'Rusya’da Müteahhitlik Hizmetleri ve Türk Yapı Sektörüne Genel Bakış'
yapi.com.tr / Mesut TUFAN
/ 23 Şubat 2011
Türk yapı sektörünün ve bölgenin en büyük fuarı '34. Uluslararası Yapı Fuarı-Turkeybuild İstanbul', 'Konuk Ülke Rusya Projesi' kapsamında düzenlediği toplantılarla Türk ve Rus yatırımcıları konunun ilgilileriyle bir araya getirmeye devam ediyor. Yapı-Endüstri Merkezi'nin (YEM) Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) / Türk- Rus İş Konseyi ile birlikte düzenlediği 'Türk Yapı Sektörünün Rusya Açılımı' toplantılarından ikincisi olan 'Rusya'da Müteahhitlik hizmetleri ve Türk Yapı Sektörüne Genel Bakış', bugün (23 Şubat Çarşamba) YEM'de gerçekleştirildi.
Toplantıda, DEİK Türk Rus İş Konseyi, 'OPORA ROSSII' Rusya Küçük ve Orta Ölçekli Girişimcilik Örgütü Meclisi, Rusya Federasyonu Ticaret ve Sanayi Odası, Türkiye Müteahhitler Birliği, Gentes Grup, B+L Marktdaten, Rönesans İnşaat, Ant Yapı ve Capital Grup'un üst düzey yetkilileri konuşmacı olarak yer aldılar.
Toplantının açılışında konuşan Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Hasol, bu yıl 21 bin metrekare büyüyecek olan fuarı bir günde gezmenin mümkün olmayacağını söyledi. Düzenlenen toplantıların Fuar süresince de devam edeceğini, ikili görüşmelerle zenginleştirileceğini vurgulayan Hasol, yatırımcıların zaman kaybetmeden muhataplarıyla görüşebilecekleri profesyonel bir ortam yaratılacağını ifade etti. Türk inşaat sektörü için çok önemli bir ülke olan Libya'da yaşanan gelişmelere de değinen Hasol, 'konuk ülke' projesine başlarken 'Rusya mı, yoksa Libya mı' tereddütünü yaşadıklarını, ancak gelişmelerin Rusya tercihinin isabetli bir seçim olduğunu gösterdiğini sözlerine ekledi.
Daha sonra söz alan Gentes Grup Yönetim Kurulu Başkanı ve DEİK Türk- Rus İş Konseyi Başkan Yardımcısı İzzet Ekmekçibaşı da DEİK ve Türk- Rus İş Konseyi'nin kuruluşu ve gelişimi hakkında bilgi verdi. Ekmekçibaşı, Rusya ve bölgesinin önemini, 1972 -2010 yılları arasında Türk müteahhitleri tarafından tamamlanan projelerin yüzde 44.9'unun BDT üyesi ülkelerde gerçekleştiğine dikkat çekerek ortaya koydu. Rusya'da ekonomik krizle birlikte yüzde 18'lere varan bir daralma yaşayan inşaat sektörünün 2010'un ilk çeyreğiyle birlikte ekonominin canlanması ve petrol fiyatlarının Rusya'nın istediği seviyelere gelmesiyle birlikte yeniden hareketlenmeye başladığını söyleyen Ekmekçibaşı, önümüzdeki yıllarda gerçekleşecek 2014 Soçi Kış Olimpiyatları, APEC toplantısı, 2018 Dünya Kupası gibi organizasyonlar nedeniyle müteahhitlik sektörünün daha da canlanacağının öngörüldüğünü sözlerine ekledi. Ekmekçibaşı, ulaştırma, enerji ve konut yatırımlarının sunduğu potansiyeli de unutmamak gerektiğini ifade etti.
Türk Yapı Sektörü Raporu 2010 verileri ışığında sektör ve Rusya fırsatları
Açılış konuşmalarının ardından YEM Genel Müdürü Barış Onay ve B+L Marktdaten Kurucu Ortağı Martin Langen, YEM'in yapiveri.com sitesinde yer alan verilerle hazırlanan 'Türk Yapı Sektörü Raporu 2010' ışığında sektöre dair genel bir değerlendirme yaptılar ve Rusya fırsatlarına değindiler.
Sunumuna Türkiye'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) rakamları ve bunun dünya ekonomisindeki yeriyle başlayan Barış Onay, rakamların Türkiye'nin hala gelişmekte olan bir pazar olduğunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Onay, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde dünya ekonomisi için öngörülen yüzde 4 - 4,5'luk büyüme rakamlarının arkasında kalma tehlikesine işaret ettiği konuşmasında, bunun en büyük sebeplerinden biri olarak bütün dünyayı gölgede bırakan bir büyümeye sahip olan Çin'i gösterdi. 2009'da Türkiye yüzde 4,6, BDT yüzde 6,5, Avrupa yüzde 4,1 küçülürken Çin'in yüzde 9,2 büyüdüğüne vurgu yapan Onay, "Yuan değer kazanıyor; bu trendin süreceğini düşünebiliriz" dedi. Yapı sektörüne odaklanan bir sunuma genel ekonomik parametrelerle başlamasının sebebini "Hiçbir ülkede yapı sektörünü genel ekonomiden ayrı düşünemiyorsunuz" şeklinde açıklayan Onay, "Burada Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bir soru işareti var; Türk üreticisi artık fiyat endeksli rekabet dönemini kapatarak kalite endeksli rekabete geçmeli. Yoksa fiyat konusunda rekabet etmesi gereken bir dev var" şeklinde konuştu.
