İstanbul Modern'de Mimarlık Kültürü Yolculuğu Başladı

mimarizm.com / 26 Mart 2015


VitrA ve Türk Serbest Mimarlar Derneği'nin işbirliğiyle gerçekleştirilen VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi'nin dördüncü sergisi, bugün (26 Mart 2015) İstanbul Modern'de ziyarete açılıyor.

VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi Sunar: Dikkat! Kaygan Zemin adlı sergi; mimarlık kültürünün ne olduğunu, nasıl yaratıldığını ve bu kültüre dair kabul gören söylemlerin, davranışların dışında neler olduğunu sorguluyor. Bu bakış açısıyla mimarlık kültürüne dair ritüellerin, sembollerin neler olduğunu, mimarlıkta kültürün nasıl yaratıldığını ve yeni var olma biçimlerini ortaya koyuyor.



Küratörlüğünü Yelta Köm 'ün üstlendiği sergi, kültür olgusunu mimarlık üzerinden inceleyerek geleceğe dair bir sorgulama ortamı sunuyor. Bunlardan yola çıkarak "Bugünün kültür dünyasında mimarlar nasıl pozisyon alır?" "Mimarlar kültür üretiminin nasıl bir parçası olur?" "Mimarlığa ve mimarlara dair olan bu kapalı hal nasıl aşılır, nasıl çözülebilir?" gibi sorulara yanıt arıyor.

Bir kültür peyzajı gibi tasarlanan sergi; tek bir konuya sabitlenmeyen, herkesin rahatça vakit geçirebileceği bir deneyim alanı yaratarak, ziyaretçileri mimarlık kültürü hakkında bir yolculuğa çıkarıyor. Bu alanın bir parçası olarak kurgulanan salon konuşması ve atölye çalışmaları ise sergiyi besleyen unsurlar olarak ortaya çıkıyor.


Mimarlık kültürü hakkında bir yolculuk

Sergiyle ilgili konuşan İntema Genel Müdürü Eser Ersoy, "2011 yılında Türk Serbest Mimarlar Derneği ile başlattığımız, VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi farklı platformlar üzerinden 360° bakış yakalamaya çalışan bir proje... VitrA olarak, kendi içinde sürekliliğe sahip olan bir projeyi 4 senedir devam ettirmekten dolayı mutluyuz. Tüm yıla yayılan etkinlikler ve yeni yaklaşımlarla derinlemesine incelediğimiz proje kapsamında, bu sene Yelta Köm ile çalışarak ‘Dikkat! Kaygan Zemin' sergisini hayata geçirdik. Yaşamın pek çok alanını etkileyen ‘kültür' konusunu ‘mimarlık' üzerinden irdeleyen serginin; küratörümüzün genç ve dinamik bakış açısıyla, değindiği konu üzerinde bir sorgulama ortamı sunacağına ve farklı projelere ilham vereceğine inanıyoruz." dedi.

Serginin küratörü Yelta Köm, "Sergi, ziyaretçileri mimarlık kültürü hakkında bir yolculuğa çağırıyor. Çeşitli yaklaşımları harmanlayarak arındırmayan, merak uyandıran, tedirgin bir kurguya yaslanan sergi, bir yandan mimarlık kültürünün kanıksanmış inanç ve durumlarını gösterirken, diğer yandan yeni yaklaşımlardan bir seçki sunuyor." şeklinde konuştu.



Türk Serbest Mimarlar Derneği adına projenin danışma kurulunda yer alan Yeşim Hatırlı ise şunları söyledi: "Dernek olarak, VitrA ile Türkiye'deki mimarlık ortamında eksikliği duyulan konuları sektörün ve kamuoyunun gündemine taşımak, tartışmak ve farklı çalışmalar için zemin oluşturmak amacıyla bir araya geldik ve uzun soluklu bir projeye imza attık. Proje, bu kapsamda sınırlı kalmayıp, her yıl konu özelinde, öğrenci atölyeleri ve gezi gibi farklı etkinliklerle zenginleşerek tüm yıla yayılıyor. Profesyonel, akademik ve popüler ortamlarda mimarlık kültürüne katkıda bulunan çokboyutlu projenin, herkes için yol gösterici olmasını diliyorum."


Sergilenen işler hakkında...

