Akın Nalça Kitapları'nın onikincisi "Sınıraşımı Metinleri: Osmanlı Mekanının Peşinde” yayımlandı. Uğur Tanyeli’nin yazdığı kitap Osmanlı dünyasında fiziksel çevrenin izini sürüyor.
2003 yılından beri tüm tasarım disiplinlerine düşünsel ve kalıcı bir tartışma süreci yaratma hedefiyle üretimde bulunan Akın Nalça Kitapları'nın onikincisi yayımlandı. Ana ilgi eksenini, sadece konu olarak değil, nesne üretimi bağlamında da tasarım olarak belirleyen kitap dizisinin onikincisi, Uğur Tanyeli tarafından yazılan “Sınıraşımı Metinleri: Osmanlı Mekanının Peşinde (15. ve 19. Yüzyıllar)”.
Kitap, Osmanlı Mimarlığı üzerine bugüne kadar yaygın biçimde ziyaret edilmemiş yaklaşımlarla üretilmiş metinleri bir araya getiriyor. Tanyeli çalışmasında, Osmanlı dünyasında mimari çevreyi oluşturan olgulara, ürünlere ve aktörlere yeni, en azından alışılmamış bakışlarla yaklaşmayı amaçlıyor.
Mimarlık tarihi yazımında ezber bozan metinler
Uğur Tanyeli yeni kitabında mimarlık kavrayışını, geçmişte üretilmiş hiçbir şeyin bir diğerinden daha çok veya daha az önemli olmadığı şeklinde tanımlıyor. Tanyeli, yeni kitabının çerçevesini şöyle ortaya koyuyor:
“Bu çalışmada mimarlık kapsamında düşünülmesine en azından alışılmamış kimi konuları tartışmayı deniyorum. Burada gündeme taşınanlar, estetik kaliteleri ve tarihsel önemleri bağlamında parlatılmasına pek uğraşılmamış mimarlık ürünleri, meseleleri ve olguları. Hatta, bazıları Türkiye’de Osmanlı mimarlığının tarihini yazmaya ilişkin alışkanlıklarla çelişiyorlar. Hangi alışkanlıklarla ve nasıl çeliştiklerini her bölümün başlangıcında yer alan ve sorunu anlatan birer açıklamayla ortaya koymaya uğraştım. Kitap, her birinin ilk kesimi kuramsal açıklama, ikinci kesimiyse tarihsel sorgulama niteliğinde ikili düzenlenmiş onbeş ayrı bölümden oluşuyor.”
Kitapta ele alınan konular arasında, Batılılaşma öncesinde Avrupa ile mimari ilişkiler, İstanbul’da yapı sektöründe çalışanların etnik çoğulluğu, mekanik saat kullanımının Osmanlı’daki etkileri, Osmanlı yüzer köprüleri, Türkiye’de ocak kullanımı, askeri mimarlık elkitaplarının doğuşu, Topkapı Sarayı Hazine Dairesi gibi ilginç başlıklar var.
Daha önce yayımlanan Akın Nalça kitaplarında olduğu gibi “Sınıraşımı Metinleri: Osmanlı Mekanının Peşinde”nin tasarımı da içerik ve tasarım arasında güçlü ve gerilimli bir ilişki kuran Bülent Erkmen üstleniyor. Erkmen, kitapta ele alınan konulara ilişkin görsel malzemeyi, alışılagelenin aksine, metnin içine yerleştirmeyerek çarpıcı ve radikal bir tasarım kararı veriyor. Görseller, içerikte söz konusu edildikleri yerde sayfalar arasında, ama metinden bağımsız yapraklar halinde yerleşiyorlar.
Akın Nalça Kitapları hakkında:
Mekan ve sergileme tasarımı konusunda hizmet veren Terminal'in kurucusu Akın Nalça'nın 2003 yılında başlattığı yayın projesi, bugüne kadar pek çok ezberbozan ürüne imza attı. Akın Nalça Kitapları'nın ilki, 2003 yılında yayımlanan, Bülent Tanju'nun kaleme aldığı "Mimarlıkta Sıfır Noktasını Aramak? Han Tümertekin'in Yapıları-Yaptıkları Üzerinden Mimarlık Okumaları" adlı çalışma olmuştu. Onu, Uğur Tanyeli'nin yazdığı "İstanbul 1900-2000: Konutu ve Modernleşmeyi Metropolden Okumak", Faruk Ulay'ın "Sürekli Bir Yenilginin Gölgesinde: Grafik Tasarım Manifestosu", Celal Üster'in derlediği tasarım üstüne 600'ü aşkın özdeyişten oluşan "Tasarımın Özüsözü", "Tereddüt ve Tekerrür: Mimarlık ve Kent Üzerine Metinler 1873-1960", "Türkiye'nin Görsellik Tarihine Giriş: İstanbul'u Resmetmek" ve Alev Erkmen'in "Geç Osmanlı Dünyasında Mimarlık ve Hafıza: Arşiv, Jübile, Abide" ve "Kitap Nesnesi Nesne Olarak Kitap" ile tasarımını ve editörlüğünü Bülent Erkmen’in üstlendiği “Yazmak Düşünceyi Yapılandırır” takip etti.