2019 yılında yarışma projeleri üretmek amacıyla hayata geçen atölyemekan'a dair, kurucusu Mimar Selim Atak ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
atölyemekan Mimar Selim Atak tarafından 2019 yılında yarışma projeleri üretmek amacıyla başlatılmış bir girişimdir. İki sene boyunca, üretilen projeye göre tasarımcıların sanal ortamda bir araya geldiği çalışma sistemi olarak faaliyet göstermiştir.
2022 yılında temelleri atılan, uzaktan çalışma alışkanlığı sonrası yeni düzene uygun ideal çalışma ortamı arayışı sonucu, tasarım endüstrisi ve harici meslek gruplarının beraber kullanabileceği yeni çalışma alanına geçmiştir. Böylelikle mimari fikirler üretmek temeli üzerine kurulmuş sanal örtü farklı meslek gruplarının birlikte çalıştığı fiziksel bir mekana dönüşmüştür.
Son olarak ekibiyle birlikte, İzmir Büyükşehir Belediyesi Bir Uygarlık Odağı Olarak Başkanlık ve Şehir Meclisleri Fikir Projesi Yarışması'nda birincilik ödülüne değer görülen Selim Atak ile atölyemekan ve yarışma projeleri üzerine konuştuk.
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Ankara’da doğdum. Çocukluğumun büyük bir bölümünü ailemin mimarlık ofisinde geçirdim. Mimarlık ve mimarlıkta çalışma kültürü ile tanışmam çok erken yaşlarda oldu; açıkçası başka mesleklerin varlığını çok geç fark ettim. Kısacası mimari bir atölye benim için her zaman ikinci bir ev oldu fakat buna rağmen mimarlığın hayatımdaki yerini anlayabilecek olgunluğa erişmem ancak yirmili yaşlarımın ortalarında gerçekleşti.
2012 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden mezun oldum. 2016 yılında ise Politecnico di Milano’da gördüğüm yüksek lisans eğitimimi, sevgili dostum mimar Mark Adamson ile birlikte hazırladığımız, harabelerin insan üzerindeki etkisini teorik olarak inceleyen ve Japonya’da bulunan Gunkanjima adasında önerdiğimiz alternatif bir turizm senaryosu ile sonlanan tezimizi sunarak tamamladım.
atölyemekan’ı kurmadan önce neler yaptınız? Hangi firmalarda ve projelerde çalıştınız?
Lisans eğitimim süresince Ankara’da bulunduğum dönemlerde ve mezun olduktan sonra tam zamanlı olarak Armim Mimarlık’ta çalıştım. Bu dönem içerisinde çoğunlukla konut ve otel projelerine dahil oldum.
Yüksek lisans yapmak için yerleştiğim Milano’da üniversiteden profesörüm Oliviero Godi’nin mimarlık ofisi Exposure Architects’de yarışma projeleri geliştiren ekip ile çalıştım. Milano’da geçirdiğim son sene Çin Halk Cumhuriyeti’ni turistik olarak ziyaret etme fırsatı buldum. Uzak Doğu’ya olan ilgim bu ziyaret ile arttı. Mezun olduktan sonra özellikle Pekin’de çalışmak önceliğim oldu. İş başvurusunda bulunduğum ofisler arasından Pekin’de bulunan Atelier TeamMinus’da Zhang Li’nin yanında tasarımcı olarak işe başladım. Atelier TeamMinus’da çalıştığım süre boyunca farklı işlevlerde ve ölçeklerde projeler ürettik. 2022 Pekin Kış Olimpiyatları için Zhangjiakou bölgesinin yerleşim planları ve bu bölgede inşaa edilecek spor alanlarının tasarımı göreceli olarak bu dönem dahil olduğum projelerin en prestijlisi oldu diyebilirim.
Zhang Li aynı zamanda Tshinghua Üniversitesi'nde eğitimci olduğu için ofis içerisindeki çalışma ortamı da oldukça öğreticiydi. Bu çok kıymetli olsa da Pekin deneyimimin sonuna geldiğimi düşünerek, kıyasla yumuşak bir doğu yaşantısı sunan Şangay’da yeni bir iş aramaya başladım. Genç ve daha küçük bir ofis olan Ares Partners’da bir süre proje yürütücüsü olarak çalıştım.
Şangay ilginç bir şehir olsa da aradığımın bu olmadığının fark ettim ve Asya maceramı sonlandırarak rotamı Amerika kıtasına çevirme kararı aldım. Meksiko şehrinde bulunan ambrosietchegaray mimarlık ofisi ile tasarımcı olarak anlaştıktan bir süre sonra gerçekleşen Covid-19 salgını ve onun getirdiği kısıtlamalar nedeniyle geçici süreliğine döndüğümü düşündüğüm Ankara’ya gönülsüzce yerleşmek durumunda kaldım. atölyemekan’ın kuruluşuna giden ilk adım bu oldu.
Hangi fikir ve amaçla kuruldu atölyemekan?
atölyemekan, Türkiye’ye geri dönüşümden sonra ailemin Armim Mimarlık içerisinde kullanmam için ayırdığı, içerisinde geniş bir koltuk, bir çalışma masası, bir evrak dolabı ve büyükçe bir bitkinin bulunduğu odaya kendimce verdiğim isimdi. Bu dönem içerisinde geliştirdiğim ilk yarışma projesi üçüncülük ile ödüllendirilen “İzmir Torbalı Belediye Hizmet Binası ve Yakın Çevresi Mimari Proje Yarışması” oldu. atölyemekan’ın bir marka olarak kurulması ise bundan yaklaşık iki yıl sonra sürdürülebilirliğine inandığım zaman gerçekleşti.
Torbalı Belediyesi Hizmet Binası, Pazaryeri ve Katlı Otoparkı, İzmir 2019,
Selim Atak, Eda Abanozoğlu, Gürkan Güney, Yusuf Çetin
Mimarlığı bir an olsun dışarda bırakırsak, atölyemekan’ın ilk çalışma alanı uzaktan çalışmaktan sıkılmış farklı meslek gruplarından bir grup arkadaşın hem çalışmak hem de keyifli vakit geçirmek isteği ile bir araya gelerek ortak bir kullanım alanı yaratması ile oluştu.
Sanal ortamdan fiziksel mekana dönüşen bir atölye. Ekibinizden bahseder misiniz?
Torbalı yarışması ile başlayan ve sonrasında kendi mekanımıza yerleşene kadar temsilci olarak katıldığım tüm yarışmalarda ekibim arkadaşlarımdan oluştu. Yani farklı şehirlerde hatta ülkelerde yaşayan tasarımcıların sanal ortamda bir araya gelerek oluşturduğu kolektif işler diyebiliriz. Bu durumun avantaj ve dezavantajları var tabii ki. Örneğin çalışma saatlerimizin uyuşmaması bazı zorluklar doğuruyordu. Fakat beraber kaliteli işler geliştirmek isteyen bir grup arkadaş için engel olmadı diyebilirim.
Bugün ise daha önce proje bazlı çalıştığımız Rahmi Hızarcıoğlu, Doğu Ayan ve Cansen Molva ile atölyemekan çatısı altında buluştuk ve daha tanımlı bir ekip olduk. Bununla birlikte, ilk başladığımız gün gibi, çalışma alanımızı diğer meslek gruplarından arkadaşlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz.
Daha çok kentsel tasarım, meydan projelerinizi görüyoruz. Bilinçli bir tercih midir, nasıl belirliyorsunuz bu projelerin içinde yer almayı?
Mimarlığın, mekânın özelliklerine dikkat etmek önceliği ile, içerisinde var olan, henüz fark edilmemiş ya da gelecekte var olabilecek potansiyel problemlere verilebilecek uygun ve estetik çözüm önerilerini geliştirmek olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllarda farklı işlevlerde projeler geliştiren ekipler içerisinde yer aldım ve kamusal alanların getirdiği çeşitliliği göz önüne aldığımda mesleki olarak en fazla tatmini bu alanda yaşadığımı söyleyebilirim. Dolayısıyla evet bilinçli bir tercih diyebiliriz.
