri, beklentilere tam olarak karşılık veremiyor. Bunun temel sebeplerinden birinin de eğitim sistemi farklılıkları olduğunu söyleyebilirim.



Türkiye ve İtalya üniversite eğitim sistemlerinin temel farklılıkları var. İtalya'da üniversite 3+2 sistemi ile okutuluyor ve isteğe bağlı olarak beş yıllık eğitim sonrasında bir yıllık ücretli, özel lisansüstü yapılabiliyor. Aynı zamanda 3+2 üniversite eğitiminden (laurea) sonra, doktora yapılabiliyor. Doktora, İtalya'da da, ülkemizde de olduğu gibi, dört yıl sürüyor. Bunun yanı sıra, üniversitede üç yıllık eğitimini tamamlamış öğrenciler "laurea specialistica" denilen iki yıllık uzmanlaşma eğitimi yerine bir yıllık, "birinci derecede Master" olarak isimlendirilmiş ve uygulamaya yönelik bir lisansüstü (Master) eğitimi görebiliyorlar. Ancak mimar unvanı elde edebilmek için 3+2 eğitim süreci tamamlanıp, temel mimarlık ilkelerine dayanan zorunlu bir sınava girilmesi gerekiyor. Buna rağmen Türk öğrenciler olarak biz, ülkemizde mezun olduğumuzda elde ettiğimiz mimarlık unvanı ile burada da serbest piyasada çalışabiliyoruz. Öte yandan "Bachelor" unvanı ile ikinci derecede lisansüstü olarak isimlendirilmiş 3+2 eğitim sonrasındaki lisansüstü eğitimini ve doktora eğitimini alamıyoruz. Bu yüzden ilk aşama olarak iki yıllık üniversitede uzmanlaşma eğitimini tamamlamamız gerekmektedir.



Milano Teknik Üniversitesi'nde mimarlık eğitimi, ülkemizdeki gibi kapsamlı bir şekilde veriliyor; ancak üç yıllık üniversite eğitimi daha çok temel derslere yönelik olarak gerçekleştiriliyor ve bu yüzden iki yıllık uzmanlaşma sürecinde -genel bir kaç ders dışında- tüm öğrenciler kendi seçtikleri mimari konu üzerine yoğunlaşıyorlar. Örneğin, şu an Milano Teknik Üniversitesi İnşaat – Mimarlık Fakültesi'nde yapı mimarlığı programında eğitim görmekteyim. Bu bölümde, tasarım derslerinden ziyade strüktür hesaplama ağırlıklı dersler almaktayım. Bunun dışında, üniversitede görmüş olduğumuz matematik, imar hukuku, mimarlık teorisi gibi dersler ile yüksek lisans eğitimimde tekrar karşılaşmaktayım.



Yüksek lisans eğitimi müfredatında bu çeşit derslerin yer alması, elbette kimi İtalyan öğrencilerin yıllık eğitimlerinde bu dersleri görmemiş olmalarına bağlı. Çünkü birçok öğrenci, mimarlık eğitimi almadan ve şehir bölge planlama, mimarlık bilimi gibi mimarlık fakültesine bağlı çeşitli bölümleri bitirerek yapı mimarlığı üzerine uzmanlaşmak istiyor. Sonuç olarak bu durum, biz mimar unvanı elde etmiş Türk öğrencilere sıkıntı veriyor. Buna rağmen, İtalyan öğrencilere kıyasla, üniversitede aldığımız mimarlık eğitimi ile -temel aşamada da olsa- mimarlığa dair her alanda belirli bir bilgi dağarcığına sahip olmamız, ülkemizdeki mimarlık eğitiminin bizlere burada sunduğu bir avantaj olarak karşımıza çıkıyor.



Ders ve proje içerikleri açısından da, İtalyan lisans ve lisansüstü eğitimlerinde ülkemizdeki mimarlık fakülteleri ile çok büyük farklılıklar bulunmuyor. Ancak eğitimine devam etmekte olduğum yapı mimarlığı programında, proje dersleri işleyişi ve ilerleyişi açısından, üniversite bünyesindeki diğer mimarlık programlarından biraz daha farklı bir yöntem takip ediliyor. En yüksek kredili ders olan proje dersinin iki yıl süresince devam edeceği programda, projeler iki yılın sonunda sunum ve üzerine yazılmış bir tez ile teslim edilecek.