Sergi birbirine geçen ve sınırları muğlaklaşan eksenler üzerinden kuruluyor. Serginin girişinden itibaren izleyiciye eşlik eden mimarlık kültürüne dair sembol ve ritüeller, bir temizlik makinesi gibi çalışan kültürün arındırdığı, tektipleştirdiği obje ve durumları gösteriyor. Mimarlık kültürünün aktörleri, bu bölümde mimarlık yayınları, mimar kalemleri, defterleri gibi farklı formlarda yer alıyor.

Katılımcı ekiplerden DEPURati, mimarlık kültürünün köklerine iniyor. Sergi alanına kurdukları Babil Kulesi ile mimarlık kültürünün mitlerine dair farklı bir okuma sunuyor. Üzerinde çeşitli notların yazılı olduğu onlarca tuğladan oluşan Babil'in Ötesi adlı iş, ziyaretçileri edimsel bir deneyim için provoke ediyor.



Tavanda imitate, sağda Babil'in Ötesi görülüyor.


Epitome {collaborative network} ekibi, imitate adlı işiyle, mimarların mekânlara dikte ettiğine inandığı kararları sorguluyor. Kullanıcı ve çevresiyle kurduğu ilişkilerle dönüşen, kendi kimliğini oluşturan ve kinetik bir obje olan çalışma, ziyaretçiyle etkileşimli bir ilişki kurarken, "Mekânları kim dönüştürüyor?" sorusunu sorduruyor.

*

Sayılarla Boyama adlı işleriyle kültürün nasıl şekillendiğini araştıran Günce Eşingen ve Gökhan Kınayoğlu, sergi duvarında bir araya gelen yüzlerce tanımsız parçanın, parçalar üzerindeki sayıların kılavuzluğunda renklendirilmesiyle ifade bulan bir kolaj sergiliyor. Bu kolaj, ziyaretçilerin etkin katılımıyla sürekli biçimleniyor.


*

Mimarlık pratiğinin öncesi üzerine kafa yoran Hayrettin Günç, ofisinde çalışan bir mimarın, kendisinden talep edilmediğinde tek başına nasıl yeni bir işe başlayabileceğini ve kentlilerle nasıl ortaklık kurabileceğini sorguluyor. kooperatif ismindeki etkileşimli yerleştirme, kentliler ve profesyoneller arasında fiziksel bir arayüz oluşturuyor. Kentsel mekânda yeni tip projelerin nasıl uygulanabileceğine dair bir deney sunuyor.

*


vgpd ekibi, Translateks isimli işiyle; mimarlık alanından çıkıp, cinsiyet, beden, antropoloji ve sanat ekseninde bir üretim gerçekleştiriyor. Transgender pratiklerini ve beden değişimini ele alan yerleştirme, lateks malzeme, video ve sesle birçok alanın arasında kayan, cinsiyete ve bedene dair bir sergileme yapıyor.


*

H. Cenk Dereli, mimarlık kültürünün popüler kültürle ilişkisini sinema üzerinden yorumlayan ... size mimar diyebilir miyim? adlı çalışmasıyla; Türkiye popüler sinemasındaki zengin-fakir sınıfsal ayrımını, yasal-yasa dışı hukuksal ayrışmaları, kentli-yeni kentli çatışmalarını, mimarlık ve kent ekseninde yeniden ürettiği posterlerde anlatıyor.


*

Damjan Jovanovic'in Diğer Yöntem – Birinci Şahıs Tasarım Ortamı adlı işi, sanal bir gerçeklik içinde, bilgisayar oyunlarından referans alarak kurgulanmış bir yazılım. Ziyaretçilere "Mimar kim?" sorusunu sorduran iş, değiştirilebilen bir mekânsal deneyim sunuyor.


*


Dikkat! Kaygan Zemin sergisi, çeşitli yaklaşımları harmanlayarak arındırmayan, merak uyandıran, tedirgin bir kurguya yaslanıyor. Bir yandan mimarlık kültürünün kanıksanmış inanç ve durumlarını gösterirken, diğer yandan yeni yaklaşımlardan bir seçki sunuyor. İçinde zaman geçirilen bir deneyim alanı olarak tasarlanan sergi mekânı, sergiyi besleyen salon konuşmalarına da ev sahipliği yapıyor. Sergi mekânında fiziksel olarak yer alan konuşmalar, serginin çevrimiçi bloğunu ve tartışmanın katmanlarını zenginleştiriyor.



VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi Sunar: DİKKAT! KAYGAN ZEMİN Mimarlık Kültürü Üzerine Bir Sergi, 31 Mayıs'a kadar İstanbul Modern Sanat Müzesi'nde izlenebilecek.


İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :