Samsung’un geri dönüştürülebilir televizyon kutuları kullanılarak, In-Between Tasarım Platformu'nun küratörlüğünü üstlendiği ‘Eco-Package’ projesinde yer alan tasarım stüdyolarıyla kısa bir söyleşi... Sergi, 30 Haziran’a dek Akaretler Sıra Evler No:37-39’da.
Samsung’un In-Between Tasarım Platformu küratörlüğünde geliştirdiği ‘Eco-Package’ projesinde Onaranlar Kulübü, Ottan Studio, Beril Ateş, Herkes İçin Mimarlık Derneği adına Serap Kaçmaz ve Kubilay Ercelep, Öykü Baştaş ve Figure, televizyon kutularını ileri dönüştürerek yeniden tasarladı. In-Between Tasarım Platformu, sergi katılımcılarıyla bir söyleşi gerçekleştirdi:
Onaranlar Kulübü
Samsung Eco-Package projesi kapsamında oluşturduğunuz proje için ilhamınız ne oldu?
Yaşadığımız kent ve çevreyle kurduğumuz diyalog; oraya olan aidiyetimizi artırırken, sosyalleşme pratiklerimizi gerçekleştirmek için de bir zemin yaratıyor.
Samsung Eco-Package projesi kapsamında, Onaranlar Kulübü’nün sokakta müdahale pratiklerini, kamusal alanda sosyalleşme ihtiyacıyla bir araya getirmek istedik. Ürün tasarımcısı JOSÉ CARVALHO ARAÚJ’nun şekil değiştiren ev mobilyası tasarımından ilhamla, birbirine iyi gelen insanların bir arada olması gerektiğine inanarak, sokakta sosyalleşme pratiklerine çevreci ve oyuncu bir yaklaşım sunan bir kamusal alan mobilyası konsepti geliştirdik.
Sürdürülebilir yaklaşımın farklı bağlamlarda giderek yaygınlaştığı günümüz dünyasında sizin bu proje kapsamında oluşturduğunuz tasarımla dikkat çekmek istediğiniz konu neydi?
Kamusal alanlar, her demografiden insanın buluşabildiği en büyük ortak alan. Bu alanlar için geliştirdiğimiz bir ürünün sadece tasarım olarak değil, fonksiyonellik ve malzemesiyle de etki etmesi, ilham olması gerektiğine inanıyoruz. Biz de, bu sebeple proje kapsamında kullandığımız Samsung televizyon kutuları aracılığıyla, yeniden kullanıma kazandırma, sorumlu üretim ve tüketim ilkelerinin farkındalığına dikkat çekiyoruz.
Bu proje kapsamında şekillendirdiğiniz tasarımınızın kendi tasarım pratiğinizle kesiştiği noktalar nelerdi?
Üretim sürecinde; elimizdeki karton kutulardan herhangi bir atık çıkarmadan, kartonun kendi kıvrımlarını kullanarak en verimli sonuca ulaşmaya çalıştık. Tasarım ve malzeme kadar sağlamlık da bizim için önemliydi. Bu sebeple mevcut tasarımı olabilecek en dayanıklı şekilde revize etmek için üretim sırasında çıkan atık kartonları da destekleyici olarak kullandık. Samsung Eco-Package projesinin atık ambalajları yeniden kullanıma kazandırarak herkes için yeni ve yaratıcı bir oyun alanı sağlaması, Onaranlar Kulübü’nün kent ve insan arasında diyalog geliştiren motivasyonuyla birleşerek ilham verici bir deneyim sunuyor.
*
Ayşe Yılmaz, Ottan Studio
Samsung Eco-Package projesi kapsamında oluşturduğunuz proje için ilhamınız ne oldu?
Malzeme ve yüzey tasarımcısı olarak projeye bu iki pencereden yaklaşmayı tercih ettim ve yolculuğuma iki farklı soruyla başladım: ‘’Kartonların up-cycling süreci yeni bir malzeme üretimine nasıl olanak tanır?’’ ve ‘’Kartonları pratik ve sürdürülebilir bir yöntemle nasıl etkileyici yüzey tasarımına dönüştürebiliriz?’’ Bu sorular üzerinden farklı konseptler oluşturduktan sonra daha fazla kişiye erişerek faydasının daha fazla olacağına inandığım ikinci soruyla devam ettim ve basitlikten yola çıkarak 2 boyutlu olan kartonun sağladığı imkanlarla neler yapabileceğime odaklandım.
