Kastamonu Entegre'nin hayata geçirdiği KEAS Konsept Stüdyo'da gerçekleşen ilk etkinlikte, Mimar Han Tümertekin, Venedik Bienali Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde yer alan “Yan Yana” projesiyle ilgili detayları paylaştı.
Han Tümertekin - Zeynep Tümertekin
Ağaç bazlı panel sektörünün lider markalarından Kastamonu Entegre’nin global vizyonunu yansıtan KEAS Konsept Stüdyo, mimar ve tasarımcıları akıllı teknolojilerle donatılmış ürünler ve son trendlerle buluşturuyor. Fuaye, showroom, toplantı odası ve oditoryumdan oluşan toplam 1000 metrekarelik mekân, ziyaretçi deneyimini göz önünde bulundurarak taze fikirlere ilham verme hedefiyle hayata geçirildi. Salt ürünlerin sergilendiği bir alan sunmanın ötesinde, sektörün yeni buluşma noktası olarak tasarlanan KEAS Konsept Stüdyo’nun ilk konuğu, ünlü mimar Han Tümertekin oldu.
“KEAS Konsept Stüdyo global vizyonumuzu yansıtıyor”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Kastamonu Entegre CEO’su Haluk Yıldız, “KEAS Konsept Stüdyo’yu global vizyonumuzu yansıtan bir deneyim ve uygulama alanı olarak hayata geçirdik. Ürünlerimiz elli yılı aşkın süredir hem yurt içinde hem yurt dışında konforlu, güvenli yaşam alanlarına dönüşerek insanlarla buluşuyor. Bu dönüşüm yolculuğunda, insan hayatına dokunduğumuz noktada, mimarlar, iç mimarlar ve tasarımcılar en önemli paydaşlarımız arasında yer alıyor” diyerek, Türkiye’de mimarlık kültürünün gelişimine ve dünyada temsil edilmesine destek vermeyi bir misyon olarak gördüklerinin altını çizdi. “Şirketimizin en önemli üretim üslerimizden İtalya’da, ünlü mimarımız Han Tümertekin ve proje ortaklarına ait ‘Yan Yana’ projesi ile mimarlık ve sanat sahnesine çıkmak bizim için onurdur” diyen Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Venedik Bienali 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde Türkiye’den bir mimarın ilk kez yer alması bizi ayrıca mutlu ediyor. Sanayi ve tasarım dünyası arasında sinerji aratan nitelikli işlere imza atmaya devam edeceğiz.”
Han Tümertekin, Haluk Yıldız, Zeynep Tümertekin, Cahit Akyıldız
“Ziyaretçilerin alandan ayrılması için güvenlik geliyor”
Açılış konuşmasının ardından Han Tümertekin, kızı ve meslektaşı Zeynep Tümertekin moderatörlüğünde “Venedik Bienali Deneyimi: Birlikte Nasıl Yaşayacağız?” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirdi. Tümertekin, Venedik Bienali için ilk daveti 1991 yılında kızı Zeynep 8 aylıkken aldığını, 30 yıl sonra bu kez kızının da dahil olduğu bir ekiple Venedik Bienali’nde yer almanın hoş bir anı olduğu söyledi. Ekiple çalışma nedenini bienalin sorusu ile açıklayan Tümertekin “Sergiye adını veren ‘Birlikte nasıl yaşarız?’ sorusunu birey olarak yanıtlamak yerine, birlikte bir cevap oluşturabiliriz diye düşündüm. Mimarlık disiplini dışından kişileri de sürece dahil etmeyi önemsedik. Toplumbilimci Ayfer Bartu Candan, daha önce birlikte çalıştığım mimarlar Hayriye Sözen, Hakan Tüzün Şengün, video sanatçısı Mert Kaya, kültür sanat yöneticisi Tuna Ortaylı Kazıcı, mimar ve fotoğrafçı Sena Özfiliz, inşaat mühendisi Ahmet Topbaş bu yolculukta bize eşlik etti” dedi. Eser için İstanbul’dan ilham aldıklarını söyleyen Tümertekin “Öncelikle İstanbul’da yaşamanın bir aradalığa ilişkin ne tür bilgiler içerdiğine baktık. Kamusal alanlar içinde sosyal ve ekonomik farklılıkların önemsenmeden yaşandığı tek yerin sahiller olduğunu gördük. Venedik de yaşantının yoğun olarak kıyıda geçtiği bir şehir. Buradan hareketle, Arsenale’deki sergi alanında suyla karanın birleştiği hatta bir müdahale yaptık. İnsanların sohbet edebileceği ahşap bir konstrüksiyonu suyun üzerine karanın uzantısı olarak yerleştirdik. Yoğun bienal temposu içinde insanların soluklanacağı, yan yana gelip eserler hakkında konuşabilecekleri bir alana sahip olmalarını hedefledik. İnsanlara birlikte olacakları bir alan sunduktan sonra, gerisini onlar hallediyor. Ziyaretçiler yarattığımız alanda yemek yiyor, dinleniyor ve hatta güneşleniyor. Bienalin kapanış saatinde bile alanda o kadar çok insan oluyor ki, ayrılmalarını sağlamak için güvenlik geliyor.” diye konuştu.
“En az fiziksel müdahale ile en yoğun duyguyu yaratmaya çalışıyoruz”
“Hiçbir zaman bir yapı türünün mimarı olmak istemedim. Her yapı ayrı bir şey öğretir” diyerek, mesleki yaklaşımı ve felsefesi hakkında da bilgiler veren Han Tümertekin, “Yerin önemine inanarak proje yapan bir ekibiz. Mekânı kurarken hiçbir şeyin bir diğerinden değersiz olmadığına, mimarlığın sonunda mekânla dile geldiğine inanıyoruz. Gündelik hayata yönelik bir öneri sunarken de en az fiziksel müdahale ile en yoğun duyguyu yakalamaya çalışıyoruz. Bienale davet edilme nedenimizi de bu gerekçe oluşturuyor.” dedi.
© Cemal Emden
Birlikte “Yan Yana” yaşayacağız
Lübnanlı mimar ve yazar Hashim Sarkis’in küratörlüğünde hazırlanan “Birlikte Nasıl Yaşayacağız?” temalı bienal sergisinde katılımcılar, dünyanın yüzleştiği sorunlara karşı insanların bir arada yaşayabilecekleri mekânlar tasarladı. Bu soruya cevaben mimarlık, mühendislik, sosyal bilimler ve görsel sanatlar gibi farklı disiplinlerden uzmanların katkısıyla “Yan Yana” (Side by side) adlı strüktürü tasarlayan Han Tümertekin ve Proje Ortakları, bienalin ana mekânlarından Arsenale’nin en dikkat çekici eserlerinden birine imza attı. Ana malzeme olarak ahşabın kullanıldığı, özel tasarım bir çelik strüktürle desteklenen devasa yerleştirme, ziyaretçilere tarihi Venedik tersanesinin kıyısında keyifli bir mola ve sohbet imkânı sunuyor. Aynı zamanda çeşitli bienal etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Venedik Bienali 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi, 21 Kasım tarihine kadar ziyaret edilebilecek.