"İnşaat sektörü toparlanıyor, normalize oluyor"
2010 üçüncü çeyrek verilerine göre Türkiye'nin 1999'dan bu yana en büyük GSYH cari büyüklük noktasına ulaştığını ve bu büyüklükte inşaat sektörünün gelişmekte olan bir pazar olarak dikkat çektiğini aktaran Onay, ancak sektörün cari anlamda henüz 2008'in ikinci yarısında yakaladığı tepe noktasından uzak olduğuna dikkat çekti. Onay, sektörün 2010'un ikinci çeyreğinde bu noktaya yakın bir değere ulaştığını, ancak üçüncü çeyrekte yaşanan düşüşün dördüncü çeyrekte de sürmesinin beklendiğini; ancak toparlanma sürecinin normalize olarak sürmesinin öngörülebileceğini söyledi. Türkiye GSYH'nın cari büyüklüğüyle inşaat sektörünün cari büyüklüğü karşılaştırıldığında, inşaat sektörünün oluşturduğu katma değerin genelin yüzde 5 – 6‘sına karşılık geldiğini belirten Onay, ancak inşaat sektöründe olacak bir toparlanmanın bankacılıktan başlayarak pekçok sektöre yansıyacağının gözden kaçırılmaması gerektiğine dikkat çekti.
Onay, reel toparlanmanın imalat kapasite kullanım istatistiklerinden inşaat maliyet endeksine kadar bir dizi grafikte de görülebileceğini ifade etti ve yapı sektörünün ihracat açısından Türkiye ekonomisi için önemine işaret etti. Türkiye'de ihracatın ithalata bağlı yapısına değinen onay, ithalatının üç katı ihracat yapan yapı malzemeleri sektörünün Türkiye'nin cari açığını fonlayan sektörlerden biri olarak ortaya çıktığını belirtti. Onay, yurtdışı müteahhitlik hizmetleriyle, inşaat malzemesi ihracatının birbirine çok yakın bir korelasyon gösterdiğini de sözlerine ekledi.
Rusya pazarını istiyorsanız, 5 - 10 yıl sonra değil şimdi girin
Daha sonra söz alan Martin Langen, bölgesinde anahtar bir ülke olan Türkiye'nin önemine dikkat çekti, ancak yatırımcıların pazar seçiminde dikkatli olması gerektiği uyarısında bulundu. Yatırım aşamasında elbette bir ülkenin büyüklüğünün çok da önemli bir parametre olamayacağına, fakat büyük ülkelerin talebinin de büyük olacağı için bir kapasite aşımı sorunu yaşanmayacağına değinen Langen, ancak geçirdiği büyük yapısal değişiklik sonrasında çeşitli sebeplerle düşen nüfus artışının Rusya için bir sorun olarak görülebileceğini savundu. Doğu Avrupa ülkelerinde ve Rusya'da konut üretiminin pastanın en büyük dilimini oluşturduğunu aktaran Langen, Rusya'nın yıllık konut ihtiyacının 860 bin olduğunu açıkladı. Rusya'nın konut yatırımlarına büyük önem verdiğinin altını çizen Langen, Putin'in önümüzdeki 5 yıl için konut projelerinde yüzde 150'lik bir artış öngördüğünü, 2010'da 60 milyon metrekare olan toplam alanın 2016'da 100 milyon metrekareye ve 2020'de 142 milyon metrekareye çıkarılmasının beklendiğini söyledi. Langen, mevcut kötü yapı stoğunun ve kentlere yönelen göçün de söz konusu ihtiyacı beslediğini; değişen yaşam kültürünün de 3 - 5 aileyi içine alacak küçük konut tipolojilerini cazip kıldığını ifade etti. 2009'da gözlemlenen talep daralmasının inşaa edilmiş konut rakamlarına yansımadığını hatırlatan Langen, bunda Rusya'nın yerel firmalara öncelik tanımasının etkili olduğunu belirtti. Hükümetin, petrol ve gaza bağlı ekonomik yapıyı çeşitlendirmeye çalışmasının konut dışı yapısal üretimde de uzun vadeli cazip bir pazar yaratacağına işaret eden Langen, bunun 25 milyon metrekareden 100 milyon metrekareye çıkma potansiyeli taşıyan bir pazar olduğunu aktardı.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın