"Yeni Şehircilik" / "Yeni Yeni Şehircilik"

Filiz YAVUZ / 27 Mayıs 2010
Kentlerin neden kontrolsüz büyüdüğü tartışması bir yana, yıllardan beri bu kontrolsüz büyümenin bir sonucu olarak ortaya çıkan kent dışı yerleşmeler kent gündemini meşgul ededursun, Amerika'da bu tartışmaların tam da göbeğinde 1980'li yılların sonlarında ortaya çıkan "Yeni Şehircilik" akımı hala tartışılmaya devam ediyor.



Birbirine uygun binalar tasarlamaktan öte, çevreyle birlikte inşa etmeyi öneren bu kent modeli konut, iş yeri ve ticaret alanlarının birbirine yürüme mesafesinde olması gerektiğini söyleyerek, otomobil kullanımını Amerikan kentleri için bir mecburiyet olmaktan çıkarmak önerisinde bulunuyor. Hareketin önderlerinden Andrés Duany küresel ısınmanın sebebinin, insan yaşamını ve doğal çevreyi tehdit eden Amerikan orta sınıf yaşam tarzı olduğunu savunuyor ve yeşil bina standartlarını belirleyen tek elemanın, çatıdaki güneş paneli olmasını eleştirerek, bunun çevreyi korumaya yetmeyeceğini de sözlerine ekliyor.

"Yeni Şehircilik" akımının ilkelerine ve bu ilkelere göre yapılan uygulamalara getirilen "gizlilik ihtiyacının göz önüne alınmadığı" yolunda eleştiriler mevcutken, bu eleştirilere katılıp katılmadığı yolunda bir açıklama yapmasa da akıma mesafeli duran gazeteci-yazar Greg Lindsay, Fast Company dergisi için katıldığı Atlanta'daki "18. Yeni Şehircilik Kongresi"nin izlenim yazısında, kongreyi "Duany ve takipçileri için katıksız bir zafer" olarak tanımlıyor.

Şimdiye dek hareketin başarılı olduğu yolunda pek çok röportaj veren Duany'nin, aslında hareketinin başarısından derin bir şüphe duyduğunu yazan Lindsay, mimarın kongre kapsamında konuşmacı olarak katıldığı panelde "Tarımsal Şehircilik" olarak da adlandırdığı "Yeni Yeni Şehircilik" hareketini anlattığını aktarıyor.



Lindsay şöyle yazıyor:

"Duany ‘Tarımsal Şehircilik', diye açıkladı, ‘Kentsel Tarım ve Tarımsal Şehircilik'in ikisinden de farklıdır. Büyük düşünüyordu: ‘Tarımsal Şehircilik, besin yetiştiren topluluklarla ilgilenir."

Duany'nin, Amerika'nın golf topluluğu, binicilik topluluğu gibi belli bir amaç etrafında bir araya gelmiş insan topluluklarıyla dolu olduğunu vurgulayarak "Neden sadece doğal ürünlerle beslenmeye çalışan insanlar da böyle bir topluluk kurmasın?" diye sorduğunu ifade eden Lindsay, besin yetiştirmenin çok zor bir iş olduğunu kabul eden mimarın daha fazla golf alanı yapmayı durdurarak, hemen çiftlik inşa etmeye başlanmasını önerdiğini söylüyor. Lindsay'in aktarımına göre Duany devam ediyor:


"Kent meydanın sıralanmış alışveriş merkezlerinin yerine tarım üniversitelerinden, aşçılık okullarından, restoranlardan, yeşil marketlerden oluşan bir alan olsa, bu deli gibi bir itici güç oluşturur."

Lindsay'e göre plancıları ve mimarları daha çok küçük kasabaya benzeyen 1850 öncesinin Amerikasına doğru itmeye çalışan Duany'nin bu mütevazı önerisi kulağa oldukça hoş gelse de, Tarımsal Şehircilik'in bir takım karanlık varsayımlar da içeriyor.

Haber, Fast Company ve Time Magazine'den derlenmiştir. 

Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
  • özkal öztürk 9 yıl önce çok doğru bir bakış açısı, sadece içinde teknik detayların ne olacağı önemli. bende bu konuda çok çalışan bir insanım temel düşünce doğru fakat eko sisteme uyumlu sürdürülebilir üretken bir tasarım ve yaşam alanı oluşturmak insanlığın geleceğini bire bir ilgilendirmektedir....
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :