Wangan Studio, “Ara Güler Müzesi + Leica Showroom + Monochrome Brasserie” projesi ile ‘Red Dot: Best of the Best Interior Design’ ödülüne layık görüldü.
Wangan Studio, “Ara Güler Müzesi + Leica Showroom + Monochrome Brasserie” projesi ile dünyanın en prestijli tasarım ödüllerden biri olan “Red Dot Design Awards"ın en üst seviyedeki ödülü olan ‘Red Dot: Best of the Best Interior Design’ ödülüne layık görülerek, iç mimari bir proje ile ‘Red Dot: Best of the Best’ ödülüne sahip olan Türkiye’deki ilk tasarım ofisi oldu.
19 Haziran’da Almanya’nın Essen kentinde bulunan, Alvar Aalto imzalı Aalto Theater ve Red Dot Design Museum’da gerçekleşen Red Dot Gala’da Wangan Studio, Ferrari, Bulgari, Sony gibi dünya devleri ile birlikte ‘Red Dot: Best of the Best’ ödülünün sahibi oldu. Wangan Studio adına kurucu ortakları, Kerem Özerler, Kutay Yorulmaz ve Mert Can Uzyıldırım ödülü almak üzere sahnedeydi.
Ara Güler Müzesi, Leica Showroom ve Monochrome Brasserie projesi, İstanbul Karaköy Vapur İskelesi ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Fındıklı Kampüsü arasındaki 1,2 kilometrelik sahil şeridinde yer alan destinasyon projesi Galataport’un önemli meydanlarından birinde yer alıyor. Deneyim ve iç mimari tasarımı Wangan tarafından yapılan AGLM projesi, şehrin yeni kültür-sanat merkezi olması planlanan Galataport’un en önemli projelerinden biri.
Bir müze, kafe ve fotoğraf makinesi mağazasının 435 metrekarelik alanda birlikte çalışması gibi zorlu bir tasarım ihtiyacına yanıt arayan Wangan’ın projedeki ana tasarım kararı, bu farklı fonksiyonları ayrı ayrı ele almak yerine, deneyim hikâyesini markaların ortak noktaları üzerine kurgulamak oldu. Mekânın ortasına üç boyutlu ahşap bir desenle kaplanarak yerleştirilen ve Monochrome’un mutfak alanını içinde barındıran ana kütle, üç markanın ortak noktası olan fotoğrafçılığın ve fotoğraf makinesinin temel öğelerinden olan diyafram açıklığının (apertür) geleneksel formundan esinlenilerek tasarlandı. Yüzeyinde Leica’nın vitrin ünitelerinin ve Ara Güler Müzesi’ne ait sergileme yüzeylerinin yer aldığı bu kütle, üç boyutlu yapısı sayesinde üzerinde yaratılan ışık oyunlarıyla mekanın içinde olduğu kadar dışından da dikkat çekerek projenin en baskın öğelerinden biri haline geliyor.
Yapısal olarak iç içe olsalar da mekânlar arasındaki farkı, iddialı ve kontrast bir duruş ile ifade etmek isteyen stüdyo, Ara Güler Müzesi’ne ait alanlarda, siyah-beyaz tonları doğal taş ve metal gibi sert malzemeleri keskin hatlarla kullanırken Monochrome’a ait alanlarda, sıcak ışık tonları ve ahşap gibi malzemeleri yuvarlatılmış hatlarla kullanıyor.
“Birbirinden konsept olarak çok farklı üç mekânı birleştirmek için mekanın merkezinde sıra dışı bir çözüm kullanılıyor. Bu kütle, estetik ve kalite açısından bir Leica kamera lensinin üç boyutlu harika bir temsili. Farklı fonksiyonların kendine özgü tavan ve zemin tasarımları, genel atmosferin görsel netliğine katkıda bulunuyor.” Red Dot Awards Jürisi
Ara Güler Müzesi - Leica Showroom - Monochrome Brasserie
İşveren: Doğuş Hospitality & Retail
Tasarım: Wangan Studio
Yıl: 2021
Lokasyon: İstanbul, Türkiye
Alan: 435 m²
Aydınlatma Tasarımı: Planlux
Akustik Danışman: Karakutu Elektroakustik
Fotoğraflar: Emre Dörter
*
Ara Güler Hakkında
Foto muhabirliği ve fotoğraf sanatının ulusal ve uluslararası alanda ün kazanmış en önemli temsilcisi olan Ara Güler, 1928 yılında İstanbul’da doğdu. Çocukluk yıllarında sinemadan çok etkilenen Ara Güler, lisedeyken film stüdyolarında çalıştı. 1951 yılında Getronagan Lisesi’nden mezun oldu. Muhsin Ertuğrul’dan tiyatro ve oyunculuk eğitimi aldı. Rejisör veya oyun yazarı olmak isteyen Ara Güler’in, bu yıllarda bazı edebiyat dergilerinde ve gazetelerde Türkçe ve Ermenice öyküleri yayımlandı. Lise eğitiminin ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne devam etti. Ancak foto muhabiri olmaya karar vermesi nedeniyle üniversiteyi yarıda bırakıp askerlik hizmetini yerine getirdi. Gazetecilik yaşamına 1950’de Yeni İstanbul gazetesinde başlayarak,1956’da Time ve Life, 1958’de Paris Match ve Stern dergilerinin foto muhabirliğini üstlendi. Aynı dönemlerde Magnum Photos fotoğraflarının uluslararası dağıtımına başladı. Nuh’un Gemisi röportajını yaptı ve bu fotoğraflar Magnum Photos tarafından 100’ün üzerinde yayına dağıtıldı. Yine bu yıllarda Nemrut Dağı röportajını yaptı ve tüm dünya Nemrut Dağı’nı onun fotoğrafları ile tanıdı. Bir diğer önemli röportajı Aphrodisias ile de unutulmuş bu antik kentin yeniden keşfedilmesini ve dünyaca tanınmasını sağladı. 