Teğet Mimarlık kurucu ortağı Ertuğ Uçar'ın "Dünyayı Seyretmek İçin Bir Yer" ve "Ayrılığın Haritası" isimli kitapları Can Yayınları'ndan yayımlandı.
Ertuğ Uçar'ın Can Çağdaş dizilerinden anlatı türünde "Dünyayı Seyretmek İçin Bir Yer" adlı kitabı ve yine aynı diziden roman türünde "Ayrılığın Haritası" kitabı Can Yayınlarından çıktı.
Dünyayı Seyretmek İçin Bir Yer kitabı, herhangi bir kalıba sığmayan bir metin. Ertuğ Uçar hem mimari birikimi ve bir gezgin merakıyla hem de bir yazar olarak ele alıp araştırdığı deniz fenerlerini anlatırken ayrıntılı dipnotlar kadar kurmacadan da faydalanıyor. İnceleme, gezi, anı, öykü gibi çeşitli yazın türlerini harmanlayan bu sıra dışı metne Oğuz Büktel fotoğraflarıyla eşlik ediyor.
Masaya doğru eğildiler, biri parmağıyla önümdeki küçük haritada fenerin olduğu noktaya bastırdı ve şöyle dedi: “Yalnız küçük bir sorun var, kalacağınız zaman boyunca hava şartları nedeniyle hatlarda giderilmesi uzun sürebilen arızalar oluyor. Yani elektrikten ve dolayısıyla size varlıklarından bahsettiğimiz ekipmanı kullanma şansından mahrum kalabilirsiniz. Her ne kadar yedekleriniz olsa da bir süre dünyayla bağlantınız kopabilir.” Biraz heyecanlanmışlar gibi geldi. İyice bana doğru eğildiler. Sanki ağzımdan çıkacak kelimeler kararlarını belirleyecekti.
“O zaman,” dedim, “fener nasıl yanacak?”
Ayrılığın Haritası içimizdeki ve dışımızdaki adalara yapılan bir yolculuğu, beklenmedik keşifleri anlatan bir roman. Ertuğ Uçar, genç bir kadının kendisiyle hesaplaşması üzerinden günümüz ilişkilerine ışık tutuyor. Kadın ile erkek arasındaki değişmez sanılan dinamikleri irdeleyerek, kendimizden gizlediğimiz gerçeklerle yüzleşmenin hayati önemde bir keşif olduğunu gösteriyor.
Hayattaki sayısız tesadüften biri. Önemsiz denebilir. Bir kadın ve bir erkek. İkisi de yalnız, yazı bekleyen bir kıyı kasabasının boş pansiyonunda karşılaşıyorlar. Adam yakındaki adaları gezmiş, yazmayı planladığı ada kitabına çalışıyor. Pansiyonun bahçesinden ufukta dizili adalar görünüyor. Alt balkondaki kız kahvaltıda ismini söylüyor: Ada.
Ada ve Uraz, yaz tatili için Yunan adalarından Nisyros’a doğru yola koyulurlar. Uraz, tutkuyla bağlı olduğu adalar hakkında yazdığı kitap için araştırmasını tamamlayacak, Ada ise ilk defa bu bölgeleri görecek ve belki bu sayede Uraz’ı yakından tanıma fırsatı bulacaktır. Tanışmalarının yıldönümüne denk gelmesi ise, yolculuğa özel bir anlam katacaktır.
Gelgelelim hiçbir şey planlandığı gibi ilerlemez ve ortaya çıkan sorunlara gözlerini kapayamayan Ada, çok geçmeden bir seçim yapmak zorunda olduğunu ve bu seçimin sadece yaz tatiline değil tüm hayatına etki edeceğini anlar.
