Kadınların çoğunlukta olduğu Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” için bir dizi etkinlik planladı.
8 Mart nedeniyle düzenlenen basın toplantısında, bu kez kadınlar basın mensuplarının karşısına çıktı. Toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu üyeleri Muteber Osmanpaşaoğlu, Ayşen Gül Şimşek, Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri Duygu Tekin, Songül Üzgün, Soruşturma Uzlaştırma Kurulu Üyeleri Nevin Kurt, Neval Aksoy, Fatma Korur, Denetleme Kurulu Üyesi Canan Karabük katıldı.
"%62 temsiliyeti kadın olan bir odayız"
8 Mart mesajı veren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Ankara’da yürüyen mimarlık mücadelesinin kadınlar üzerinde yoğunlaştığını söyleyebiliriz, tüm komisyonlarımız da kadın üye ağırlıklı. TMMOB’de ve Mimarlar Odası’nda bir ilk olarak yönetim kademesindeki kurullardaki %62 temsiliyeti kadın olan bir odayız. Bir ülkenin kadınları mücadele ediyorsa o ülkede aydınlık yakındır. Mimarlar Odası Ankara Şubesi kadınları, Antigone çalışmaları ile yeni bir mücadeleyi örgütleyecek. Ankara Şubesi’ndeki kadın hareketliliği temsilciliklerimize de sirayet etti. Temsilcilik başkanlarımız bu dönem çoğunlukla kadın oldu. Demokrasi, barış, özgürlük ve kent mücadelesi için Mimarların Antigone’si 8 Mart’ta harekete geçiyor” dedi.
Antigone'nin direnişi mimarlara da önderlik edecek
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Sofokles’in ünlü eseri Antigone'den yola çıkarak kadın çalışmaları yürüten bir grup kurdu. Antigone’nin etkinliklerini Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ayşen Gül Şimşek anlattı:
“8 Mart’ta yapılacak etkinliğimizde 'Direniş ve Kadın' konulu bir forum gerçekleştireceğiz. Antigone çalışmasına yıl içerisinde de devam edeceğiz. Niye direniş ve kadın diye sorarsak, bugün içinde bulunduğumuz iktidar ve onun sözcüleri kadının nasıl doğuracağı, kadının tecavüzcüsüyle nasıl evleneceğine dair şeyler söylüyor. Antigone’nin açtığı direniş yolu, uzun ve meşakkatli bir yol. Ortaçağ karanlığının en derin noktalarını ülkemizde yaşıyoruz. Kadın, varolma mücadelesinde erkekle el ele vermek zorundadır. Kentlerimizin erkek egemen lisanıyla bize gösterilen iki yol var; ya pembe taksiler ya da korunaklı güvenli kentler. Kadın her yerde her şekilde kendi özgür iradesiyle seçim hakkına sahiptir. Antigone, Sofokles’in ünlü tragedyasında tarih boyunca sisteme karşı savaş vermiş, adaletli bulmadığı kralına karşı da tek başına savaşmıştır. Soylu sınıfından olmasına karşın hukuksuzluğa, adaletsizliğe, mitolojiden beslenerek tanrının adaletine karşı direnç göstermiştir. MÖ 400’den günümüze değin kadınların ve erkeklerin önderliğini yapmış bir direniş sergilemiştir.”
“Kadınlar çalışma yaşamından uzaklaştırılıyor”
Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu: “Çalışan kadınlara AKP hükümeti çalışma hayatında birçok hak tanıdığını iddia ediyor. Oysa alt okumasını yaptığımızda, meslek yaşamı ve çalışma ortamından uzaklaştırılmaya çalışıldığını görüyoruz. Kadınlar dünyaya bir çocuk getiriyor, iki yıla yakın izin hakkı sağlanıyor, bir de üç çocuk isteniyor. On yıl içinde iş yerinde 6 yıl izin anlamına geliyor. Bu durum kadının kariyer yapmasını, görevde yükselmesini, idareci durumda olmasını engelliyor. Çalışma ortamından uzaklaşmış oluyor. Ama aynı çocuğun babası müdür, daire başkanı gibi kamuda görevler edinebiliyor. Bunun yerine dünyaya gelen bir bebeğin nasıl daha iyi koşullarda, anne çalışma hayatından uzaklaşmadan büyüyebileceği düşünülmeli ve bu sağlanmalı. Polisin dün bir eylemde bir kadına “sen git erkeğin gelsin” dediğini, kadınları yok saydığını görebiliyoruz. Kadınlar mücadeleye yılmadan devam edecek.” dedi.
“Meslek alanımıza çıktığımızda cam tavan karşımıza geliyor”
Mimarlar Odası Ankara Şube Yedek Yönetim Kurulu Üyesi Duygu Tekin: “Mimarlık eğitiminde yüzde 60 oranında kadın var. Meslek pratiklerine baktığımızda durum tam olarak böyle değil. Kadınlar yönetici konumlarına çıkmakta güçlük çekiyorlar, daha çok işi üreten kısımdalar. Ciddi bir kısmı da mesleğini uygulamayıp bırakıyor. Meslek alanımıza çıktığımız anda o “cam tavan” bizim karşımıza geliyor. Çalışmalarımız topyekün kadın direnişi içerisinde, bize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz.”
Soruşturma Uzlaştırma Kurulu Başkanı Nevin Kurt: “Kadın, hayatının her evresinde babası, abisi, kocası tarafından sahiplenilerek yönlendirilmesi gereken birey olarak toplumda varoluyor. Daha çok direnç göstermek zorunda kalıyor. Kadın güçlüdür ve daha dirençli olacaktır. Görüyoruz, Artvin’de direnen anneler var, savaş olmasın diyen anneler var. Bizler bir çocuğu dünyaya getirirken verdiğimiz emeği biliyoruz. Çocuklarımızın hayatları için her zaman direneceğiz, bu nedenle yaşamdan, yaşam hakkından ve barıştan yana olacağız.”
Soruşturma Uzlaştırma Kurulu Üyesi Neval Aksoy: “Kadınlara karşı son yıllarda çalışma hayatındaki tavırlar değişti. Kadınların hak ettikleri konuma gelmesi için toplum olarak hareket edilmeli. Son yıllarda kamuda, idarelerde, üniversitelerde kadınların sayısı gün geçtikçe azalıyor. Kadınlar adına mücadeleyi büyütmeliyiz”
Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Songül Üzgün: “Yöneticilerinin çoğu kadın olan bir örgütün yönetenleri olarak, konumuz bu yıl “kadın ve direniş” iken bizi kendi istekleri doğrultusunda yönetmek isteyen karşı cinsin tavırları bir şey ifade etmeyecektir.”
Soruşturma Uzlaştırma Kurulu Üyesi Fatma Korur: “Tarladaki işçiden, fabrikadaki işçiden korkulur, evdeki kadından korkulur çünkü üreten insan düşünür, üretenden korkulur. Kadın ve çocuk eğitimi oldukça önemli. Bu alanda farkındalık yaratmaya devam etmeliyiz”
Denetleme Kurulu Üyesi Canan Karabük: “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kadınların mücadelesiyle devam edecek. Kadınlar, erkekleri yetiştirenler olarak daha güçlü olacaklar”