Sürdürülebilir yaklaşımın farklı bağlamlarda giderek yaygınlaştığı günümüz dünyasında sizin bu proje kapsamında oluşturduğunuz tasarımla dikkat çekmek istediğiniz konu neydi?
Samsung’un marka kimliğindeki sağlamlık ile yenilikçi ve değişime açık duruşundan etkilenerek oluşturduğum projemdeki amacım, basit bir geometrik modülle ne kadar fazla ihtiyacı karşılayabileceğimizi göstermekti. Basit kesikler ve ve katlamalar kullanarak 2 boyutlu olan modülleri bir araya getirip sehpa, separatör, tabure, vazo gibi farklı 3 boyutlu tasarımlar oluşturabiliyoruz.
Bu proje kapsamında şekillendirdiğiniz tasarımınızın kendi tasarım pratiğinizle kesiştiği noktalar nelerdi?
Ottan Studio olarak sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için meyve posaları, kuruyemiş kabukları ve yapraklar gibi çeşitli gıda ve tarım atıklarından döngüsel biyo-kompozit malzemeler tasarlayarak, üreterek ve ileri dönüştürerek doğadan ilham alıyoruz. Samsung’un TV kutularında %90 daha az mürekkep kullanarak karbon ayak izini azaltmaya dair yaklaşımı benim sürdürülebilirlik anlayışımla, bu projede yapıştırıcı ya da renlendirici kullanmamamış olmamla örtüştü.
*
Beril Ateş
Samsung Eco-Package projesi kapsamında oluşturduğunuz proje için ilhamınız ne oldu?
Samsung’la beraber ürettiğimiz Eco Package projesinde balık figürleri kullanmayı tercih ettim. Burada çıkış noktam; dünyadaki çöp miktarının artmasıyla beraber yol açtığımız deniz kirliliğine, sulardaki canlı popülasyonunun giderek azalmasına, nesli tükenen balıklara bir vurgu yapmaktı.
Sürdürülebilir yaklaşımın farklı bağlamlarda giderek yaygınlaştığı günümüz dünyasında sizin bu proje kapsamında oluşturduğunuz tasarımla dikkat çekmek istediğiniz konu neydi?
Samsung tv kutularının sağlam / kütlesel yapısıyla balık figürlerini biraz heykelleştirmek istedim. Duvardan çıkan balıklar sanki bir nefes alma ve farkedilme ihtiyacındalar. Onlar adına bizim bu sorunları dile getirmemiz gerekiyor gibi hissediyorum. O yüzden kutulardan çıkardığım balık figürlerini boyadıktan sonra, açtığım bu deliklerden ağızlarını dikerek hem su altı canlı popülasyonuna hem de deniz kirliliğine dikkat çeken bir mesaj vermek istedim. İpin birleştirici gücüyle balıklara iki yüzüyle bakabileceğimiz hacimsel bir etki sağladım.
Bu proje kapsamında şekillendirdiğiniz tasarımınızın kendi tasarım pratiğinizle kesiştiği noktalar nelerdi?
Su altı dünyasına olan hayranlığım dolayısıyla balık çizimleri üzerine yoğunlaşan bir sanatçıyım. Dünyadaki çöp miktarının artmasıyla beraber yol açtığımız deniz kirliliğine, sulardaki canlı popülasyonunun giderek azalmasına, nesli tükenen balıklara bir vurgu yapmak için yola çıktığım süreçte samsung TV kutularının sağlam / kütlesel yapısıyla bu figürleri biraz heykelleştirerek hacim kazandırmak istedim.
Çöpe gidecek kağıt ve kartonları ileri dönüştürerek çizimlerimde kullanmak zaman içerisinde disiplinimin bir parçası haline geldi. Bu sebeple Samsung Eco-Package projesiyle TV kutularını ileri dönüştürerek bir sanat ürünü çıkardığımız bu işler benim için ayrı bir anlam taşıyor.
*
Öykü Baştaş
Samsung Eco-Package projesi kapsamında oluşturduğunuz proje için ilhamınız ne oldu?
Bu projeyi ilk duyduğumda, moda haftası için New York’taydım ve New York bana en çok ilham veren şehirlerden biri. Şehirdeki farklı malzeme, form ve objeler her zaman dikkatimi çekmiştir. Karton kutular ile çalışacağımızı öğrendiğimde, ilk aklıma gelen şey New Yorkta sokaklarda marketlerin, restoranların önünde gördüğüm geri dönüşüm için biriktirilip, kapı önüne alınması için yığın olarak konulan karton kutulardan oluşan küplerdi. Bu küpler, farklı kombinasyonlarıyla bana her zaman lego parçalarını hatırlatmıştır.
Atık olarak gördüğümüz bu malzemeyi, günlük hayattaki kullanım biçimiyle, nasıl istenilen ve estetik olarak değerli olan bir objeye dönüştürebilirim ve bunu kendime en yakın şekilde nasıl yapabilirim diye düşünmeye başladım ve bu oyunun ufak bir versiyonunu oluşturmaya karar verdim.
Sürdürülebilir yaklaşımın farklı bağlamlarda giderek yaygınlaştığı günümüz dünyasında sizin bu proje kapsamında oluşturduğunuz tasarımla dikkat çekmek istediğiniz konu neydi?
Malzemeye yeni bir amaç, değer katmak her zaman çok önemli olmuştur benim için. Tasarım sayesinde farklı bir bakış açısı sunmak, özellikle şuan yaşadığımız dönemde, her tasarımcının göz önünde bulundurması gereken bir şey bence.
Bu proje kapsamında şekillendirdiğiniz tasarımınızın kendi tasarım pratiğinizle kesiştiği noktalar nelerdi?
Bende aslında New York sokaklarında kağıt toplayıcılarından gördüğüm oyunun ufak bir versiyonunu oluşturmak istedim. Farklı parçalar oluşturarak, yan yana veya üst üste farklı şekillerde birleştirilebilecek modüller yaratmak istedim. Atık olarak gördüğümüz Samsung Eco-Package projesinin atık ambalajlarının, günlük hayattaki kullanım biçimiyle, nasıl istenilen ve estetik olarak değerli olan bir objeye dönüştürebilirim ve bunu kendime en yakın şekilde nasıl yapabilirim diye düşünmeye başladım. Üst üste konulup ezilmiş bu kartonların aslında birleştiklerinde güçlü bir malzeme oluşturduğunu ve insan taşıyabilecek bir kapasiteye ulaştıklarını bu gözlemlerim sayesinde bildiğim için, katmanlaşma tekniğini kullanmaya karar verdim. Daha sonrasında bu teknikle 3 farklı parça oluşturdum. Bu parçaları birleştirirken, dokuma şeritler kullanmaya karar verdim. Yapıştırıcı kullanmak istemediğim için, farklı birleştirme yöntemleri ararken, aslında moda tasarımda ve stylingde çok kullanılan kemerler geldi aklıma. Buda hem takıp çıkarmayı kolaylaştıran hemde estetik değerini yükselten bir detay oldu.
*
Herkes İçin Mimarlık Derneği adına Serap Kaçmaz ve Kubilay Ercelep
Samsung Eco-Package projesi kapsamında oluşturduğunuz proje için ilhamınız ne oldu?
‘’Yığın’’ bir şeyin üst üste birikmesiyle oluşmuş olan küme anlamına geliyor. Biz de birimlerin mekan içinde yığılma, birikme, yayılma yöntemlerinin kullanmasıyla; üretim ve tüketim pratiklerinin sonucu olan atık ve tüketim kültürünün etkilerini konu alan yerleştirme tasarlamak istedik. Yeniden kullanıma kazandırılan fonksiyonel atıklar her ne kadar yeni işlevlere sahip olsalar da birikip yan yana geldikleri zaman bir hatırlatıcı olarak, tüketim miktarımızı, hızımızı mekânsal olarak bize gösteriyor.
Sürdürülebilir yaklaşımın farklı bağlamlarda giderek yaygınlaştığı günümüz dünyasında sizin bu proje kapsamında oluşturduğunuz tasarımla dikkat çekmek istediğiniz konu neydi?
Dönüştürdükçe yığına eklenen her yeni birim bizlere ne kadar tükettiğimizi hatırlatıyor. Minimum eşyayla maksimum kullanımı amaçlayarak, kullanıcılara tekil bir tasarım sunmak yerine; değişken, uyum sağlayan ve esnek bir tasarım sunarak kişilerin kendi ihtiyaçlarını düşünerek kompozisyon üretebilmesini istedik.
Bu proje kapsamında şekillendirdiğiniz tasarımınızın kendi tasarım pratiğinizle kesiştiği noktalar nelerdi?
‘Yığın’, çeşitli boyutlara ve yüzey sayısına sahip üçgen prizma birimlerden oluşuyor. Prizmaların kapanıp hacim alması için yüzeyler üzerine açıklıklar oluşturularak atık ipler kullanılıyor ve kullanıcının ihtiyacına göre yüzey sayısı arttırılıp azaltılabiliyor. Bu değişimler birimlere mobil ve sabit depolama alanları, taşıyıcı birimler gibi imkanlar sunarken, üçgen formun kullanılması ile birimlerin yatayda-dikeyde mekana yayılmasını ve kümülatif hale gelmesi kolaylaşıyor. Herkes İçin Mimarlık derneği olarak üzerinde durduğumuz katılımcılık, kapsayıcılık ve up-cycling gibi kavramları içerisinde barındırıyor ve bu yüzden de Samsung Eco Package projesinin değerleriyle de kesişiyor.
*
İlke Beyaz, Figure
Samsung Eco-Package projesi kapsamında oluşturduğunuz proje için ilhamınız ne oldu?
Anadolu’da özellikle kadın zanaatkarlar tarafından yüzyıllardır devam ettirilen el dokuması kilim geleneği, maalesef günümüze kadar azalarak gelmiş ve makineleşmenin de yaygınlaşmasıyla unutulmaya yüz tutmuş önemli kültür miraslarımızdan biri. Benim için tasarımın çıkış noktası, karanlıkta kalan bu geleneği aydınlatma ve zanaatkar kadınlara ışık olma isteği oldu.
Sürdürülebilir yaklaşımın farklı bağlamlarda giderek yaygınlaştığı günümüz dünyasında sizin bu proje kapsamında oluşturduğunuz tasarımla dikkat çekmek istediğiniz konu neydi?
Samsung Eco Package Tv kutularından ileri dönüştürerek yarattığım beşgenler prizması şeklinde bir yer lambası kurguladım. 11 adet beşgenin, dokuma tezgahlarından arta kalan ve tamamen doğal kök boyayla renklendirilmiş yünlerle birbirlerine dikilmesiyle ortaya çıkan bu lamba, üzerindeki ayın evreleri figürleriyle de kadın zanaatkarları ve el işçiliğini kutluyor. Yünlerin arasından sızan ışık hem fonksiyonel bir aydınlatma aracı, hem de bu zanaate gönül vermiş kadınların ışığını temsil eden bir gönderme. Büyük resme baktığımızda ise birbirine yünlerle bağlanan her parça aslında bir gelenek aracılığıyla birbirine bağlanan ve birbirini ayakta tutan, güçlendiren bir coğrafyayı temsil ediyor diyebiliriz.
Bu proje kapsamında şekillendirdiğiniz tasarımınızın kendi tasarım pratiğinizle kesiştiği noktalar nelerdi?
Tasarımlarının odağına geleneksel Anadolu kilim motiflerini alan Figure, yaklaşık 2 senedir kültürel bir mirası canlandırmak ve kadınlara istihdam sağlamak için çalışıyor. Bu projede Figure’ün manifestosundan yola çıkarak, tasarladığım kilimlerde de çokça kullanılan dolunay ve yeni ay motiflerinden ilham aldım. Kendi üretimimizden arta kalan yünlerin birleştiriciliğinden de faydalandım. Lambanın formuna karar verdim ve elimdeki yünleri bu tasarıma nasıl adapte edebileceğimi kurguladım. Eco-Package kutularından kesilen parçaları yünler aracılığıyla birleştirerek hayalimdeki formu oluşturdum ve içine uygun bir aydınlatma düzeneğini yerleştirdim.