"The Collectivity Project", ünlü mimarlar ve kentlilerin birlikte tasarladığı kolektif bir "Lego Kenti" kurguluyor.
Olafur Eliasson'un yeni enstalasyonu "The Collectivity Project", yaklaşık 1800 kilogram ağırlığına ulaşan beyaz Lego parçalarından oluşan bir şehir kurgusu. Eliasson'un davet ettiği 10 mimarlık ofisi lego parçalarıyla hayali mekanlar inşa ederek kolektif olarak ilerleyecek bu projenin başlangıcını yapıyor.
Manhattan'da parka dönüştürülen eski bir demiryolu olan High Line'da yer alan yerleştirme, kent planlamasını insan ölçeğine indirerek halkın katılımını teşvik ediyor. Ziyaretçilerin mimarların tasarımlarına yaptığı müdahaleleriyle sürekli bir değişim içerisinde olması amaçlanan sergi, beton ve çelik kulelerden oluşan günümüz katı kent gelişimine karşı kolektif üretim yaklaşımıyla alternatif bir duruş sergiliyor.
Soldan sağa: OMA , Steven Holl Architects, Selldorf Architects ve Diller Scofidio + Renfro
Yerleştirmede, OMA yükseldikçe hantallaşan asimetrik bir kule tasarlarken, Steven Holl'ün tasarımı orta yükseklikte kompakt bir yapı oluyor.
Soldan sağa: James Corner Field Operations, Renzo Piano Building Workshop, BIG
SHoP'un incecik gökdeleninin yanında James Corner Field Operations'a ait Baobab ağacına benzer bir strüktür yer alıyor. Renzo Piano beyaz lego parçalarını bir uzak doğu tapınağına dönüştürürken, BIG şehrin siluetinde sivri uçlu bir kuleyle yer almayı tercih ediyor.
Projede yer alan mimarlık ofisleri;
BIG
David M Schwarz Architects
Diller Scofidio + Renfro
James Corner Field Operations
Renzo Piano Building Workshop
Robert A.M. Stern Architects
Selldorf Architects
SHoP
Steven Holl Architects ve
OMA New York
Sergi, bu keyifli deneyimin bir parçası olmak isteyen kentliler için 30 Eylül 2015'e kadar ziyaret edilebiliyor olacak.
Bu haber, dezeen.com'dan derlenmiştir.