Global ofis mobilyası markası Nurus, 90’ıncı kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında ‘Değer Yaratan Çalışma Alanları’ başlığıyla bir panel düzenledi. Fraunhofer IAO Enstitüsü öncülüğünde sürdürülen Office 21 Araştırma Projesi’nin Direktörü Dr. Stefan Rief, panelde ‘geleceğin ofisleri’nin ipuçlarını paylaştı.
Gelecekte nerede ve nasıl çalışacağız, hangi iş tipleri tarih oluyor, geleceğin ofislerinde insanın yeri hangi düzeyde olacak, akıllı teknolojiler çalışanların verimliliğini ve mutluluğunu arttıracak mı, farklı jenerasyonlar iş hayatından ne bekliyor? Dünya, bütün bu sorulara yanıt arıyor. Çünkü teknolojinin hızının en fazla etkilediği alanlardan biri de ofisler. Bu yüzden çalışanın mutluluğu ve şirketlerin başarısı geleceğin ofislerine bağlı!
1927 yılında Ankara’da Nurettin Usta tarafından kurulan ve bugün yaklaşık 50 ülkeye ihracat yapan global marka Nurus, 90’ıncı kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında ‘Değer Yaratan Çalışma Alanları / Workplace For Value’ başlığıyla bir panel düzenleyerek Fraunhofer IAO Enstitüsü’nün öncülüğünde sürdürülen Office 21 Projesi’nin Direktörü Dr. Stefan Rief’i ağırladı. Rief, çalışanların mutluluğunu doğrudan ilgilendiren ofislerin, gelecekte ‘beklendiği’ gibi olmayacağını açıkladı.
“Gelecek Soğuk Bir Bilimkurgu Filmine Benzemeyecek!”
Dr. Stefan Rief, Office 21 hakkında: “Araştırmada ‘2025 yılında nasıl çalışacağız’ sorusuna yanıt aradık. Ve farklı zamanlarda bir araya gelerek öngörülerimizi değerlendirdik. Esnek, paylaşıma imkan tanıyan çalışma ortamlarının yaratıcılığa ve memnuniyete etkisini araştırdık. Oda sıcaklığının, kokunun yaratıcılığa etkisini, farklı jenerasyon ve sosyokültürel özellikteki çalışanları; kurum kültürüne bağlılığa motive etmenin yollarını değerlendirdik. Teknolojinin ve dijitalleşmenin, çalışanların beklentilerine ne ölçüde yanıt verdiğini gözlemledik. Ve gördük ki; gelecek hiç de sandığımız gibi soğuk bir bilimkurgu filmine benzemeyecek. Aksine kapitalizmin, insan faktörünü yeniden öne çıkarmaya başladığına tanık olduk.
“Video Konferans Değil, Yüz Yüze İletişim Etkili”
Artık ana amaç, üretim ve verim değil! Bunun yerini çalışan memnuniyeti aldı. Yüz yüze iletişim yeni fikirler doğuruyor. Yüz yüze iletişim artık ‘video konferans’tan ve ‘home ofis’ten daha etkili hale geldi. Grup halinde çalışırken, henüz hala dijital değil, gelenekseliz. Yakında toplu halde dijitalleşeceğiz. Gelecekteki ofisler bildiğimiz örneklerden farklı olacak. İçinde farklı opsiyonları barındıran ofisler olacak. Ofislerde, çok sessiz alanlar, proje ekiplerinin özel alanları, yaratıcılık için özel alanlar, video konferans odaları, telefon odaları, kişisel eşyaların bırakılacağı alanlar bulunacak,” dedi.
“Şirketler İçin Memnuniyet Artık Verimlilikten Daha Önemli”
Yaklaşık 2 yıldır Office 21araştırmasının proje partnerliğini sürdüren Nurus Baş Tasarımcısı Renan Gökyay da şirketler için başarı faktörlerinin değiştiğini şu sözlerle anlattı: “Bu araştırmanın sonuçları bize değişim yönetimini iyi yapan şirketlerin ayakta kalabileceğini söylüyor. Üç tip şirket anlayışı var. İlki; ‘Ofis çalışılan yerdir’ diyen ve çalışma alanlarını maliyet olarak gören anlayış. Türkiye’de ne yazık ki henüz böyle... İkincisi; Avrupa’da olduğu gibi, iyi bir ofise iyi bir yatırım olarak bakan anlayış. Üçüncü grup ise ofisi, stratejik değişim yönetiminin en önemli unsuru, gelişimin anahtarı olarak görenler... Bu gruptakiler; farklı kültürleri birbirleriyle ilişkilendirerek, çalışanları için iş birliği ve uyum içinde faaliyet gösterecekleri psikolojik çevreyi oluşturanlar, yani çalışan memnuniyetini ilk sıraya alanlar. Son yıllarda bu üçüncü grupta yer alan şirketlerin başarılı olduğunu görüyoruz.
