İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan olumsuz Almanya imajını değiştirmek için, 1948 yılında birkaç kişinin çalışmasıyla oluşturulan güzergah, adını 18. yüzyıl sanat akımı "Romantizm"den alıyor.
İnsana masalsı bir ortam sunarak rotanın adına yakıştırılan romantizmin hakkını fazlasıyla veren bu üç güzel kale kentten sonraki durak, adını kurucusu Roma İmparatoru Augustus'tan alan Augsburg. İki bin yıllık geçmişiyle Almanya'nın en eski kentlerinden biri olan Augsburg aynı zamanda Bertolt Brecht'in doğum yeri.
İtalya'nın kuzeyini Avrupa'nın merkezine bağlayan tarihi Roma Yolu'nun uzantısı olan Maximilianstrasse, Augsburg'un en önemli bulvarı. Sağlı sollu sıralanan Rönesans dönemi yapıları ve gösterişli çeşmeleriyle zarafet içinde uzanan bulvar, kentin güçlü geçmişini yansıtıyor.
Romantik Yol'un son durağı olan Füssen, "Alpler'in kapısı" olarak anılıyor. Heybetli Alp Dağları'nın eteklerindeki Füssen, Romantik Yol'un en etkileyici şatolarına ev sahipliği yapıyor. Yaradılış olarak sanata özellikle de müziğe olan düşkünlüğüyle bilinen Bavyera Kralı II. Ludwig'in politik entrikalardan kaçmak ve hayalindeki hayatı yaşamak için yaptırdığı Neuschwanstein Şatosu, Alpler'in eteklerindeki konumuyla son derece etkileyici görünüyor.
Sisli günlerde gerçeküstü görüntüsü daha da belirginleşen şatonun iç mekanları ise film platosu gibi. Özellikle kralın çok sevdiği Wagner'i dinlemek için tasarlattığı Şarkıcılar Salonu büyüleyici. Ekonomik olarak iflasına neden olan şatoda II. Ludwig ancak 170 gün yaşayabilmiş ve Wagner'i burada hiçbir zaman dinleyememiş.
Derli toplu şirin bir kasaba olan Füssen'de göze çarpan bir diğer önemli yapı ise Hohe Schloss Sarayı. Burası 15. yüzyılda piskoposların yazlık ikametgahı olarak inşa edilmiş. Yapının iç avlusundaki duvarları süsleyen pencereler, cumbalar ve bunların üçgen çatıları gerçek gibi görünse de aslında üç boyutlu boyamanın nefis örnekleri.
Füssen'de bulunan bir başka etkileyici saray olan Hohenschwangau'nun onlarca odasından biri olan Türk Odası son derece heyecan verici. Odanın tüm duvarlarına Beylerbeyi'nden, Truva'ya kadar Türkiye'den onlarca manzara resmedilmiş.
Sarayın içinde bulunduğu Alplerin tüm güzelliklerinin göründüğü vadideki restoranlarda onlarca çeşit yerel bira sunuluyor. Sanırım, Alpler ve bira "Romantik Yol" gezisini sonlandırmak için en uygun ikili...