MAD Architects’ten Görünmez Sınırlar
mimarizm.com
/ 18 Nisan 2016
MAD Architects’in Milano Tasarım Haftası için yaptığı görünmez sınır enstalasyonu mekan algımızı dönüşüme uğratıyor.
Interni’nin düzenlediği “Açık Sınırlar” sergisi; disiplin sınırlarının ötesine geçmenin yollarını araştıran bir dizi interaktif enstalasyon, makro obje ve mikro yapıyı bir araya getiriyor. Serginin konusu, “tasarım vizyonunun sanat, sinema ve fotoğrafçılık gibi farklı araştırma alanlarına sirayet etmesi kısaca yeni sinerjilere doğru genişlemesi” ve “teknoloji ve sürdürülebilirlik gibi gelişen sektörlerde mimari ve tasarım uygulamaları” olarak belirlenmiş.
MAD Architects, bu yılın temasına Milano Üniversitesi Cortile d’Onore'nin doğu cephesinin tepesinden inen bir çeşit perde tasarlayarak yanıt verdi. “Görünmez Sınır” olarak isimlendirilen enstalasyon, P.A.T.I tarafından üretilen birçok şeffaf polimer şeritten meydana gelerek mekan algımızı değiştiriyor. Özellikle hareket halindeki yüzeylerin oyun oynadığı yarı saydam yüzey ve cephe arasındaki mesafe bu algıyı dönüşüme uğratıyor. Enstalasyonun akışkan strüktürü mimari olduğu kadar sanatsal bir hareketi de temsil ederken hiçbir fonksiyonel mantık ya da form izlemiyor ancak rüzgar kuvveti ya da suyun akışı gibi doğal unsurlar tarafından şekillendirilmiş gibi görünüyor.
“Görünmez Sınır” kendi açıklıkları arasından sütun ve localara anlık görüş açıları sağlayarak gün boyu gökyüzünün renk tonlarını yansıtıyor; akşam saatlerinde ise yeni renklerle avluya canlılık kazandıran aydınlık bir yüzeye dönüşüyor. Her bir parça rüzgar yönünde hareket ederek üniversitenin avlusu boyunca uyumlu bir dalgalanma yaratıyor. Pastel renk tonları, zemin yüzeyine yansıyarak aşağıda oturan kişiler için sıcak bir ortam yaratıyor.
Tasarım “şimdi”nin kristalleştirilmesi için “geçmiş”in yorumundan yola çıkıyor. Enstalasyon, Cortile d’Onore’un mükemmel dengesini kırmak için heykelsi bir hareket sergiliyor ama aynı zamanda yapının tarihi formunu yeniden yorumlayan bir filtre gibi davranıyor. Cephe gün boyunca gökyüzünün renk tonlarını yansıtıyor, akşamları ise yeni renklerle avluya hayat getiren aydınlık bir yüzeye dönüşüyor.
MAD Architects kurucusu ve yöneticisi Ma Yansong “Mimarlar genellikle mekanları tanımlayarak; “İç ve dış nedir?” ya da “Doğal ve yapay arasındaki fark nedir?” gibi sorular sorarak sınırları oluştururlar. Ama bugünün toplumunun zaten çok fazla görünmez sınırları var” diyor ve ekliyor: “Mimarlar olarak, tam tersine bu sınırları nasıl daha bulanık hale getirebileceğimize ve birbirleriyle etkileşime geçirebileceğimize odaklanmalıyız. Sınırlar genellikle kapalı ve yaklaşılamaz şeyler olarak görülür. Sınırları, dinamik ve ilgi çekici hale getirmenin ilginç olacağını düşünüyorum. Bu nedenle tarihi localar ve hemen önündeki bahçe arasındaki sınırlarla oynamaya ve aralarına bir geçiş tasarlamaya karar verdik. Enstalasyonumuz geleneksel ve modern arasındaki sınırı bulanıklaştırıyor. Her birinin son noktasındaki farkı görüyorsunuz ama yine de geçiş çok organik. Bu geçmişle gelecek arasında bir diyalog başlatmaya benziyor.”
İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın