“Avrupa’nın Neolitik Köprüsü: Taşlar Yerinden Oynuyor!” projesi; Anadolu’nun Neolitik dönem mirasını kayıt altına alıyor ve bir dizi belgeselle görselleştirmeyi hedefliyor.
Neolitik Çağ, insanlığın avcılık ve toplayıcılığa dayalı gezginci yaşamdan, üretime dayalı yerleşik yaşama geçtiği kabul edilen bir dönem. Mimari, sanat ve zanaatlar, uzmanlaşma, iş bölümü, toplumsal örgütlenme gibi birçok olgu temelinde yeni bir düzenin kurulduğu, heyecan verici uygarlaşma serüveninin en önemli aşamalarından biri. Son yıllardaki araştırmalar Anadolu coğrafyasının bu dönemi Avrupa’ya aktarmadaki kilit rolünü ortaya koyuyor ve bilinen tarihi adeta yeniden yazıyor. Bölgede onlarca Neolitik yerleşim yerinde 15 bin yıl öncesine dair yeni bulgular açığa çıkarılıyor.
“Avrupa’nın Neolitik Köprüsü: Taşlar Yerinden Oynuyor!” projesi; Anadolu’nun Neolitik dönem mirasını kayıt altına alıyor ve bir dizi belgeselle görselleştirmeyi hedefliyor. Proje bu gerçeğin geniş halk kesimleri açısından uluslararası alanda daha bilinir ve görünür olmasına katkıda bulunmak üzere tasarlandı. Proje sayesinde kültürlerarası diyaloğa yeni alanlar açılacak; toplumda koruma bilinci ve aidiyet duygusu güçlenecek, bilimsel çalışmalar ile toplum kesimleri arasında bir köprü oluşturulacak ve proje bitiminde ortaya çıkan kalıcı ürünlerle uluslararası alanda tanıtıma hizmet edecek materyaller elde edilecek. Temmuz 2020’de yenilenen web sitesi aracılığı ile neolitik dönemin sırlarını açığa çıkaran projenin zengin içeriği üç dilde sürekli yaygın erişime açık olacak. Projenin konusu ve faaliyetleri; alan fotoğrafları, spot yapımlar, kısa filmler, belgesel film olarak dil ve internet versiyonları ile sitede yer alacak.
Web sitesine erişim için tıklayın
Projenin lider kurumu bünyesindeki Arkeoloji Bölümü ile kuramsal ve uygulamalı çalışmalar yürüten bir araştırma kurumu olan “IFEA / Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü. Ayrıca, İMEÇE (İnsan, Mekân, Enerji ve Çevre Derneği) ve BABİL (Toplum, Kültür, Sanat Çalışmaları ve Belgesel Sinema Derneği) de projeye dâhil olan iki sivil toplum kuruluşu. Projenin Onursal Danışmanı konuya hâkimiyeti tüm uzmanlarca kabul edilen Prof. Dr. Mehmet Özdoğan. Projenin Arkeologları ise Dr. Néhemié Strupler, Dr. Martin Godon ve Dr. Müge Durusu Tanrıöver. Proje belgeselini ise bu dünyanın uzman kurumu VTR Yapım hazırlıyor.
“Anadolu’nun Kadim Hikâyesi”, neolitiğin Anadolu’da doğudan batıya yolculuğunun izini sürüyor. Kültür tarihinin en önemli aşamasını oluşturan ve günümüzden 13 bin yıl öncesine uzanarak oluşum ve gelişimi binlerce yıl süren neolitiğin serüveni için 46 bilim insanının kazı alanlarında bilgi ve değerlendirmeleri kaydedildi. 39 ören yeri, 27 müze ve laboratuvarda çekimler yapıldı. Kazı çalışanları, yerel halk ve çekim ekibine katılan stajyer öğrenciler ile söyleşiler gerçekleştirildi. Bir sonraki aşamada belgeselin uluslararası festivallerde ve dünya kütüphanelerinde yer alması için çalışmalar yürütülecek.
Anadolu Neolitiği Avrupa’ya nasıl taşındı?
Yaklaşık elli yıl önce Neolitik çağın; Güney Levant yani bugünkü Lübnan, Filistin, İsrail ve Kuzey Suriye, Kuzey Irak’ı içine alan Mezopotamya – Bereketli Ayın güneyinde ve bugünkü Batı İran’ı da içine alan bir coğrafyada oluştuğu, Yukarı Mezopotamya’nın buradan yayılımla neolitikleştiğini öngörülüyordu. Bilim dünyası, son yirmi yılda yoğunlaştırdığı çalışmaları ile Neolitik uygarlığın oluşma ve gelişmesinde, Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu’nun iki ayrı bağımsız “çekirdek bölge” olduğunu ortaya koydu. Avcı ve toplayıcı topluluklar Anadolu’da yerleşik yaşama geçerek uygarlaşma serüveninin temellerini adım adım hayata geçirdiler ve Neolitik kültürün Anadolu üzerinden Avrupa’ya yayıldı.
İki çekirdek bölgede yerleşik yaşama geçildi
Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu’da oluşan Neolitik yaşam, binli yıllar içinde gelişerek batıya yayıldı; Akdeniz, Ege, Marmara Bölgesi ve Trakya’da yerel koşullarla uyumlu yeni Neolitik yaşam biçimlerinin oluşmasının temelleri atıldı. Bu yayılım; Kıbrıs ve Girit üzerinden Akdeniz, Mora Yarımadası ve Balkanlar üzerinden Güneydoğu Avrupa ve sonrasında İngiltere, İskandinavya’ya uzanarak, yine her yörenin yerel koşulları ile uyumlu yeni Neolitik yerleşim ve yaşam biçimlerinin oluşmasını sağlarken, Neolitik kültürün küreselleşme serüveni de yeni bir aşamaya girdi.