Boytorun Architects kurucu ortağı Yudum Boytorun, kuzeni Sirel Timur ile birlikte aile yadigarı 100 yıllık Settarlar Konağı’nı butik otel ve restorana dönüştürerek KAF Konak adıyla yeniden yaşatıyor. Bartın’ın sosyoekonomik durumuna katkı sağlayan asırlık konak, iki girişimci kadının hem çocukluk anılarına yaptıkları yolculuğun, hem de kente dair kurdukları hayallerin sembolü olarak vücut bulmuş.
Boytorun Architects kurucu ortağı Yudum Boytorun ve kuzeni Sirel Timur, Bartın’da bulunan aile yadigarı 100 yıllık tarihi konağı restore ederek butik otel ve restorana dönüştürdü. 2010 yılında başlayan ve 5 senede tamamlanan restorasyon sürecinin ardından, KAF Konak butik oteli ve Rukiye Restoran adıyla ilk misafirlerini 2016 yılında ağırlamaya başlayan işletme, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TOKİ, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı hibe ve kredileriyle hayata geçirilmiş.
KAF Konak’ın sıradan bir otelden farklı olarak, Bartın için hem ticari hem de sosyal katma değer oluşturan bir turizm işletmesi olmasını amaçlayan Yudum Boytorun ve Sirel Timur, uzun ve yorucu restorasyon sürecine kalkışırken bölgedeki turizmi ve ekonomiyi canlandırmak, yerel istihdamı güçlendirmek, bölgenin kaybolan lezzetlerini ve kültürel değerlerini ortaya çıkararak tanıtımını yapmak amacıyla kolları sıvamış. İlk günden bu yana binayı, bahçesinde restoranı olan bir konaklama tesisine dönüştürmeyi hayal eden kuzenler, konağın odalarında geçmişin anılarını yeniden canlandırmayı, restoranda ise bayramlarda ailecek bir araya toplandıklarında büyükannelerinin günler öncesinden hazırlamaya başladığı yemekleri servis etmeyi planlamışlar. Bu süreci biraz da çocukluklarına dönüş olarak gören Yudum Boytorun ve Sirel Timur, yapının yeniden yaşamaya başlamasının, insanların bu konakta mutlu olmalarının, yemeklerin pişmesi ve kahkahaların yükselmesinin bu projedeki ana çıkış noktaları olduğunu ifade ediyorlar.
KAF Konak’ın bir asırlık öyküsü
Settar Altınay tarafından 1910 yılında Karadenizli ahşap ustalarına yaptırılan Settarlar Konağı, aile büyüklerinin vefatından sonra üç çocuklarından biri olan Necmi Altınay’a miras kalmış. Yudum Boytorun’un anneannesi, Sirel Timur’ın da babaannesi olan Rukiye Altınay, bu konağa 1932 yılında gelin olarak gelmiş ve 2000 yılının Ağustos ayına, yani vefatına kadar hep bu konakta yaşamış, üç çocuğunu da bu konakta dünyaya getirmiş. Settarlar Konağı, uzunca bir süre birlikte yaşayan aile için çocukların farklı şehirlere taşınmalarıyla birlikte bayramlarda ve tatillerde bir araya geldikleri sıcak bir yuva olmaya devam etmiş. 2000 yılında Rukiye Altınay’ın vefatıyla boş ve sahipsiz kalan Settarlar Konağı, 90 yıl boyunca aileyi bir araya getiren bir yerken, evde yaşamın bitmesinin ardından çöküşe geçmiş.
Kaf Konak’ın dönüşüm hikayesi Yudum Boytorun için kuzeni Sirel Timur ile anılarının ve özlemlerinin peşinden bir yolculuğa çıkma kararıyla başlamış: “2010 yılında restorasyon çalışmalarına başladığımızda ev artık yok olmaya yüz tutmuştu. İçerisinde ailemize ait ne varsa evsizler tarafından yağmalanmış ya da ısınmak için yakılmıştı. Çatının su almaya başlamasıyla yapı çürümeye başlamıştı. Dönüp bakınca bu süreçte bizi en çok zorlayan şeyin finansman olduğunu görüyorum. Onun dışındaki her şey çok ama çok zevkliydi. Aldığımız kredileri, üzerine tekrar aldığımız kredileri, bozdurulan birikimleri ve yaşadığımız bütün finansal sıkıntıları turizm işletme belgemizi elimize aldığımız gün unuttuk!"