"Yaratıcılığı Destekleyen Şirketler Ayakta Kalacak"
Araştırmamızda gördük ki; gelecekte çalışma masaları, koltukları çalışanları tanıyacak, ısı ve ışık tercihlerini bilecek; odalar rezerve edilecek. Ancak dünya genelinde 10 ila 12 bin kamu ve özel sektör çalışanı ile yapılan bu araştırma bize gösteriyor ki; çalışanlar yine de, yeni çözüm ve fikirlerin doğması sürecinde, dioğrudan-yüz yüze iletişimin gücüne inanıyor. Bireysel özgürlükleri destekleyen toplu, esnek çalışma ortamlarını, dinlenme ve sosyalleşme alanlarını, memnuniyet ve yaratıcılığın ortaya çıkma alanı olarak görüyor. Yani 1+1’in 2 dışında sonuçları da olabilir ve bunu ancak yüz yüze iletişim ile ortaya çıkarabilirsiniz.
"Toplu Halde Dijitalleşeceğiz"
Türkiye’nin en büyük avantajı genç nüfusu ve yeni nesillere sorumluluk vermesi. Avrupa’da sorumlulukların devredilme yaşları, Türkiye’dekinden daha geç. Dijitalleşmenin, teknolojik yeniliklerin ve internetin kucağında doğmuş bu nesli çalışma hayatında, alışkın oldukları özgürlük ortamına göre desteklemek, farklı çalışma şekillerine göre tasarım yapmak gerekiyor. Toplantı için, video konferans için, sessiz kalma için, gürültülü ortamda çalışmak için, beraber çalışırken de bilgiyi beraber üretmeyi mümkün kılacak farklı enstrümanlara ihtiyacımız var. Memnuniyet toplu halde dijitalleşmeden doğacak.
“Dijitalin Öncüsü Şirketler Bile Çalışanlarını Ofise Çağırıyor”
Bundan birkaç ay önce dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden IBM evden çalışan binlerce çalışanını ofise geri çağırdı. Özetle söylemek gerekirse geleneksel ofisler teknoloji ile desteklenerek geri dönüyor. Geleceğin ofisleri farklı opsiyonları içinde barındıran, 20-65 yaş aralığındaki farklı kuşakların ihtiyaçlarına aynı anda cevap verebilen, yaratıcılığı, dinlemeyi, sosyalleşmeyi, mutluluğu, memnuniyeti ön planda tutan ama aynı zamanda bireyselliği de destekleyen ofisler olacak.”
Fraunhofer IAO Enstitüsü
1949 yılında kurulan, Almanya’nın en büyük araştırma enstitüsü Fraunhofer IAO, enerjiden sağlığa, otomotivden çevreye kadar sanayinin her alanında araştırmalar yapan önemli bir teknoloji okulu.
İşletmeleri daha başarılı ve verimli hale getirmek için yeni iş modelleri ve süreçleri, organizasyon yapıları ve bilgi teknolojileri üzerine araştırma yapmayı amaçlayan enstitü, aralarında MP3 veri sıkıştırma algoritması, mikroelektronik ve mekatronik tasarımlar, alev geciktirici halojensiz ürünlerin de olduğu çok sayıda yeni çözümü geliştirdi. Bünyesinde 67 enstitü, 23 bin mühendis ve bilim insanı bulunan enstitü, 10 yıldan uzun bir süredir önemli bir ‘küresel çalışma hayatı’ araştırması yürütüyor.
Office 21 Projesi
Sonuçları 2018 itibarıyla kamuoyuna duyurulmaya başlanacak olan ‘Office 21’ Projesi’nde, dünyanın farklı ülkelerinden ve farklı sektörlerden 24 marka yer alıyor. Araştırma kapsamında dünyanın farklı ülkelerinde her 2 ayda bir, bir şirketin ofisine giderek gözlemlerde bulunan paydaşlar; daha akıllı, iyi tasarlanmış çalışma alanlarının şirketlere, insanlara ve kültürlere nasıl değer kattığını; esnek çalışma biçiminin şirket kazancına etkisini; ortak çalışma biçimlerinin inovasyonu ve yaratıcılığı nasıl yönlendirdiğini; yeni iş ve ofis konseptleri için başarı faktörlerini; değişim yönetiminin mekan ve teknoloji altyapılarına etkisini değerlendiriyor.
Uluslararası Araştırmanın Tek Türk Paydaşı; Nurus
Aralarında Adidas, Volkswagen, BMW, Fujitsu, İntel ve Sanofi-Aventis’in de bulunduğu 24 marka öncülüğünde yürütülen Office 21 Projesi’nin tek Türk paydaşı ise Nurus. Endüstriyel tasarım ve mobilya sektöründe 90’ıncı yılını geride bırakan Nurus ofis, otel, restoran, kafe, sosyal salonlar, eğitim amfileri, ulaşım araçları ve terminaller gibi eğitimden sivil havacılığa kadar pek çok alan için çalışma mobilyaları tasarlama ve üretme sürecinde edindiği bilgi birikimini, Office21 Projesi bünyesinde yürütülen gelecek araştırmalarında değerlendiriyor.