Eski Ali Sami Yen Stadyumu arazisi üzerinde devam etmekte olan Torun Center'da 6 Eylül 2014 Cumartesi gecesi yaşanan ve 10 işçinin yaşamını yitirmesine neden olan asansör faciasının ardından yaptığı basın açıkamasında; kamu denetimini, işçi sağlığı ve iş güvenliğini yok sayan anlayışı kınayan TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi, "rant tutkusu nedeniyle gerçekleşen bu 'iş cinayeti' ve 'hukuk katliamı'nın sorumluları hakkındaki soruşturmaların bir an önce tamamlanmasını istedi.
Oda'dan yapılan 07 Eylül 2014 tarihli açıklamanın tam metni şöyle:
"Dönemin TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar tarafından; Ali Sami Yen Stadı'nın yerinde, İstanbul'a mimari zenginlik katacağı ve trafiği rahatlatacağı iddialarıyla, prestij yapısı olarak tanıtılan Torun Center'da 6 Eylül 2014 tarihinde on yurttaşımız daha iş kazasında hayatini kaybetmiştir.
İş cinayetinde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygıyla anıyor, ailelerine, emekçilere ve toplumuza başsağlığı diliyoruz.
Şimdiki meşruiyet sorunlu Cumhurbaşkanı ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla, planda "Açık Spor Alanı" ve bölgede yaşayan yurttaşların depremde sığınabilecekleri tek boş alan olan Ali Sami Yen Stadı yüksek yoğunluklu yapılaşmaya açılmıştır. Torun Center için 2010 yılında TOKİ tarafından hazırlanan plan tadilatının, hukuka aykırı olduğu ve telafisi olanaksız zararlara sebep olacağı mahkemelerce tespit edilmesine karşın idare, yapılan değişiklikler yoluyla bu davaları konusuz bırakmış ve ruhsatı onaylanan yapının inşaatı başlatılmıştır.
Gelir paylaşımı yöntemiyle ihale edilen yapıda; hem TOKİ'nin hem de inşaatı üstlenen Torunlar GYO'nun "kâr hırsı" ve "işçi sağlığı iş güvenliği" için gerekli tedbirleri almaması, işçilerimizin hayatini kaybetmesine sebep olmuştur. Yapının bir an önce tamamlanarak; satışından elde edilecek gelirin paylaşılmasının "kamu yararı" olarak görüldüğü ve Haziran ayında İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından inşaatta faaliyetin geceleri de sürmesine izin verildiği ise yaşanan bu cinayetle ortaya çıkmıştır.
Kamu denetimini, işçi sağlığı ve iş güvenliğini yok sayan anlayış; sermayenin azami kâr hırsı, özelleştirme, sendikasızlaştırma, taşeronlaştırma ve çalışanlar aleyhine oluşturulan politikalar; güvenlikle ilgili yapılması gereken harcamaların gereksiz masraf olarak görülmesi; ülkemizde bugüne kadar pek çok çalışanın hayatına mal olmuş ve olmaya devam etmektedir.
Yaşanan kazalarda hayatini kaybeden işçilerimiz; iktidarın "sektörün doğasında iş kazalarının var olduğu" söylemiyle unutturulmaktadır. Son olarak Mayıs ayında üç yüzden fazla yurttaşımızın can verdiği kazanın ardından iktidar işçi sağlığı ve güvenliği konusundaki çözüm önerilerini reddetmiş, sorumlular ve çalışma koşulları hakkında araştırmaya bile tahammül edememiş ve gerekli yasal düzenlemeleri bir an önce yapmak yerine özelleştirme ve taşeronlaştırma politikalarına hız vermiştir. Bu kapsamda hazırlanan ve TBMM gündeminde bulunan çalışma alanındaki sorunları daha da büyütecek, emekçilerin yaşamını sermayenin inisiyatifine terk eden ve iş kazalarını artıracak "Torba Yasa" geri çekilmelidir.
İş cinayetlerine kurban edilen tüm emekçilerimizi bir kez daha saygı ile anıyor, İktidar ve ortaklarının "rant tutkusu" nedeniyle gerçekleşen bu "iş cinayeti" ve hukuk katliamı" sorumluları hakkında soruşturmaların bir an önce tamamlanmasını ve hesap vermelerini bekliyoruz."
*
"İş kanununa aykırı bir durum söz konusu değil"
Kazanın yaşandığı Torun Center'ın inşaatını gerçekleştiren Torunlar GYO şirketi ise, 7 Eylül'de yaptığı basın açıklamasında, iş güvenliğine dair suçlamaları reddederek; bahse konu asansörlerin, TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nın muayene kuruluşu olarak yetkilendirdiği kişiler tarafından 30.05.2014 tarihinde kontrol edildiğini ve mevzuata aykırı bir durum tespit edilmediğini savundu. Açıklamada ayrıca, fazla mesai, eğitimsiz işçi çalıştırılması gibi iş kanunu hükümlrine aykırı uygulamaların söz konusu olmadığı belirtildi.
Torunlar GYO'dan yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Şirketimizin şantiyesi gibi şantiyelerde inşaatın yapım aşamasında insan ve yük taşınması amacıyla asansörler kullanılmaktadır. Şantiyelerde yük ve insan taşımak maksadı ile kullanılan asansörler, kullanım süresi geçici olduğu için genellikle kiralama suretiyle temin edilmektedir. Şirketimiz, özellikle şantiyelerde insan ve yük taşıma amacıyla kullanılan asansörleri ithal ederek kiralayan şirketlerden biri olan GEDA MAJOR LTD. ŞTİ. ile insan ve yük taşıma asansörü kiralama sözleşmesi imzalamıştır.
Elim kazaya sebep olan asansörün kaldırma kapasitesi 2 bin 700 kg / 28 personeldir. Asansör teknik özellikleri itibari ile aşırı yük koruma tertibatına sahiptir, bir başka ifade ile kapasitesinin üzerinde bir yükleme yapıldığında çalışmamaktadır.
GEDA MAJOR LTD. ŞTİ. ile yapılan sözleşmeye göre; asansörün montajı ve şantiye sahasında fen ve sanat kurallarına uygun şekilde eksiksiz, kusursuz ve özürsüz bir şekilde her türlü güvenlik tedbirleri alınmak suretiyle mükemmel bir şekilde çalışmaya hazır bir vaziyette bulundurması gerekmektedir. Yine sözleşmeye göre asansörlerin daha önce bir başka gerçek ya da tüzel kişiye kiralanmamış olması gerekmektedir. Asansörler anılan bu sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde kiralayan şirket tarafından şantiyeye getirilmiş ve montajı tamamlanmıştır. Asansörde meydana gelebilecek arızaların anında giderilmesi ve gerekli bakım hizmetlerinin zamanında ve gereği gibi yapılmasını sağlamak üzere kiralayan şirket tarafından şantiyede her gün ve tam zamanlı olarak iki uzman personel görevlendirilmiştir. Bu uzman personeller bugüne kadar arızalara müdahale etmiş ve asansörlerin bakım ve onarımlarını gerçekleştirmiştir. Ayrıca asansörlerin tabi olduğu yönetmelik çerçevesince asansörü kiralayan şirketin dışında TMMOB Makine Mühendisleri Odası tarafından muayene kuruluşu olarak yetkilendiren kişiler tarafından bahse konu asansörler 30.05.2014 tarihinde kontrol edilmiş ve mevzuata aykırı herhangi bir durum tespit edilmemiştir.
İşçilerin herhangi bir şekilde iş güvenliği eğitimine tabi tutulmadan çalıştırıldığına yönelik iddialar ileri sürülmektedir. Bu iddiaların şirketimiz bakımından geçerliliği yoktur. Şantiyede çalışmaya başlayan bütün elemanlar, istisnasız iş güvenliği eğitimi almakta ve bu eğitimde başarılı olanlar iş başı yaptırılmaktadır. Eğitimsiz işçi çalıştırılması söz konusu değildir.
İş kanunu hükümleri çerçevesince günlük, haftalık, aylık ve yıllık toplam çalışma sürelerine kesinlikle riayet edilmektedir. İşin niteliği gereği tamamlanması gereken işler, iş kanunun izin verdiği ölçüde fazla mesai ücreti yasada emredilen şekilde ödenmek suretiyle –ihtiyaç duyulduğunda- fazla mesai yaptırılarak tamamlanmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından alınan bir karar ile hafta sonu ve bayram tatillerinde akşam 19.00'dan sonra çalışılması çevrenin rahatsız edilmemesi maksadıyla engellenmiştir. Şirketimiz, şantiyede Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından öngörülen kurallara uygun davranılması konusunda talimat vermiştir. Elim kazanın olduğu esnada şantiyede topyekun çalışma söz konusu değildir. Bazı taşeronlar bir sonraki gün yapılacak çalışmaya esas olmak üzere birkaç personeliyle temizlik ve ön hazırlık çalışmaları yaptıkları düşünülmektedir. Soruşturma evresinde bu konunun netlik kazanacağını tahmin edilmektedir."