Öğrencilerden Ezber Bozan Seramik Tasarımları

Amber Eroyan / 26 Aralık 2016
Dördüncü yılında 410 proje başvurusu ile rekor katılıma imza atan Zeki Yurtbay Tasarım Ödülleri'nin değerlendirme sürecini jüri üyeleri Ali Bakova, Atilla Kuzu ve Prof. Ayşegül İzer'den dinledik.

"Kaos düzendedir, düzen ise kaosta çünkü her şey değişir"

Yarışmanın bu seneki teması 'Kaos ve Düzen'i nasıl belirlediniz? Seramik karo tasarımı özelinde bu temanın nasıl bir açılım yaratacağını düşündünüz?

Ali Bakova: Günlük dilde 'kaos', dağınıklık, kargaşa, başıbozukluk, düzensizlik manasına gelir. Kökü Yunancada 'Khaos' kelimesinden gelmektedir. Boşluk, uçurum, uzay boşluğu, hudutsuzluk, ıssızlık, girdap manasına da gelir. Düzenin zıttı olarak, farklılıkların kaybolduğu, cisimlerin eridiği, yani düzenin ortadan kalktığı; her şeyin homojen bir plazmaya/sıvıya dönüşmesi hali de denebilir. Her şeyin birbirine girdiği, doğrusal olmayan bir süreçtir. Her şeyin toz haline gelmesi, yani Kozmos'u temsil eder. Kaostan düzene geçiş dengeyi gözeten dinamik ve değişken bir süreçtir. Kaos düzendedir, düzen ise kaosta çünkü her şey değişir. Hiç değişmeyen bir şeyle karşılaşamayız; yalın'dan karmaşık'a geçmekteyiz.

Yarışmaya başvuran öğrencileri farklı disiplinlerden arkadaşlarıyla ekipler halinde çalışmaya özendirerek, içi çoklu kavramlarla dolu bu temayı seramik karo tasarımlarında hissettirmelerini amaçladık.

Atilla Kuzu: İlk jüri toplantısına katıldığımda 'Kaos ve Düzen' teması belirlenmişti. Bu temanın seramik tasarım yarışması için katılımcılara iyi bir ilham kaynağı oluşturduğunu düşünüyorum.

Ayşegül İzler, Ali Bakova, Atilla KuzuAyşegül İzler, Ali Bakova, Atilla Kuzu

Prof. Ayşegül İzer: Bir yapının ortaya çıkması, şekillenmesi için düzen ne kadar gerekliyse değişim için de düzensizlik gerekmektedir. Kaos denildiğinde, ilk bakışta akla gelişigüzellik (randomness), kargaşa ya da düzensizlik durumu gibi sözcükler gelebilir. Halbuki düzen olmadıkça, düzensizlik-kaos algılanamaz. Bilimsel anlamda kaos kuramının da bunlarla bir ilgisi yoktur. Kaos kuramı daha çok, düzensizliğin içindeki düzenin (order of disorder) ile ilgilenmektedir. Kargaşa ancak bir düzen içinde ortaya çıkar ve algılanır. Yaşamı ve bilgiyi olanaklı kılan düzendir. İnsan ancak düzen içinde, düzen görerek, düzen bularak algılar, kavrar, düşünür. Bir düzen içinde olmadan kargaşa algılanmaz. Kaos, düzendeki, düzen içinde, düzenin kuralları ve olanakları içinde düzene uymayan, düzenle bir bütünlük, tutarlılık oluşturmayan oluşumlardır. 

Yarışmanın bu seneki temasını 'kaos ve düzen kavramı' olarak belirlerken, şahsen ben, tasarımcı gençlerin düzensizliğin içindeki düzeni aramalarını, neredeyse yapıbozumcu davranarak oluşturdukları tasarımı parçalayarak içindeki çelişkileri ve yeni varsayımları açığa çıkarmalarını ve bu yöntemle yeni bir dil geliştirmelerini, öneri getirmelerini bekledim. Bunu yaparken de verilen kavramsal çerçeveyi özgür ve özgün olarak kendi dilleriyle kurmalarını, verilen temanın ardındaki yaklaşımlarını ve düşünme biçimlerini nasıl görselleştirdiklerini, sadece ilgi çekici bir iş üretmekten çok, yarattıkları ürünle izleyici arasında zihinsel bir diyaloğu nasıl kuracaklarını merak ettim.

"Sanatın 'gönül gözünden' tasarımın 'akıl gözüne' ulaştık"

Projeleri değerlendirirken öncelikli kriterleriniz nelerdi?

Ali Bakova: Öncelikli kriter her zaman, projenin yarışma şartnamesinin kurallarına uygun olup olmamasıdır. İkinci sırada, inovatif/yeni buluşçu fikirler önermesi; tasarım-üretim ve kullanıcı üçgeninde ezber bozan, sektörü etkileyecek tasarımlar olması gelir. Ve benim tasarım yaklaşımıma en yakın duran; "rethink-reuse-recycle / yeniden düşün-yeniden kullan-yeniden işle"...

Atilla Kuzu: Katılımcılardan beklentimiz, yarışmanın jüri tarafından belirlenmiş genel kriterlerini karşılamanın yanı sıra 'Kaos ve düzen' temasına verilebilecek iyi bir cevap, bunu yaparken de kendini tekrar eden tek bir modülün bütününde ya da kullanıldığı mekanda monoton bir görüntü vermemesi idi.

Prof. Ayşegül İzer: Öncelikle yarışmaya katılım koşullarını yerine getirmiş mi? Daha sonra ise, önerilen proje verilen tema bağlamında mı tasarlanmış? Tasarımı içinde yaşanılması önerilen mekânı ifade eden çizgiler taşıyor mu? Yeterince özgün mü? Evrensel estetik kaygılar taşıyor mu? Tasarlanan işin ruhu var mı? Malzeme bağlamında üretilebilirlik ve teknik detaylar çerçevesinde yeni önerisi var mı?

