Sedad Hakkı Eldem 100 Yaşında
Filiz YAVUZ
/ 21 Kasım 2008
Ev ve söylem çelişkisi
"Türk Evi ve Sedad Hakkı Eldem'in Evi: Bu Çelişki Neye İşaret Eder?" başlıklı konuşmasına bir uyarı ile başlayan Prof. Dr. Uğur Tanyeli "Söyleyeceklerim rahatsız edici olabilir. Yanlış anlaşılma ihtimali üzerine baştan söyleyeyim ki Sedad Hakkı Eldem'in 20. yüzyıl Türk mimarlık tarihinin en önemli ismi olduğunu düşünüyorum. Fakat söylem, toplumsallık dünyasında artık söylemlikten çıktığı için çelişki üretmeye başlar. Ben de Türk Evi söyleminden yola çıkarak Sedad Bey'in çelişkilerini anlatacağı. Sedad Bey'in evi üzerine çok özel, çok kısıtlı bir konuşma yapacağım" dedi.
Tanyeli şöyle konuştu: "Sedad Hakkı Eldem, 1950'lerden başlayarak Elmadağ'da Cumhuriyet Caddesi üzerinde kendi tasarladığı bir apartmanın en üst katındaki dubleks dairede yaşadı. Sözkonusu apartmana dışarıdan bakıldığında İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi'nin mimarisini hatırlatıyor. Kagirleştirilmiş ve anıtsal boyutlara ulaştırılmış, ama yine de Osmanlı vernaküler konutuyla görsel akrabalık kurması öngörülmüş bir mimarlık bu. Mimarın onlarca ana kaygısını oluşturan Türk Evi söylemiyle, bu yapının dış biçimlenmesi arasındaki bağıntıları okumak zor değil. Biraz zorlanarak her katta iki dairesi olan apartmanın arka dairelerin artı biçimli salon planı da Türk Evi'yle ilişkilendirilebilir. Geri kalanlar o kavram nasıl tanımlanırsa tanımlansın Türk Evi diye nitelenene benzemiyor. Tam aksine, bu daire herşeyiyle mimarin yabancı olarak gördüğü, ithali yüzünden yerli zevkin ve yerli konut geleneğinin öldüğünü söylediği mimarinin izlerini taşıyor. Oysa biliyoruz ki Eldem, vernaküler konutun güncelle süreklilik ilişkisi tesis etmesi konusunda çok duyarlıydı."
Eldem'in dairesinin döşenişi itibariyle daha da belirgin biçimde "Avrupai" olduğunu söyleyerek, "Duvara dönük yatay dikdörtgen biçimli şömine, üzeride bir tablo, tavan ayrıntılarını dolanan kartonpiyerler, çiçekli ve düz kılıflı hantal koltuklar, sehpalar, yemek masası ve sandalyeleri, onların ardında konumlanan büfe, duvarlarda çerçeveli gravürler, masa lambaları, avizeler, kristaller, gümüşler, herşey geleneksel Türk barınma kültürünün alışkanlıklarının dışında. Evin, Eldem'in terminolojisiyle Türk olarak nitelendirilebilecek içeriği, sehpalar üzerinde birkaç Osmanlı gülabdabanı, diviti, kaması, Salon duvarında bir Edirnekari kavukluk ve nihayet üst kattaki çalışma odasında duvara asılmış durumda, muhtemelen geç 18. yüzyıla tarihlenebilir eski bir eve ait ahşap bir tavan göbeğinden ibaret" dedi.
Tanyeli, bu dubleks örneğin rahatlıkla bar yabancı dekorasyon dergisinde de bir İngiliz evi olarak yayımlanabileceğini ifade eti.
"Sedad Hakkı Eldem ve Mimarlığı" sempozyumu bu akşam sona erecek.
İlişkili Haberler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın