Avcı Architects tarafından tasarlanan, İstanbul Beykoz’daki karma kullanımlı lüks konut projesi Çubuklu Parsel 28, doğal hayatla bütünleşik bir tasarımla kasaba hayatının getirdiği komşuluk ilişkilerini yeniden kurgulamayı hedefliyor.
Kalabalığından kaçmak isteyenlerin sayısının giderek arttığı İstanbul’da, şehrin kalbine yakın, aynı zamanda doğayla iç içe bir konumda yer alan Çubuklu Parsel 28, yaklaşık 8500 m²’lik bir arsa üzerinde, ticari alanları ve 67 konut birimini barındıran karma kullanımlı bir proje.
Avcı Architects tarafından, kasaba hayatını ve getirdiği sıcak komşuluk ilişkileri yeniden kurgulama hedefiyle tasarlanan, toplam 30.700 m²’lik inşaat alanına sahip Çubuklu Parsel 28, bir yanı İstanbul finans merkezine ve Boğaz’a, diğer yanı Çubuklu Vadi ormanlarına bakan dikkat çekici bir konuma sahip.
Tipolojileri zorlamak...
İmar planında arazi için belirlenen kullanım fonksiyonları kapsamında, zemin kat için ticari kullanım, azami 5 kat ile sınırlı olan üst katlar içinse konut amaçlı kullanım öngörüsü projenin tasarımındaki belirleyici unsurlardan olmuş. Avcı Architects bir yandan, tek seferde 40 metrenin aşılmasını yasaklayan, azami blok sayısı ve bloklar arasındaki asgari mesafe ile ilgili yönergeleri de bulunan mevcut imar planının gerekliliklerini yerine getirirken, diğer yandan bu standart yaklaşımın monotonluğunu kırmak için tipolojileri zorlayarak asimetriler yaratmış ve blokları arazinin sınırlarına ideal formatta uyacak biçimde şekillendirmiş.
Zemin seviyesinde oluşturulan bir dizi kubbe sayesinde bloklar arasında görsel bağlantı yaratılırken, hem manzaradan hem de güneşin yöneliminden mümkün olduğunca faydalanmak için arazideki eğimle beraber kademeli olarak alçalan basamaklar oluşturulmuş.
Birbiriyle süreklilik içinde bulunan üç ayrı blok halinde tasarlanan yapı kompleksinde bloklar, plan formları itibariyle asimetrik olacak şekilde tasarlanmış, daireler ise düşey yönde birbirini tekrar etmeyecek şekilde oluşturulmuş. Bu sayede binanın, zemin kattan çatı katına kadar birbirini tek tip olarak tekrar eden dairelerden oluşan üç ayrı bina yerine, basamaklar halinde yükselen uzun bir bütün izlenim yaratması sağlanmış.
Doğayla bütünleşik tasarım
Dairelerin her biri, bolca ‘yaşam’ alanına sahip olacak şekilde tasarlanırken, kuzeydeki Boğaz manzarası ile güneydeki Çubuklu orman manzarasının konut birimleri için azami seviyeye çıkarılması amaçlanmış. Dış mekanların iç yaşam alanlarının bir nevi uzantısı olarak işlev görecek kadar büyük bir derinliğe ve uzunluğa sahip olması amaçlanarak içerisi ve dışarısı arasındaki sınır çizgisi adeta silikleştirilmiş. Böylece, dış mekanların üstün kalitesiyle bu dairelerde sürülen yaşamların zenginleştirilmesi ve gerek manzarayla gerek çevredeki doğal ortamla yakın bir ilişki tesis edilmesi hedeflenmiş.
Sürdürülebilirlik konusunda uluslararası ölçekte önemli projelere imza atan Avcı Architects’in ekolojik mimari kriterlerini dikkate alarak tasarladığı Çubuklu Parsel 28’de yapının soğutulması, demir çubuklar sayesinde toprak altından geçen sabit ısının değerlendirildiği soğuk kiriş yöntemiyle planlanmış. Dış kabuğu oluşturan gölgeleme elemanları ile ısı artışının minimize edildiği projede, arazinin güney ve batı yönlerinin maruz kaldığı aşırı güneş ışınlarının etkisini azaltmak amacıyla cam cepheler kenardan en az 60 cm geri çekilerek yerleştirilmiş ve buralara, mekanik olarak çalışan kayar tip güneş kırıcılar uygulanmış. Binanın ısıtma ve soğutma yüklerini optimize etmek açısından son derece kritik olan bu karar sayesinde, kış, ilkbahar ve sonbahar aylarında güneşten azami fayda sağlanırken, yaz aylarında güneş ışınlarını tamamen bloke edebilmek mümkün...
Avcı Architects kurucusu Selçuk Avcı, bu tasarımı diğerlerinden farklı kılan en önemli özelliğin, yapı minimalize edilirken, binanın aydınlık ve sofistike ifadesinin maksimize edilmesi konusundaki ısrarcı tutum olarak özetliyor: “Tasarım yaklaşımımız gereği cepheleri, yüzeysel cephe oyunları şeklinde hayata geçirmek yerine, daha fazla gerçek dış mekan oluşturarak, cepheye daha fazla derinlik katmak adına tasarımı mümkün olduğunca modüle ettik. Bunun sonucunda başka hiçbir apartman projesine benzemeyen, özgün bir konut yapısı ortaya çıktı.”
