"Londra: Metropol ve Mimarlık" Sergisi, Ross Lovegrove'un Katılımı ile Santralistanbul'da Açıldı
mimarizm.com / E. Seda KAYIM
/ 15 Ekim 2009
Bilgi Üniversitesi Mimarlık Yüksek Lisans Programıdahilindeki zorunlu "Dünya Kentleri" dersinin Londra gezisi, bir sergi ve kitap olarak meyvelerini verdi. VitrA'nın desteğiyle gerçekleştirilen "Mimari Keşif" serisinin ikinci ayağı olan etkinliğin açılışına ise sürpriz bir isim, İngiliz tasarımcı Ross Lovegrove katıldı.
Programın akademik kadrosu, atölye yöneticileri ve öğrencilerinin katıldığı Londra gezisi, gezi sırasında onlara eşlik eden mimar ve fotoğraf sanatçısı Cemal Emden'in objektifine takılan görüntülerden oluşan bir sergi ile görücüye çıktı. Geçtiğimiz sene Viyana ve Chicago gezilerinin son ürünü olarak ilk kez düzenlenen "Mimari Keşif" serisinin 2008 Londra ayağı, Prof. Dr. İhsan Bilgin küratörlüğündeki "Londra: Metropol ve Mimarlık" sergisine paralel olarak yayınlanan bir de kitap ile belgelendi.
Serginin açılışı öncesinde düzenlenen panelde söz alan Bilgi Üniversitesi'nin yeni rektörü Prof. Dr. Halil Güven, bir önceki sergiden büyük keyif aldığını dile getirdiği konuşmasında, yeni serginin de çok başarılı olacağına inandığını belirtti.
Panelin sürprizi ise, Güven'in ardından kürsüye gelen dünyaca ünlü İngiliz tasarımcı Ross Lovegrove oldu. Bir süredir VitrA ile çalışan ve kuruluşun davetlisi Türkiye'de bulunan Lovegrove, tamamen şans eseri haber aldığı etkinliğe katılmak ve üniversitenin projelerine verdiği desteği göstermek üzere gezisini bir gün uzattığını dile getirdi.
"Evim Londra'da ama orada yaşamıyorum"
Ross Lovegrove, "Londra hakkında konuşması gereken doğru insan ben miyim, emin değilim" diyerek başladığı konuşmasında, evinin Londra'da konumlanıyor olmasına rağmen bu şehirde yaşadığını söyleyemeyeceğini belirtti. Londra kentleşmesi hakkındaki görüşlerini panelin izleyicileri ile paylaşan Lovegrove, para akışının muazzam olduğunu ve mimarlık üretimi açısından inanılmaz bir yer oluşturduğunu söylediği Londra'ya Sir Norman Foster'ın katkılarının da yadsınamayacağını hatırlattı. Southbank kentsel dönüşümüne, Thames Nehri kıyısındaki çevre geliştirme projelerine değinen Lovegrove, Londra'nın organik bir şekilde büyüdüğünü ve kimsenin kafasına estiği gibi "çok fazla" inşa etmediğini aktardı.
Tüm bunlara rağmen Londra'nın henüz çok işi olduğunu da söyleyen tasarımcı, kentin girişlerinin, yani uluslararası terminallerden şehre inildiğinde gözlemlenenlerin içler acısı çevreler olduğunu vurguladı. Lovegrove, kent hakkındaki tüm olumsuzlukların bertaraf edilmesi için 2012 Londra Olimpiyatları'nın da yeni ve iyi bir fırsat oluşturabileceğini sözlerine ekledi.
"Farklılığı algılamak için en verimli yer, Londra"
Konuşmasında dünya üzerinde Tokyo, Hong Kong gibi kentler dışında gerçek anlamıyla özgürce inşa edilemediğine inandığını belirten Lovegrove, Londra'da yalnızca yer altında değil yer üstünde yer almaktan da keyif alındığının altını çizdi. Örnek olarak ise kişisel bir anekdotuna yer veren ve Anish Kapoor ile Cecil Balmond'un TATE Modern için yaptıkları yerleştirmeden bahseden Lovegrove, şunları ekledi: "Böyle şeyleri Londra'dan başka bir yerde göremezsiniz. Burası, araştırmak ve farklılığı algılamak için en verimli yer."
Lovegrove, sergi hakkındaki görüşlerini de izleyicilerle paylaşarak, yabancı birinin gözünden kişinin kendi şehrini gözlemlemesinin, yaşadığı kente taze bir bakış atmasını sağladığını belirtti.
İhsan Bilgin, Can Çinici, Murat Güvenç, Tansel Korkmaz ve Nevzat Sayın'ın katılımıyla gerçekleştirilen panelin ardından açılan "Londra: Metropol ve Mimarlık" sergisi, Pazartesi günleri hariç her gün, 10:00-20:00 saatleri arasında Santralistanbul Galeri 1'de izlenebilir.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın