İç mekân tasarımının en önemli bileşenlerinden biri renk kullanımı. Renkleri mekânda daha cesur bir biçimde kullanabilmek içinse renklerin dilinden iyi anlamak gerekiyor. Bu kez, iç mimarlardan canlı renkleri mekânda doğru ve dengeli bir biçimde kullanmanın ipuçlarını bizimle paylaşmalarını istedik.
Yaşam alanlarımızı ya da ofisimizi düzenlerken renklerin iyileştirici gücünden nasıl faydalanabiliriz? Daha enerjik mekânlar yaratmak için canlı renkleri mekânda nasıl kullanmalıyız, canlı ve parlak tonları bir araya getirirken öncelikle nelere dikkat etmeliyiz? Murat Dede, Renda Helin Çilalioğlu Çizer, Eda Tahmaz, Batu Derer, Efe Kağan Hızar renk kullanma deneyimlerini aktardılar.
Urban Jobs Kurucusu İç Mimar Murat Dede
Canlı renk kullanımı çok iyi harmoni isteyen bir konudur. Diğer tüm tasarım enstrümanları ile uyumu gözden geçirilmeli, mekânın kullanım fonksiyonu ve temaya göre seçimler yapılmalıdır. Mekânda renk kullanımı derken yalnızca duvar boyası algılamamamız gerekir, nitekim farklı ışık tonları da, peyzaj da mekâna renk veren diğer unsurlardandır.
Canlı bir mekân yapalım derken kırmızı, sarı ve yeşil gibi renkler kullanmak beklenenin aksine yorucu etkiler yaratabilir. Burger zincirleri kırmızı kullanır genelde, fakat hangimiz bu restoranlarda oturmaktan keyif ve enerji aldığımızı söyleyebiliriz? Daha açık renkler kullanmak çoğunlukla sizi daha mutlu eden mekânlar yaratacaktır.
Getir tuvalet hacimleri
Bunların yanı sıra renk kullanımında parlak tonların çok özenle değerlendirilmesi gerektiğini ve genel olarak yorucu bulunduğunu, matlığın çoğunlukla daha çok beğenileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Yalnızca renk olarak değil malzeme bitişi olarak da matlık daha iyi neticeler verebilmektedir. Tabii yerine göre parlak tonların kullanımı gerekir. Bu tamamen neyi vurgulamak istediğimizle ilgilidir. Parlak yüzey kullanımlarında ışığın kırılmamasından kaynaklı direkt yansımaların oluşacağını aklımızdan çıkartmamalıyız. Bunun kötü örneklerini genellikle parlak cilalanmış bir mermere vuran gizli ışık detaylarında görebilirsiniz, ışık kırılmadığı için mermer üzerinde direkt ışık kaynağını görürsünüz ve bu da gözünüzü ciddi derecede rahatsız edecektir.
Son zamanlarda özellikle çalışma alanlarında sıkça o şirketin kurumsal renklerinin kullanıldığını görüyoruz ve bu yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Bunun aksine, o şirketteki herkesin görmekten sıkılmış olduğu kurumsal renkleri kullanmak yerine şirketin kurumsalıyla hiç ilgisi olmayan renklerin mekana uygulanmasının daha heyecan verici ve şaşırtıcı olduğunu düşünüyoruz. Bkz. Getir tuvalet hacimleri.
Renda Helin Design & Interiors Kurucusu Y. İç Mimar Renda Helin Çilalioğlu Çizer
Renklerin iyileştirici gücüne ve insanların üzerinde bıraktığı pozitif psikolojiye inanan ve bu yönde çözümler üreten bir ofisiz. Ev projelerinde daha huzurlu ve dinlenmeye yönelik tonları, mümkün olduğunca beyaz rengin ağırlıklı olduğu yumuşak ve pastel tonlarla harmanladığımız yaşam alanları tasarlarken, ofis projelerinde insanların enerjisini yükselten ve motive eden canlı renkleri kullanmayı tercih ediyoruz. Ayrıca renkleri hafızamızı güçlendirdiği için sınıflandırmalarda ve yönlendirmelerde de sıkça kullanıyoruz. Örneğin, tasarladığımız binalarda her kata başka bir renk ve ad veriyoruz. Böylece kullanıcılara hangi katta olduklarını hatırlatıyoruz. Yurt projelerimizde ise aynı odada kalan öğrencilerin bölümlerini yine renklerle sınıflandırmayı tercih ediyoruz. Bu şekilde, hem çoklu kullanımdan doğacak karışıklıkları önlemiş oluyoruz hem de öğrenciler kullandıkları bölgeleri bilinçaltılarında daha net şekilde algılayabiliyorlar.
