Tago Architects tarafından tasarlanan, 28.800 m² inşaat alanına sahip Roya Nova projesi, Anadolu Yakası’nın yaşam merkezi Ataşehir ile Ümraniye arasında, Finans Merkezi’nin hemen yakınında yer alıyor.
İstanbul merkez ofisinin dışında Tokyo, Bükreş, Kiev ve Dubai’deki ofislerinde Avrupa, Orta Asya ve Uzakdoğu’da projeler üreten Mimar Gökhan Aktan Altuğ önderliğindeki Tago Architects tasarımı, Roya Yapı’ya ait Roya Nova projesi, Anadolu Yakası’nın yaşam merkezi Ataşehir ile Ümraniye arasında, Finans Merkezi’nin yanı başında yükseliyor.
Finans Merkezi’ne 800 metre mesafede, Türkiye’nin en büyük botanik bahçelerinden biri olan Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi’ne ise yürüme mesafesinde olan, ayrıca metro ve otobüs duraklarına yakınlığıyla dikkat çeken 32 katlı Roya Nova projesi, tamamlandığında 28.800 m² inşaat alanında toplam 255 daireyi barındıracak.
.jpg)
Tasarımında işlevselliği modern materyallerle bütünleyen Roya Nova projesi, Tago Architects tarafından bölgedeki yoğun kentsel ortama saygı duyacak şeffaflıkta kurgulanmış. 30 katlı kule, ticari alt kütlenin üzerine konumlanmış iki farklı kütle olarak ifade edilmiş. Plandaki ışık kalitesi, panoramik manzara, servis alanlarının etkin bir şekilde birleştirilmesi ve mevcut kentsel doku ile iletişim, tasarımı şekillendiren temel parametreleri oluşturuyor. Yapının tasarımı kuleyi çevresindeki dokudan dramatik bir şekilde ayırıyor. Böylece, gelecekte bu bölgede yapılacak diğer kuleler için erişilebilir ve sürdürülebilir yaklaşımlara ilham vermesi hedefleniyor.
Tasarımın en önemli noktalarından biri de yapının kendi sınırları içinden çıkılmadan hem sosyal ihtiyaçların, hem de işlerin yürütülebilmesini mümkün kılması olmuş. Bu fonksiyonları karşılama amacıyla sosyal tesis, toplantı salonları, hobi odaları, spor birimleri ve açık alanda toplanma alanları konumlandırılmış. Lobi ve ticari mekanlar kuleyi besleyen ihtiyaçlara hizmet ediyor. Ticari birimlerin desteklediği proje, finans merkezine yakınlığı ile de bir arayüz oluşturuyor.
.jpg)
Roya Nova, ev sahiplerini, kullanmaya vakit bulamayacakları birçok fonksiyonun maddi yükünden koruyan, her anlamda verimli ve kişiselleştirmeye açık bir yaşam alanı oluşturuyor. Bunu sağlayan cephe tasarımı ve net alan kullanımını arttıran iç mekan yaklaşımları bu yaşam alanlarını destekliyor. Barındırdığı 255 adet dairenin güneş enerjisinden maksimum düzeyde faydalanacak şekilde konumlandırıldığı yapı, mimari tasarımı sayesinde insan gücünün minimalize edilmesini amaçlıyor. Projenin mimari tasarımı, tamamen tasarruf ve çevrecilik anlayışına göre özel olarak kurgulanmış.