İpek Baycan Architects imzası ile hayata geçen Duru Dental Diş Polikliniği, oldukça minimal ve tutarlı bir planlama ile geliştirilmiş, sade ancak çarpıcı bir tasarıma sahip.
Farklı yapı tipolojilerindeki birçok projeye getirdiği özgün bakış açısı ile ön plana çıkan İpek Baycan Architects, özellikle diş poliklinikleri özelinde uzmanlaştığı sağlık yapıları için gerçekleştirdiği tasarımlar ile bir adım öne çıkıyor. Son olarak Duru Dental Diş Polikliniği’nin tasarımını gerçekleştiren mimar, yüksek tavanlı ve tek yönlü geniş bir cephesi bulunan mekanda tasarlanan bu ağız ve diş sağlığı polikliniğini, kamusal alandan özel alana kadar tasarımın aynı nitelikte devamlılığı ilkesi ile hayata geçirmiş.
Giriş bölümünden itibaren ziyaretçilerini kucaklayan taklar ile davetkar bir kimlik kazanan mekanda, belirli aralıklar ile yerleştirilen dominant duvarlar bu taklarla açıklığa kavuşturulmuş ve sirkülasyonun bel kemiği oluşturulmuş. Yolun sonunda yer alan yeşil iç avlu ve üst katın yeşillikler ile biten köprüsü ile bir vaha etkisi oluşturularak yolculuğun varış noktası tanımlanmış. Ön ve arka cepheden gelen gün ışığını mümkün olduğunca klinik odalarına taşımayı hedefleyen bu yaklaşım; klinik mekanlarının şeffaf camlar ile ayrışmasını net bir şekilde gözler önüne seriyor.
Her bir sekansta cam “box”lar olarak kendini okutan klinik odaları, mekanın geçirgen kamusallığını vurguluyor. Korkularak gelinen bir yer olarak hafızalara kazınan diş kliniği algısının mümkün mertebe davetkarlaştırılması tasarımın çıkış noktasında mimarların önemsediği parametrelerden. Koridor boyunca yer alan ışıklandırılmış taklar, ziyaretçilerin kamusal alandaki sirkülasyonları boyunca aydınlık ve tanımlı alanları deneyimlemesini sağlıyor. Klinik odalarının iç mekanlarında tasarlanan sanat nişleri ve yeşil odaklı alanlar ise hastaların psikolojilerinin rahatlamasında oldukça önemli bir etken.
Girişte yer alan ve kliniğin kapasitesi gözetilerek tasarlanan yatay bekleme ve resepsiyon alanı, şeffaf cam cephesi ile dışarıdan okunabilen bir karaktere kavuşturulmuş. Panoramik odası ve ön görüşme odası gibi kamusal sirkülasyonun yoğun olduğu odaların bekleme bölümüne yakın planlanması ile de hekimlerin ve hastaların mahremiyetine öncelik tanınıyor.
*
İpek Baycan Architects Hakkında
İpek Baycan Architects, 2021 yılında İpek Baycan Magriso tarafından kuruldu. Pek çok farklı ölçekte ve tipolojide rafine detay seviyesine kadar inen tasarım anlayışı sayesinde Arkitera En İyi Genç Mimar Ödülü’ne layık görüldü. Uluslararası arenada World Architecture Festival Awards’ta başvurduğu kategoride birincilik ödülü kazanan 38°30° Peynir Fabrikası projesi ile tanındı.
Tasarımı koşulları, alışılagelmiş sistemleri ve çevreyi iyileştirmek için bir araç olarak gören İpek Baycan Architects koşulları yeniden yazmayı ve yapılı çevreyi iyi yönde değiştirmeyi hedefleyen bir mimarlık kollektifi. Tasarım düşüncesinin bağlamdan beslenerek çevreyi değiştirme gücünün her ölçekteki işe yansıması gerektiğini düşünen Ipek Baycan Architects, tasarımın bir lüksten öte bir hak olduğuna ve ulaşılabilir olması gerektiğine inanıyor.
İpek Baycan Magriso Hakkında
İpek Baycan Magriso, Slash Architects kurucu ortaklığı ile geliştirdiği çeşitli projelerin ardından, 2021 yılından itibaren kendi pratiğini sürdürmektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde hem lisans hem de yüksek lisans eğitimini tamamlayan İpek B. Magriso, bugün ise ulusal ve uluslararası arenada mimarlık pratiğini sürdürmekte, 2011 yılından beri çeşitli üniversitelerde eğitim vermeye devam etmektedir.
2014 yılında TAK – Kıyı Köşe Yarışmasında birincilik ödülünün ardından 2015 yılında Çanakkale Savaşı Araştırma Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışmasında Mansiyon Ödülü almıştır. 2017 yılında 38°30° Çiftliği Peynir Fabrikası ile IF Design Award, Architizer A+ Award ve WAF (World Architecture Festival) ödüllerine layık görülmüştür. Aynı sene Arkitera Genç Mimar Ödülü’nün de sahibi olmuştur.