Konforist Edu Suites Kız Öğrenci Yurdu
Konforist Edu Suites Kız Öğrenci Yurdu
Kampushane İstanbul Odalar
Yeni Nesil Ogrenci Yurtları
Emre Group Ofis
Canlı renkleri genellikle duvarlarda, mobilyalarda veya aksesuarlarda kullanmayı daha doğru buluyorum. Tavanlarda ve zeminlerde mümkün olduğunca monokrom renklerin veya doğal bir malzemenin kendi renginin tercih edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak bunun net bir matematiği de yok elbette. Canlı renklerin kullanımı tasarladığımız mekân tipolojisine göre mutlaka değişkenlik gösteriyor. Çok yoğun enerjisi ve hızlı bir trafiği olan mekanlarda tavanı veya zemini de capcanlı tutmak mümkün olabiliyor. Canlı ve parlak renkler uzun süreli vakit geçirilen bir mekânda kullanıcıları üzerinde yorucu bir etki bırakırken bir geçiş mekanında enerjimize enerji katabiliyor. Bu nedenle de canlı ve parlak renkleri uzun saatler geçirdiğimiz mekânlarda mutlaka gri veya monokrom tonlarla dengeliyoruz.
EDDA Mimarlık Kurucusu İç Mimar Eda Tahmaz
Renkler, barındığı mekânlara sıcak, soğuk, samimi, rahat ve benzeri sıfatlar yükler ve mekana kimlik kazandırır. Mekân kurgusunda düşey ve yatay düzlemlerde hangi renk düzenlemesi ile renklerin psikolojik ifadesinin güçleneceği dikkate alınmalıdır. Görsel algının önemi de dikkate alınarak, mekânlardaki odak noktalarının hiyerarşisi düşünülerek renkler seçilmelidir.
İmak Ofset Showroom
Halaman Matbaacılık Büyük Toplantı Odası
Halaman Matbaacılık Lounge
Renkler de aynı bizler gibi farklı özelliklere sahip. Kimisi neşeli ve enerjik, kimisi sakin ve huzurlu. Mekâna bir kimlik kazandırmanın en kolay yolunun renklerden faydalanmak olduğunu ve her mekânın da kendine ait bir renginin olduğunu düşünüyorum. Mekânları tasarlarken doğru renk veya renklerin dengeli kullanımı ile renklerin gücünü mekânlara yansıtabiliriz. Mekâna istenilen algıyı veren renk birlikteliklerine kısaca bakacak olursak; rahatlatıcı algıya düşük kontrastlar, çarpıcı algıya ise yüksek kontrastlar sayesinde ulaşabiliriz.
Renkler aslında hayatın her alanında bizim ilgi alanımıza giriyor. Doğada, sanatta ve genel olarak yaşadığımız çevredeki tüm renklerden ilham alıyoruz. Tasarımlarımızda canlı renkleri kullanırken, onları mutlaka nötr tonlarla tamamlamak gerektiğini düşünüyorum. Mekânları tasarlarken, canlı renklerle mekânsal farklılıkları ve belirli hacimleri öne çıkarıyoruz. Ama en önemli konu; mekânlarda doğru ışıktan yararlanarak doğru renk ve renkleri yakalayabilmemizdir.
Derer Derer Design & Construction Kurucusu Y. İç Mimar Batu Derer
Yaşam alanlarımızda veya vaktimizin büyük bir kısmını geçirdiğimiz ofis mekânlarında renk seçimlerimizin ruh halimize, enerjimize ve motivasyonumuza olumlu yönde katkı sağlaması amacıyla her şeyden önce yaşam kaynağımız olan doğayı merkeze alması gerekir. İnsanın kendisini en huzurlu hissettiği, stresten uzaklaşıp negatif enerjiden arındığı en değerli atmosferin doğa olduğu gerçekliğinde, iç mekân tasarımlarımızda da doğal renkleri hislerle birleştirmek ve simgeselleştirmek en doğru yöntemdir.
SA-RA Enerji Ofis
Özellikle ofis projelerimizde, çalışma alanlarında dikkat dağıtan renk tonları yerine, dingin tonlara yöneliyoruz. Örneğin çalışma masalarında her zaman gözü yormayan renkleri tercih ediyoruz. Sosyal alanlarda ise daha farklı bir yaklaşımla, ofis mekânlarında sadece resmiyetin hâkim olduğu anlayışının dışında çıkarak, paylaşımı, yaratıcılığı ve üretkenliği destekleyen canlı renklere yöneliyoruz. Elbette ki bu yolu izlerken de renkleri doğru noktalarda kullanmak amacıyla öncelikle mekânları analiz ediyoruz.