Konu yarışma projelerine geldiğinde ise, öneriyi geliştirmeye başlamadan tek dikkat ettiğimiz proje konusunun işlevi değil. Tasarım sürecine başlamadan önceliğimiz yarışmaya konu olan alana kendimizce farklı bir çözüm getirip getirmeyeceğimiz; en olası diyebileceğimiz fikirlerin üzerine gitmemeyi tercih ediyoruz. Yarışmaları fikirlerin çarpıştığı bir platform olarak görmekten yanayız sonuç olarak süreç içerisinde bizi geliştirmeyecek ya da zorlamayacak herhangi bir iş üreterek ilerlemek istemiyoruz.
100. Yıl Çarşısı ve yakın çevresi, Ankara 2022,
Selim Atak, Rahmi Hızarcıoğlu, Talip Doğu Ayan
Projelerinizi tasarlarken en çok hangi konulara önem veriyor, nelere dikkat ediyorsunuz?
Aslında yaptığımız kabaca doğru sorulara estetik cevaplar vermek. Proje konusu olan alanın bütün kullanıcılarını göz önünde bulundurarak bir değerler sistemi oluşturmak, tasarım sürecinde öncelikleri ve ihtiyaçları belirlememizde kolaylık sağlıyor diyebilirim. Tasarlarken gereken dengeyi bulmak ve kendi dilimizde üretmek değişmez olarak kalıyor fakat proje özelinde önem sıralamamız değişiyor, yani tasarımımızda tek göz ardı edilmemesi gerekeni süreç yönetimi olarak özetleyebilirim.
Genel olarak yarışma şartnameleri, süreçlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu sene ilk kez deneyimlediğimiz iki aşamalı yarışmaların doğru uygulandığı takdirde, katılımcılar, yarışmayı açan kurum ve jüri üyeleri için en verimli sonucu veren yöntem olduğunu düşünüyorum. Katılımcı olarak heyecan verici bir fikri uygulanabilir bir proje haline getirecek zamanınız olmadığında, diğer bir deyiş ile söyleyecekleriniz varken kendinize saklamanın sinir bozucu olduğunu düşünüyorum. İşte bu durumda iki aşamalı yarışmalar katılımcılara zaman tasarrufu yapma şansı tanıyor. Tabii eğer iki aşamalı yarışma konseptini gerçekten anlayarak ilerlediyseniz.
Şartnamelere gelirsek, sonuç olarak şartname metni bir yazılım kullanılarak geliştirilmiyor. Satır aralarındaki duygu, cümle içerisindeki vurgunun nerede olduğu gibi ufak detaylara dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum. Sizden istenileni iyi anlarsanız, kendinizce en iyi cevabı verebilirsiniz. İstenileni anlamamış olmak uygunsuz bir şaheser üretmenize sebep olabilir.
Yarışma projelerinden uygulanmış projeleriniz mevcut mu? Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Birincilik ile ödüllendirildiğimiz ilk yarışma projesi “İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Meclisleri Yarışması” oldu. Bu noktadan sonra söyleyeceklerimizi biriktirmeye başlayacağız. Eğer bundan birkaç sene sonra tekrar bu soruyu sorarsanız, eminim fazlaca eleştiri ve takdirimiz olacaktır.
İzmir Şehir Meclisi ve Belediye Başkanlık Birimi, İzmir 2023,
Selim Atak, Rahmi Hızarcıoğlu, Talip Doğu Ayan, Cansen Molva
Şu aralar hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
Elimizde bir meyhane projesi var, bizim için yeni bir deneyim. Severek kullandığınız mekanları tasarlamanın büyük bir keyif olduğunu söyleyebilirim.
Genç meslektaşlarımıza, yeni mezunlara bir mesajınız var mı?
Bu söyleşiyi buraya kadar okuyan genç arkadaşlarımızın ilgisini takdirle karşılıyorum, merak ederek doğru olanı yapıyorlar. Henüz kimseye akıl verecek yetkinlikte olduğumu düşünmüyorum; ama bugüne kadar edindiğim tecrübeyle tek söyleyebileceğim, sade kalmaya çalışsınlar.
Teşekkürler...