Kalebodur’un, mimarlık sektörünün gelişimine katkıda bulunmak amacıyla başlattığı, Kalebodur'la Mimarlar Konuşuyor'da Prof. Dr. Abdi Güzer'in Temmuz ayındaki konuğu, İstanbul ve Houston‘daki ofisleriyle hizmet veren PDG Mimarlar’ın kurucu ortağı Murat Şahin oldu.
‘Kalebodur'la Mimarlar Konuşuyor’un bu ayki konuğu PDG Mimarlar ofisinin ortaklarından Murat Şahin oldu. Karma kullanım, kentsel tasarım, konut, ticaret, eğitim, ofis, konaklama gibi birçok farklı alanda projeler üreten ve ‘Hatay Dinler ve Medeniyetler Projesi’ gibi ulusal ve uluslararası çapta birçok ödüllü projede imzası bulunan deneyimli mimar, söyleşide Prof. Dr. Abdi Güzer’in sorularını yanıtladı.
Mimarlıkta ticari olanın ötesine geçmeyi, iyi tasarıma odaklanmanın temel felsefeleri olduğunu belirten Murat Şahin; üniversite yıllarından, PDG Mimarlar’ı kurana kadar geçirdiği süreç, pandeminin çalışma hayatına etkileri, konut projeleri üzerine yaklaşımlar, müze projeleri gibi konular hakkında açıklamalarda bulundu.
Hatay Dinler ve Medeniyetler Projesi
“Balkon evin dışarı hali”
“Balkon, apartman kültürümüzde çok önemli bir veri. Balkonu kapatıyor olmayı hem bir mimar hem de kullanıcı olarak içime sindiremiyorum. Yönetmelikte de kullanımda da balkon, evin dışarı hali; emsal dışı olarak tanımlanan bir alan. Balkonu emsal içine alıp eve dahil ettiğinizde aslında kendinize metrekare kazandırıyorsunuz ama dışarıyla temasınızı kesiyorsunuz. Kapanan balkon ardiyeye, depoya dönüyor. Bu nedenle son çalışmalarımızdan ‘Kiptaş Silivri 4. Etap Sosyal Konutları’ projemizde balkonları şaşırtmalı uygulayarak balkonu kapatamamaları üzerine bir kurgu yaptık.”
Kiptaş Silivri 4. Etap Sosyal Konutları
“Mimarlık bireysel bir meslek, sizin mezun olduğunuz okul değil”
Söyleşinin son bölümünde genç mimarlara ve mimar adaylarına tavsiyelerde bulunan Murat Şahin şunları söyledi: “Yeni mezun olacaklar çok zor bir dönemde mezun oluyorlar. Çünkü yeni mezunların karamsarlığını görüyorum ancak onlara hep şunu söylüyorum: Mimarlık bireysel bir meslek; bir noktaya kadar mezun olduğunuz okul veya yeteneğiniz önemli değil, çünkü mimarlık eğitim kurumları dışında öğrenilebilen bir meslek. Türkiye’deki yapı stokunun %90 vasat olması nedeniyle geriye kalan %10’da ne yaparsanız yapın, öne çıkıyor. Bu şansı değerlendirmek için kendinizi geliştirmelisiniz. Hangi programı öğrenmeli değil, kendimi nasıl geliştirmeliyim diye soruyor olmanız lazım.”
Söyleşinin tamamını izlemek için tıklayın