1961 yılına kadar Hayat dergisinde fotoğraf bölümü şefi olarak çalıştı. 1961’de, İngiltere’de yayımlanan British Journal of Photography Yearbook, onu dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. Aynı yıl Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği’ne (ASMP) kabul edildi ve bu kuruluşun Türkiye’den tek üyesi oldu. 1962 yılında Leica dergisi onu “Master of Leica” başlığıyla duyurdu ve fotoğraf dünyasının o dönemki en önemli yayınlarından biri olan Camera dergisinde geniş bir portfolyosu yayınlandı. Lord Kinross’un 1971’de basılan Hagia Sophia kitabının bazı fotoğraflarını çekti. Skira Yayınevi tarafından Picasso’nun 90’ıncı yaş günü için hazırlanan Picasso Métamorphose et Unité adlı kitabının kapak fotoğrafı onundu. 1974’de Amerika Birleşik Devletleri’ne davet edildi ve birçok ünlü Amerikalı’nın fotoğrafını çektikten sonra Yaratıcı Amerikalılar adlı sergisini dünyanın birçok kentinde sergiledi. Yine aynı yıllarda Yavuz Zırhlısı’nın sökülmesini konu alan deneysel bir belgesel filmi olan Kahramanın Sonu’nu çekmeye başladı. Sanat, sanat tarihi, arkeoloji ve mimari konularındaki fotoğrafları Time, Life, Horizon, Newsweek ve Skira Yayınevi tarafından yayınlarında kullanıldı. 1989’dan başlayarak Endonezya, Malezya ve Brunei’deki “Day and the Life of...” programına dünyanın en ünlü fotoğrafçılarıyla birlikte katıldı. Uzun yıllar üzerinde çalıştığı Sinan, Living in Turkey, Turkish Style gibi kitapları Amerika, İngiltere, Fransa ve Singapur’da önemli yayınevleri tarafından basıldı. 2002 yılında Fransız hükümeti tarafından “Légion d'honneur, Officier des Arts et des Lettres”, 2009 yılında Paris Belediyesi tarafından “La Médaille de la Ville de Paris” unvanları verildi. 2005 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü, 2008 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Hizmet Ödülü, 2009 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Üstün Hizmet Ödülü, 2009 yılında ABD’de Lucie Awards Yaşam Boyu Onur Ödülü ve 2011 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü’ne layık görüldü. 2004 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi’nden, 2013 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden, 2014 yılında da Boğaziçi Üniversitesi’nden “Fahri Doktor” unvanı aldı. Bertrand Russell, Yaşar Kemal, Pablo Picasso, Füreya Koral, Salvador Dali ve Fikret Mualla gibi birçok ünlü kişinin fotoğrafını çekti ve onlarla röportajlar yaptı. İstanbul ile özdeşleşen fotoğraflarının yanında Türkiye ve dünyanın farklı coğrafyalarını fotoğrafladı. 2016 yılında Doğuş Grubu ile yapmış olduğu iş birliği çerçevesinde Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi hayata geçti. 90’ıncı yaş günü olan 16 Ağustos 2018’de Ara Güler Müzesi kapılarını ziyaretçilere açtı.Ara Güler Müzesi, Ara Güler’in çok yönlü sanatçı kimliğini, ilham veren yaşamını ve değerli arşivini geniş kitlelerle buluşturmayı amaçlamaktadır. Yurtiçi ve yurtdışı sergiler, yayınlar, etkinlikler ve iş birlikleri ile fotoğraf sanatının görsel, duygusal ve sosyal etkisini öne çıkartmayı ve yaygınlaştırmayı hedeflemektedir. Ara Güler Müzesi, 2022 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Müze statüsüne geçmiştir. Ara Güler, 17 Ekim 2018’de 90 yaşında İstanbul’da hayata gözlerini yumdu.
Red Dot Gala
"Red Dot Design Awards", her yıl 60'a yakın ülkeden 20.000'in üzerinde tasarımın katılım gösterdiği, olağanüstü yeniliklerin ve alanında en önde gelen projelerin ödüllendirildiği bir etkinliktir. “Best of the Best” kategorisi, Red Dot Awards’un en üst seviyedeki ödülü olup, tasarımın tüm yönlerinde öne çıkan seçkin projelere ayrılmıştır.