Settarlar Konağı’nın KAF Konak’a dönüşüm hikayesi, rölöve projesi ve onaylarında mimar Selim Karakaş, iç mimari proje ve uygulama işlerinde Yudum Boytorun ve Boytorun Mimarlık ekibinden Hande Şanlımeşhur ile İzzet Filizer; Bartın İl Kültür ve Turizm Müdürü Fuat Dursun, Şube Müdürü Kamil Şen ve Müdür Yardımcısı Ayşegül Yaylı; Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı’ndan danışman Kubilay Çağlı, Safranbolu Anıtlar Kurulu, TOKİ ve proje süreci bittikten sonra da otelin ve restoranın yöneticiliğini yapan Sirel Timur’un çabaları ve destekleriyle tamamlanmış.
Hem ticari hem sosyal katma değer oluşturan bir turizm işletmesi
Projeyi hayata geçirebilmek için ailelerinden de tam destek alan kuzenler, bu zorlu süreç boyunca hem KAF Konak, hem de Bartın özelinde neler yapabileceklerine odaklanmış. Bartın’da gözlemledikleri ve istatistikler üzerinden okudukları gerçekler de onlar için hayli teşvik edici olmuş. KAF Konak’ın bölgedeki benzerlerinden farklı olarak, hem ticari hem de sosyal katma değer oluşturan bir turizm işletmesi olmasını amaçlayan Yudum Boytorun ve Sirel Timur, turizm sektörünün geliştiğini ancak bunun içerisinde değişen müşteri beklentilerini de çok net gözlemleyebildiklerini ifade ediyor. Bartın’daki turistik tesisler, beklentileri sayıca karşılamaya yakın olsa da, turistik faaliyetlerin yoğunluğunun mevsimlere ve tatil dönemlerine göre değiştiğinden şikayetçi olan ikili, Bartın’da 12 ay boyunca turistik cazibe oluşturabilecek potansiyelin olduğuna inanıyor.
Yudum Boytorun ve Sirel Timur, KAF Konak ile başlayan bu sürecin kente çeşitli açılardan katkı sağlamak amacıyla devam edeceğini şu sözlerle anlatıyor: "Ailemizin geçmişini taşıyan bu tarihi yapıyı yenilerken, yapı ve anılarımız özelinde konağı yaşatmak, yeni nesillere ve turizme kazandırmak, bölgesel bir değer yaratmak ve ekonomik katkı oluşturmak istedik. Settarlar Konağı’nın KAF Konak'a dönüşümünü ve yeniden canlanış hikayesini tamamladıktan sonra bu konu hakkında daha da çok düşünmeye başladık. Şu anda işletmemizde istihdam ettiğimiz 8 personelimiz var, ancak bu sayıyı zaman içerisinde restoranın artacak kapasitesi ve ileride inşa edilecek olan ikinci bina ile giderek artırmayı planlıyoruz.”
Hedefte ikinci ve üçüncü etap var
Yerel kadın işgücüne çok önem veren ve işletmede kadın personel istihdam etmeye özen gösteren Boytorun ve Timur, bölgedeki kadın işgücünü desteklemek için Bartın’ın geleneksel el sanatlarından tel kırma işinin tanıtımı için de bazı projeler geliştiriyor. Öte yandan konağın bulunduğu parselden başlayarak çevre parsellerdeki tarihi yapıların da bir dönüşüm geçireceğini öngören ikili, Kaf Konak yatırımının 2. ve 3. etaplarını planlıyor: “Konağımızın bahçesini merkez noktası olarak kabul ederek çevre parsellerde yer alan tarihi eserlerin onarımını sağlamak ve bu bölgenin de Safranbolu ya da benzerleri gibi özel bir dokuya kavuşmasını hedefliyoruz."
KAF Konak, Bartın kentinin ruhuna, konağın tarihi kimliğine, tipolojisine, yapısal izlerine sadık kalarak, günümüz konfor ve teknoloji bileşenleriyle biçimlendirilmiş. Altı odası ve Rukiye Hanım'ın adını taşıyan restoranıyla yeniden hayata tutunan konak, başta aile olmak üzere tüm yöre halkı için önem taşıyan kültürel bir miras olduğunu herkese yeniden hatırlatmış.