Yarışmaya başvuran tasarımlara ilişkin genel değerlendirmeniz nedir?

Ali Bakova: Yurtbay Seramik'i bu öğrenci yarışması konusunda kutlamak gerekir. Yarışma birincilerinin tasarımlarını üretmeyi bir gelenek haline getirmeleri, bu tasarımları çalışanlarının gayretiyle seri üretim haline dönüştürme arzuları, çalışanları ve bayileriyle paylaşmaları ve yerel/uluslararası fuarlarda özenle sergilemeleri takdir edilmeli. 

Yurtbay Seramik'in bu gelenekselleşmiş özeni; yarışmaya başvuran yaklaşık 400 tasarıma ilşkin değerlendirmelerimizde bizlere de yansıdı. Çok başarılı başvurular arasında açıkcası zorlandık. Hem temanın felsefi ve soyut anlamda çok yönlü olması, çeşitliliği, farklı bakış açılarının zenginliği, hem de başvuran tasarım önerilerinin kavramsal sunum zenginliği, yola çıkış hikayelerini anlatan konsept/önermeleri çok etkileyiciydi. Özellikle doğadan yola çıkıp soyutlayarak bir birime ulaşmaları ve bu birimden, yani düzenin başlangıcından çoklu kaosa varmalarını bilmece çözer gibi gözlemleyerek, sanatın "gönül gözünden" tasarımın "akıl gözüne" ulaştık.

Gökhan Çetinkaya, Stream Birincilik ödülünü kazanan Gökhan Çetinkaya tasarımı 'Stream'.

TANSU ULUTansu Çiller Ulu'nun ikincilik ödülüne değer görülen tasarımı

Tolga TuncerTolga Tuncer'in üçüncü gelen tasarımı 'Web'.

"Türkiye'ye, tasarım fikirlerinin çıktığı ülke gözü ile bakılmasını sağlamalıyız" 

Atilla Kuzu: Yarışmaya ilgi oldukça yoğundu ve tabii ki jürinin işi pek kolay olmadı. Genel olarak bakıldığında birçok katılımcının geçen senenin ödüllü tasarımlarının etkisinde kaldığını gözlemledim. Çok farklı ve özgün olup, üretilebilirlik açısından eksik olanlar da vardı. Sonuçta bu tür yarışmalar öğrencilerin yaratıcılıklarını ve meslek pratiklerini geliştirmeleri açısından çok değerli. İlerleyen zamanda tasarım yarışmalarının, özgün fikri dünya pazarında satmak adına neticelerinin çok pozitif yönde olacağını düşünüyorum. Türkiye'ye sadece imalat, montaj yapan değil, tasarım fikirlerinin çıktığı bir ülke gözü ile bakılmasını sağlamalıyız.  

Prof. Ayşegül İzer: Her yarışma, kazanılsın ya da kaybedilsin, yarışanların tümüne çok önemli deneyimler kazandırır. "Doğadan Sanata Sen Tasarla" başlıklı Zeki Yurtbay Tasarım Yarışması, bireysel ya da ekip halinde katılınabilen bir yarışma. Çok ciddi ödüller vererek, gençleri motive ederek, düşünmeye ve tasarlamaya zorlayarak önemli bir misyon üstleniyor.

Hepimiz biliyoruz ki, süreç de sonuç kadar önemlidir. Genç tasarımcıların özellikle ekip kurarak ortak çalışma becerisi kazanmaları, projelerini beraber yürütebilmeleri, karşılaşılan problemlere ortak çözüm üretebilmeleri, kararlar alabilmeleri, yapılan çalışmaları iyileştirerek yüksek kalite ve verime ulaşmaya çalışmaları, sunum hazırlamaları, yarışmada istenenleri eksiksiz olarak yerine getirmeleri onlara çok önemli bir deneyim sağlar.

Zeki Yurtbay Tasarım Yarışması'nın prestijli bir seramik karo tasarım yarışması olduğunu söylemek gerek. Bu yılın katılımcıları geçen yıldan daha fazla. Bu çok sevindirici bir haber. Bunu sağlayan etkenler arasında; Zeki Yurtbay’ın güvenilir bir firma olması, dört yıldır bu yarışmayı istikrarla sürdürerek ödüllü yarışmalar arasında önemli bir konuma sahip olması, jürinin özenli seçimi, şartnameden jüri değerlendirme kriterlerine, sonuçların açıklanmasından ödül törenine ve kazanan işin üretimine kadar şeffaflık ilkesi çerçevesinde hareket edilmesini sayabiliriz.

Yarışmaya katılan projelerin hepsi belli bir seviyenin üzerindeydi. Jürimiz doğru değerlendirmek ve kimsenin hakkını yememek adına yaklaşık dokuz saat çok özverili bir şekilde çalıştı. Yapılan değerlendirmeler ve oylamalar neticesinde birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülleri ile mansiyona değer bulunan üç eşdeğer proje belirlendi. Tüm jüri kararları oy birliği ile alındı. Bir jüri üyesi olarak ödül alanları ve yarışmaya katılanların hepsini yürekten kutlarım. Türkiye’de bu tür yarışmaların artmasını dilerim.

4. Zeki Yurtbay Tasarım Ödülleri hakkında ayrıntılı bilgi için tıklayın.


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
  • Adil baksan 7 yıl önce Birinci olan desen özgün değildir. İspanyol bir firmanın desenini kullanmıştır. Jüri inanılmaz bilinçliymiş ödülü alan ise çok yetenekli (!)
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :