"Taksim Bölgesi İçin Alternatif Öneriler" konulu 2013 SOS İstanbul Mimarlık Öğrencilerine Açık Fikir Yarışması'nı kazanan öğrencilere ödülleri, 15 Kasım 2013 Cuma akşamı Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) gerçekleştirilen ödül töreniyle verildi.
Yarışma örnek olması bakımından çok önemliydi
Ödül töreninde açılış konuşmasını yapan İstanbul Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Ersen Gürsel; bu yıl yarışma konusunu neden Taksim olarak belirlediklerine ve jürinin çalışma yöntemine dair bir açıklama yaptı. Gürsel; jürinin Taksim konusunda neden çok hassas davrandığı ile ilgili olarak şunları aktardı: "Taksim ve çevresi İstanbul için çok önemli, sosyal bir alan. Her türlü sosyal faaliyetin merkez alanını oluşturuyor. Aynı zamanda politik bir alan. 21. yüzyılın ilk çeyreğindeki sosyal olaylarla Türkiye'nin geleceğini belirleyecek önemli bir uyanış başlangıcını beraberinde getirdi. Beklentimiz sadece proje alanında değil, mimarlık öğrencilerinin İstanbul kenti üzerinde S.O.S veren alanlar üzerine düşünmelerine imkân veren, düşünsel bazda bir platform oluşturmayı amaçlayan bir yarışma olması idi. Jüri bunu belirlemişti. Her ne kadar sayısal olarak katılım düşük olsa da değerlendirilen projelerde beklentilerimizin üzerinde bir sonuçla karşılaştık. Jüriyi bu konuda kutluyorum. Yarışma süreci içinde bazı eleştirilerin önemli olduğunu ifade eden Gürsel; "Mimarlar gene bilindik alışkanlıklarıyla mekânlar üzerinde fiziksel tanımlamalarda bulunacaklar ve o mekânı sahiplenecekler şeklinde bir eleştiri gelmişti. Oysa hiç böyle bir şeyle karşılaşmadık. Amaç şuydu; tasarım öncesinde özellikle kamusal alanlarda genişletilmiş bir platformla düşünsel alanı zenginleştirmek. Bu yarışma örnek olması bakımından çok önemliydi. Düşünsel bazda bütün analizleri içeren kamusal alan nedir, ne olmalıdır, bir kamusal alana nasıl bakılır, kamusal alandaki sahiplenmenin esas amacı nedir, o kentte yaşayan bütün insanların kendilerini kentin sahibi gibi algılamalarına olanak veren bir mekân düzeni midir? İşte bunun analizini yapan birkaç kişi proje gerçekten ödül derecesinde başarılı olarak değerlendirildi jüri tarafından. Çevrenin tasarımında, her alanda mimarlar vardır. İşte Serbest Mimarlar Derneği mimarlık öğrencileri için çok geniş kapsamlı bir kamusal alanda düşüme fırsatını ortaya koydu ve bu yarışma buraya kadar geldi. Sonuçlar hepimizi tatmin etti ve olanaklar ölçüsünde bunun belgelenmesi konusunda bir çalışmayı da sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.
Ödül töreni ve kolokyum öncesinde Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Ersen Gürsel tarafından jüri üyeleri Yavuz Selim Sepin, İpek Akpınar, Ayhan Usta, Özgür Bingöl, Yılmaz Kuyumcu'ya yarışmaya gösterdikleri destek nedeniyle birer sertifika verildi.
Ödül alan isimler
Amacı Gezi'de yaşanan deneyimlerin ışığında park alanında ve çevresinde nelerin yapılabileceğini veya hangi nedenlerle yapılamayacağını tartışmaya açmak olarak belirlenen yarışma sonucunda, birincilik ödülünü Onur Karadeniz (İTÜ), ikincilik ödülünü İffet Huban (İTÜ) ve Ezgi Küçükyörü (İTÜ), üçüncülük ödülünü Esma Selen Aksoy (İTÜ) aldı. Dört ayrı mansiyon ödülünü alan isimler ise; Umut Atlı (İTÜ), Ethem Berk Kurtel (İTÜ), Seda Tuğutlu (İTÜ), Özdil Buran (YTÜ), Duygu Bingöl (YTÜ), Mahmut Maksut Ünal (YTÜ) oldu. 18 projenin teslim edildiği yarışmada; 1917 rumuzlu projenin üzerinde, projeyi hazırlayan öğrencinin isminin yer alması ve teslim edilen paftaların yarışma şartnamesine uygun olmaması nedeniyle raportör tarafından elendi.
Jüri üyelerinden Yavuz Selim Sepin; yarışmayı Gezi ruhunun bir yansıması olarak değerlendirdi ve "Gezi'yi milat olarak alacak olursak bu yarışma Gezi'den önce yapılmış olsaydı çok farklı bir sonuç ortaya çıkacaktı" dedi. Ardından Ayhan Usta; yarışmayı kazanan projelerin hepsinde Taksim bölgesiyle ilgili derin analizlerin yapıldığına, şehrin belleğiyle ilgili belli bir kronolojik dizin içinde araştırmalar yapıldığına, bölgenin geçirdiği dönüşümlerin bir arkeolog gibi incelendiğine dikkat çekti. Yılmaz Kuyumcu ise projenin aleniyet kazanmasının, tartışılabilir olmasının son derece önemli olduğunu ifade ederek jüri olarak projeyi çok sevdiklerini ve beğendiklerini dile getirdi. Kuyumcu'dan sonra söz alan İpek Akpınar, "Yarışmaya katılan öğrencilerin her birinin farklı metotlar geliştirmesi, farklı pozisyon almaları, mesleki anlamda da çoğulcu, farklı yönlerden yaklaşmaları hepimiz üzerinde çok olumlu etkiler bıraktı. Mesleğimin geleceği açısından umut doluyum. Sınırların kalktığı bir dünyada klasik mesleki sınırların da yok olduğunu, katılımcıların kimliklerine baktığımızda çok farklı bir dünya görüyoruz" şeklinde konuştu. Özgür Bingöl ise "mansiyonlarla ilgili tartışmaları uzlaşmayla sonuçlandırabilseydik birkaç ödüle daha ihtiyaç vardı" dedi.