Şu an devam etmekte olan projemiz, Milano şehri banliyö bölgeleri ve Milano Büyükşehir belediyesine bağlı kazalarda, modern çağın çalışan toplumuna yönelik bir toplu konut projesi. Proje kapsamında kentsel projelendirmeye yönelik şehir tasarımı başlıkları altında yazılmış kitaplar okunuyor ve proje grubunda tartışmalar yapılıyor. Bunun dışında Avrupa'nın çeşitli şehirleri ve Milano'da önceden projelendirilmiş örnekler yeniden çizilip, algılamayı destekleyecek sunumlar şekline getirilerek tartışılıyor. Ayrıca üniversitedeki proje derslerinde yapılanlara benzer şekilde, burada da proje arazileri ve bulunduğu bölgeler ile ilgili araştırmalar yapılıyor. Projenin geliştirilmesi aşamasından sonra ağırlıklı olarak strüktür hesapları yapılıyor. Böylelikle bir projeye, tasarımın yanı sıra, strüktürel bir bilinçle de yaklaşılabiliyor.

Ana proje dersi dışında, mimarlık bölümü ile ortak verilen koruma dersinde, iki yıl boyunca ayrıntılı bir restorasyon projesi yürütülecek. Ayrıca projenin röleve alma ve tarihini araştırma kısımları ile ilgilenilecek. Biz yapı mimarlığı bölümü olarak projemizi, eğitimimizin ikinci yılında, binanın strüktürel hesapları ile sonuçlandıracağız.

Her iki projede de strüktür bilincini geliştirebilmek amacıyla, betonarme ve çelik başta olmak üzere, yapı hesapları üzerine çeşitli dersler görülüyor. Fakat bu derslerde, öncelikle yapılara dair fikir sahibi olabilmemiz için verilmesi gereken teorik bilgiler yerine, çoğunlukla teknik bilgilere yoğunlaşılıyor. Çoğumuzun ülkemizden tanıdığı bu tip sorunlarla -ne yazık ki beklentilerin aksine- yurtdışı eğitimlerinde de karşılaştığımızı söyleyebilirim.



Yurtdışı eğitiminin, belirtilen sorunları dışında, bir yabancı öğrenci için farklı zorlukları da olduğu hatırlatılmalı. Milano Teknik Üniversitesi'nde çoğu bölüm İtalyanca eğitim veriyor. Bu da yüksek lisans veya lisans eğitimi öncesinde yoğun bir İtalyanca eğitimi gerektiriyor. Ancak İtalyan dili eğitimini tüm kurları ile tamamlamak da akademik dili algılamaya yetmeyebiliyor. Üniversite, yabancı öğrencilerine müfredatı dışında ücretsiz dil eğitimi verse de, bu eğitim akademik dili algılama açısından yeterli olmayabiliyor. Bu konuyu sadece İtalya ile sınırlandırmak da doğru olmaz, çünkü çoğu yabancı ülkede özelleşmiş eğitimler resmi dil ile veriliyor. Bu da öğrenciye zorlu bir adapte olma ve ülkeye alışma dönemi yaşatabiliyor. Kendi tecrübelerime dayanarak, dört yıldır her yaz düzenli olarak İtalyanca eğitimi almama ve son bir yılımı İtalya'da geçirmeme rağmen, yüksek lisans eğitimimin ilk aylarında akademik dile hakim olamadığımı ve çok zorlandığımı dürüstçe söyleyebilirim.



Milano Teknik Üniversitesi'nde mimarlık ve tasarım eğitimleri, sadece projelendirme ve teknik çalışmalarla da elbette sinirli değil. Eğitim programı, akademik dili öğrenmeye zorlayacak teori dersleri içermekle beraber, strüktür hesaplarının öğrenildiği çoğu derste daha önce rastlamamış olduğunuz yeni simgeler ve farklı bir teknik dil ile karşılaşıyorsunuz. Ve bu yenilikleri öğrenebilmek için öğrencinin derslerine, normalde ayıracağı vakitten çok daha fazlasını ayırması gerekiyor.