Opsgenie Ofis
General Electric Ofis
Mekânların, dolayısıyla kullanıcılarının enerjisini renk kullanımları ile yükseltmek fakat aynı zamanda da doğru bir dengede tutmak için mekândaki işleve uygunluğuna göre üç farklı yol izliyoruz. Belirli projelerde, birbirini tamamlayan ve aynı kromada ilerleyen renkleri kullanmayı tercih ederken bazen de kontrast renk seçimleri ile ilerliyoruz. Elbette ki renklerin psikolojik etkisinin yanında sembolik anlamı da çok önemli. Bu noktada kurum kimliğini temsil eden renk tonlarını mekâna yansıtıyoruz. Hangi yolu izleyeceğimiz konusundaki kararı ise proje başlangıcında, mekânın fizibilite şartlarını göre belirliyoruz. Mekânın kullanım amacı, büyüklüğü, aldığı doğal ışık, sabit objelerin konumu vb. temel detaylar ışığında ilerliyoruz.
Özellikle, çalışma alanlarında canlı renk tonlarının kullanımında dikkate alınması gereken en önemli unsurlardan biri tek rengin hâkim olduğu bir mekânın dengesizlik hissi uyandıracak olmasıdır. Diğer tarafta, birbirinden farklı çok fazla tonu aynı mekân içerisinde kullanmak yerine birbirini vurgulayan iki renge yönelmek faydalı olacaktır. Aynı zamanda, küçük ölçekli mekânlarda canlı renk kullanımı geniş alan hissi uyandıracaktır. Soğuk ve koyu renklere geniş mekânlarda yönelinmelidir.
Studio Vertebra Kurucu Ortağı İç Mimar Efe Kağan Hızar
İç mimarlık, bireylerin fiziksel ve psikolojik gereksinimlerini göz önünde bulundurarak ihtiyaçlara yönelik mekânlar tasarlamak üzerine çalışan meslek dalıdır. Mekânlara nitelik katarken arzu edilen algıyı yaratan unsurlardan en önemlisi renk seçimleridir. Yaptığımız bu seçimler mekân ve insan etkileşiminde önemli bir rol oynar. İnsan psikolojisi üzerindeki etkilerin yanı sıra, bu mekânları kullanacak olan bireylerin kişilik özellikleri, çevre ve yaşam koşulları ve kişisel tercihleri o mekân kurgusunda seçilecek renk tonlarını belirlemede yararlanılacak etkenlerdir. Bir diğer etken ise mekânların ne kadar süreyle ve ne amaç için kullanılacağıdır. Bu maddeler üzerinde çalışıldıktan sonra o mekânda kullanılacak olan renk skalasına karar verilebilir.
Validebağ Konakları
Validebağ Konakları
Renkler kullanıldıkları mekânda hacimsel farklılıklar oluşturur. Kullanıldıkları yüzey, kullanıldıkları miktar mekânın nasıl bir etki yaratacağını belirler. Farklı renk tür ve tonları farklı derinlik algısı oluşturabilir. Renkleri mekânda daha cesur bir biçimde kullanabilmek için diğer öğelerin tamamlayıcı unsur olarak kullanmak izlenilecek doğru yoldur. Eğer vurgulanmak istenilen renk, mekân içinde başka vurgusu yüksek öğelerle birlikte kullanılırsa zıtlıklar ortaya çıkmaya başlar ki bu da aslında yaratılmak istenilen etkinin bozulmasına sebebiyet verebilir.
Karaköy Restoranı
Libya Kadın Doğum Kliniği
İç mekân kendi sınırlarını meydana getiren döşeme, duvar ve tavanlardan oluşmaktadır. Kullanıcının ilk göz teması sağladığı öge döşemedir ve daha sonra mekânın tamamı algılanır, en son tavanlar fark edilmektedir. Mekânı sınırlandıran bu ögelerin yanı sıra mobilya gibi diğer elemanlar mekân ile birlikte algılanmaktadır. Bu nedenle kullanmak istediğimiz rengi büyük ve kesintisiz bir alanda kullanıp, daha nötr tonlarla esas rengimizi vurgulamak daha doğru bir seçim olacaktır. Mekânları katmanlar olarak ele almalı, her ögeyi ön plana çıkarmak yerine seçeceğimiz bir ögeyi vurgulamak daha doğru bir strateji olacaktır. Böylece renkleri parçalamamış oluruz ve mekânsal bütünlük hissini korumuş oluruz.