Yurtdışı eğitimlerinde karşılaşılacak bu zorlukların dışında üniversiteler, yabancı öğrencilere çeşitli fırsatlar da sunuyor. Milano Teknik Üniversitesi, her hafta düzenlenen mimarlık ve tasarım üzerine etkinlikleri ve atölye çalışmaları ile, verdiği eğitimin ötesinde, uygulamaya yönelik deneyimler de kazandırıyor; öğrencilerine çeşitli tecrübeler elde edebileceği farklı bir sosyal yasam sunuyor. Uluslararası bir üniversite olmanın verdiği avantajla çeşitli milletlerden çok sayıda yabancı öğrenciye eğitim veren kurum bizlere, İtalyan kültürünü tanımakla beraber, diğer milletlerin kültürlerini tanıma fırsatını sunuyor. Bununla birlikte, bir mimarlık öğrencisi için faydalı olacak bilgi paylaşımları için ortam sağlıyor.



Milano Teknik Üniversitesi veya bir başka üniversite öğrencisi olmaksızın da şehrin tasarım ve mimarlık alanındaki döngüsü içinde yer alınabilir. Bir üniversite öğrencisi olarak Milano'da yaşamanın öğrenciye sunduğu avantajlara, ekonomik destek ve de çeşitli devlet kuruluşlarından ücretsiz yararlanabilmeyi ekleyebilirim. Bunların yanı sıra Milano Teknik Üniversitesi mezunu olmak, Avrupa'da iş hayatına başlamak isteyen öğrenciler için iyi bir referans. Öte yandan İtalya'da çalışabilmek için gereken kriterler, ülkemizdeki sınırlara göre oldukça keskin ve edinilen tecrübeden ziyade mezun olunan okul, işveren için çok daha önemli bir kriter.



Milano'daki öğrenci yaşamına değinmek gerekirse… Tasarımın her alanından söz sahibi firmaları ve sanatçıları bünyesinde barındıran, her ay farklı bölgelerinde çeşitli mimarlık ve tasarım sergileri ile dünyaca ünlü fuarlara sahne olan Milano'nun, bir tasarım öğrencisine görüş açısını genişletebilmesi için büyük yardımı olacaktır.

Mimarlık, hepimizin bildiği gibi araştırma ve örnekler ile desteklenen bir meslek. Ve İtalya, özellikle de İtalyan tasarım alanının kalbi olarak nitelendirilen Milano, araştırma yapmak ve görüş açısını genişletmek isteyenler için çok çeşitli imkanlar sağlıyor. Ayrıca Milano, Avrupa'nın bir çok önemli merkezine yakin coğrafi konumu ile diğer Avrupa ülkelerini ziyaret edebilme fırsatını sunuyor.



Milano şehir yaşamında, çoğumuzun Türkiye'nin büyük kentlerinden tanıdık olduğu bir kaos kendini baş gösteriyor. İtalya'nın diğer şehirlerine nazaran Milano'da çok daha yoğun ve hızlı akan bir yaşamla karşılaşılıyor. Birçok kişinin düşüncelerinde şekillenmiş İtalya manzarası, dar sokakların büyük sevimli meydanlara kavuştuğu, şehir gürültüsünden sıyrılmış, sakin, keyifli bir hayatın akıp gittiği, az katlı ve bitişik nizamda yapılar kümesinden meydana gelen, komşuluk ilişkilerinin güçlü olduğu büyüleyici şehirlerdir. Ancak bütün bu söylemlerin aksine, Milano'da bu manzara çok nadir görülebiliyor. Gelişen sanayinin, yükselen binaların ve iş yerlerinden evlerine koşuşturan insanların sergiledikleri manzara, hayallerimizdeki İtalya görüntüsünü değiştirebilir. Ancak bütün bunlara rağmen, şehrin sadece yarım saat uzağına gidildiğinde hayallerde şekillenmiş manzarayla karşılaşmak olasıdır. Şehirle ilgili yaptığım genellemeler, Milano ve kuzey İtalya şehirleri ile sınırlandırılabilir. Çünkü Toskana Bölgesi ve Güney İtalya, tarihi şehir yapılarını savaş dönemi ve sonrasında süregelmiş değişimlere rağmen korumaktadır. Ancak metropol yaşamına ve aktif hayata alışmış bizler için ve bütün etkinlikleriyle yılın her mevsimi aktif olan, yaşayan şehir Milano, İtalya'da uzun süreli bir deneyim için en doğru tercih gibi gözüküyor. Bir mimarlık öğrencisinin mesleki gelişim süreci için, üniversiteleri ve şehir yaşamı ile yeterince fırsat sunuyor.


Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
  • emre architect 9 yıl önce Merhabalar Ben daha 16 yaşındayım ve mimar olmak istiyorum. Üniversiteyi politecnico di milano okumak istiyorum. Yardımci olur musunuz? Neye ihtiyacim olacagina ya da üniversitenin ne gibi özelliklere sahip olmam gerekiyor. Yardım eder misiniz?
  • sena 7 yıl önce Türkiye'de 4 yıllık mimarlık eğitimi alıp bu okulda 2 yıllık yüksek lisans yapmak söz konusu değil mi demeye çalıştınız, yoksa eğitim sistemlerimizde ki farklılıktan dolayı karışıklık mı oluyor biraz daha ayrıntılı aktarırsanız çok sevinirim:)
  • phoenix in inferno 7 yıl önce Cevaplarsanız çok mutlu olurum. Ben daha lise öğrencisiyim. Üniversiteyi bu okulda ve bu bölümde okumak istiyorum. Ama kayıtlar Eylül ayında yani bizim tercih dönemlerimizden çok sonra gerçekleşiyor. Ben Türkiye'deki bir mimarlık bölümüne gidip oradan kaydımı aldırarak bu okula mı geçeceğim? Ayrıca giriş sınavındaki teknik bilgileri nereden öğrenebilirim? Kurslar mevcut ama durumuma yetecek gibi değil. Sorularıma yardımcı olursanız çok mutlu olurum. Teşekkürler.
  • Ufuk İpek Çevik 6 yıl önce Sena merhaba, Türkiye'de lisans eğitimini tamamlayıp İtalya'da iki senelik yüksek lisans tabi ki yapılabilir. Ancak lisans eğitim sistemimiz aynı değil. İtalya'da 3+2 üniversite eğitim sistemi devam etmektedir. 3 sene lisans, 2 sene yüksek lisans. 3 senelik mezunların imza yetkileri yoktur ve imza yetkisi için gerekli sınava (esame di stato) giremezler. Ancak 3+2 yi tamamlayıp, esame di stato sınavını verip imza yetkisi olan bir mimar olunabiliyor. Eğer meslek hayatınıza İtalya da devam etmeyecekseniz, bu sınava girmenize gerek yok, Türkiye de YÖK İtalya da okudugunuz son 2 senelik yüksek lisansın denkliğini kabul ediyor.
  • Ufuk İpek Çevik 6 yıl önce italya'da lisans eğitimi alabilmek için ülkenizde lise mezunu olmanız yeterlidir. Ancak 'ammisione' isimli sınav şartı ile lisansa kabul edilebilirsiniz. 'Esame di ammisione'de sanat tarihinden matematiğe kadar her daldan soru sorulabiliyor. Sorular her üniversitede farklılık gösterebilir. Tavsiyem sınav öncesinde üniversitenin kurslarına gidip hazırlanmanız. Çünkü İtalya'da mimarlık eğitimi isteğe göre lisede başlayabiliyor. İtalyan öğrenciler ammisione sınavını rahatlıkla yapabiliyor, çünkü lisede bu konuların eğitimini almış oluyorlar. Ayrıca sınavı geçmeden de lisansa kaydınız yapılıyor ancak vize ve final notları ammisione'yi geçmeden kayda geçemiyor.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :